Neşeli Çocuk

74 27 100
                                    

*Medya mükemmel bir şarkıdır. Konuyla alakasız. Neysem iyi okumalarr.

Bulut

Son teneffüs zili çaldığı anda çantamı da alıp dışarıya koşmaya başladım. Diğer öğrencilerin tuhaf bakışlarını üzerimde hissediyordum ama umrumda değildi. Ailem gelecekti.

Dışarıdaki merdivenleri de koşarak indim ve koşmaya devam ettim. Şöförümüz Kenan'a doğru hızla koşuyordum. Kenan, arabanın önünde sigarasını içiyordu ve beni görünce şaşkınca bakakalmıştı. O sırada hızımı alamadım ve Kenan'a tosladım. Neyseki bir şey olmamıştı. Kenan elindeli sigarayı hızla yere atıp beni sımsıkı tutmuştu.

- Çok iyi tuttun Kenan abi, dedim.

İlk geldiğinde Kenan bey diyordum ama o kendisine abi dememde ısrarcıydı. Bu ısrarını tek bir şartla kabul ettim. O da bana Bulut Bey demeyecekti.

- Bu ne acele Bulut, dedi gülümseyerek.

- Annemle babam geliyor duymadın mı?

- Duydum da senin acelen onları daha hızlı getirmez ki.

- Biliyorum ama çok heyecanlıyım. Hadi hemen eve gidelim.

Arabanın kapısını açıp hemen içeri kuruldum. Kenan abi de bekletmeden şoför koltuğuna oturdu ve arabayı çalıştırdı.

...

Eve geldiğimde tüm hazırlıkların yapıldığını gördüm. Her şey hazırdı. Büyük yemek masamızdan yatak odalarına kadar. Hemen Kate'in yanına koştum ve sarıldım.

- Çok teşekkür ederim Kate. Sen olmasan yapamazdım.

Bunu her anlamda söylüyordum. Kate olmasa cidden bu evde yaşayamazdım. Her şeyi düzene sokan ve hizmetçilere görevlerini veren oydu.
O da bana sarıldı.

- Rica ederim Bulut Bey. Görevim, dedi hafif bozuk türkçesiyle.

Biraz sarıldıktan sonra ayrıldık. Yapmamız gereken son birkaç iş vardı. Mesela ben gül bahçeme bakmalıydım. Özel odamda ailemle kahve içebilirdik. Normalde kahve içerken de güllerimi izleyebilirdik ama bahçıvanla beraber gülleri yeni budamıştık ve yakında serayı açacaktık. Yine güllerim ile gökyüzü buluşacaktı.

Belki ailem 2 hafta kalırsa mayıs ortasına denk gelirdi ve o zamana güllerim tekrar tomurcuklanıp açmaya başlardı. Beraber bahçemin manzarasının tadını çıkarabilirdik. Bunları düşünerek gül bahçeme doğru koştum. Normalde güllerimin saplarıyla kalması beni üzerdi ama bugün üzülemezdim.
Bahçemde biraz vakit geçirip güllerimle konuştuktan sonra içeriye girdim.

İçeriye girdiğim anda kapı zilinin sesini duydum ve koşmaya başladım. Kapının önüne geldiğimde annem ve babamı gördüm. O kadar çok özlemiştim ki.

- Hoşgeldiniz, diye bağırdım neşeyle.

Annem her zamanki gibi hafifçe gülümsedi.
- Ne kadar heyecan..

Sözünü bitirmesine izin vermeden koşarak kendimi kollarına attım. Aileme sarılmayalı çok uzun zaman olmuştu. Sonra yüzüne baktım. Her zamanki gibi yüzünde çok güzel bir makyaj vardı ve kahverengi gözleri pırıl pırıldı.

- Hala çocuk gibisin Bulut, dedi.

Bu dediğine gülümseyerek babama döndüm. Yüzünde garip bir yorgunluk vardı. Mavi gözleri her zamanki gibi soğuktu ama sevecen bakıyordu. Hemen ona da sarıldım. Hafifçe sarıldı bana.

- Hadi sofraya oturalım. Acıkmışsınızdır, dedim babamın kollarından ayrılırken.

- Hadi oturalım, dedi babam.

Parçalardan Bütüne (b×b)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin