Bitmeyen gün

79 7 0
                                    

Duş alıp kahvaltımı yaptıktan sonra şımarıkla biraz zaman geçirdim.Sabah yürüyüşü için yakınımızdaki parkın koşu yoluna çıktığımızda kulaklığımı takmış müzik dinliyordum.Şımarık önümden asil asil yürürken arkasından dinlediğim müziğe ritim uydurarak yürümeye çalışıyordum.Birden biri kolumu çekince sersemleyip duraksamak zorunda kaldım."Ateş!" Ateş karşımda durmuş kolumu çekeliyordu.

"Günaydın."

"Off.Sen ne arıyosun burda?"

  Kolumu bırakınca sırıttı."Sabah yürüyüşü"Sesli bir şekilde güldüm.

"Genelde yürüyüşe kot pantolon ve gömlekle mi çıkarsın?"

   Bir an sersemleyip üzerine baktı.Gülüşüm daha da şiddetlendi."Tamam gülme.İtiraf ediyorum.Koşuya çıkmamıştım."  

   Sıkıldığında annesini dürten çocuklar gibi beni çekiştiren şımarığa döndüm."Her neyse.Gitmem gerekiyo."

"Selam hav hav.Bi dakika.Dur.Sana dansla ilgili sormam gerekenler var."

   Arkama bakmadan ilerlerken seslendim."Bunun için kursta bir yığın hoca var."

"Peki ya müzik?" Boynumdan sarkan kulaklığa baktım.Aynısından onun boynunda da vardı.Duraksayıp bana yetişmesine izin verdim.Tam arkamda durduğunda arkama döndüm."Müzik ve dans ne kadar bağlantılı olsalar da farklı şeyler."

"Değiller.Bak bunu sana kanıtlayabilirim."

"Gerek yok."  Koşmaya başladığımda şımarık adı gibi şımararak hızlanmıştı.Arkasından nefes nefese kalmıştım.Eve geldiğimizde ikimizinde dili dışarıdaydı.Soluk soluğa üzerimi değiştirip arabama bindim.Ders saatime az kalmıştı.Daha ikinci günden geç kalamazdım.Kökledim gazı.

kapıdan girer girmez Doğan üzerime bir çanta fırlattı.Havada yakaladım. "Günaydın prenses."Sırıttım."Günaydın marul."-Doğan dans gurubundaki arkadaşlarımdandı.Saçları bonus olduğu için ona marul derdik.-Kucağımdaki çantayı gösterdim."Ne bu?"Mutfağa girmeden sesini duyabilmiştim."Yeni kostümlerin.

    Heyecanla çantayı açtım.İçinde mini bir şort,siyah bir badi,üzerine giymek için neredeyse tamamı yırtık kısa kollu büyük beden bir tişört duruyordu.Koşturarak kursta kaldığımız sürede yemek ihtiyaçlarımızı karşıladığımız mutfağa girdim.Büyük mutfakta kendinizi evinizde gibi hissederdiniz.Rahatlığı ve dizaynı çok hoştu.Bir tane sandaliye çekip marulun yanına oturdum."Gösteri ne zaman?"

"Haftaya." Birlikte sesin geldiği yöne döndük.Tutku elinde bir sandiviç buz dolabının kapağının arkasında bize bakıyordu.Sandiviçinden bir ısırık alıp kaşlarını kaldırdı."Koloyu kim üçtü?"Ağzı dolu olduğu için konuşması o kadar komikti ki marul la birlikte gülmekten yerlere yatabilirdik."Ya boroyo kolo koymoştom ben."Marul bir an ciddileşerek tişörtünü düzeltti."Bön içtöm."Tutku'nun taklidini yapınca tekrar başladım gülmeye.

  Tutku sinirlenerek yanımıza geldi."Ya sen neden başkasının kolasını içiyosun ki?"Marul'un sırtınabir tokat  patlatıp yanıma oturdu."Hoşgeldin tatlım."Tuku'ya sarılıp öptüm."Eee  ne zaman başlıyoruz çalışmaya?"

"Bu seferki serbestmiş.Çalışmamıza gerek yok yani."

 "Kızlar hazır olun kötü bir haberim var."Marul elliyle sırtına ulşmaya çalışırken bize döndü."Tarık yarışmadan sonraki gece evde düşüp bacağını kırmış.Yani yedi kişi kaldık." -Tarık grubumuzdaki dansçılardan biriydi.Ve biz hep sekiz kişi çalışırdık.-Gözlerimi pörtlettim."Nasıl ya?"Marul ellerini açtı."O gerzek nasıl becerdiyse artık.Neyse ki yarışmanın finalinden önce olmadı.Şimdi birisini bulmamız gerek."Nefesimi tuttum.Yeni bir korografi oldukça fazla zaman alabilirdi.

AcımasızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin