Haykır Delicesine Hislerini

28 6 48
                                    


Yazardan

Bulut korkak ve gergin adımlarını Kırmızı Gül'ün önünde durdurdu.

Gergindi çünkü Kate sayesinde aşık olduğunu öğrenmişti. Korkuyordu çünkü aşık olduğu kişi Aras'tı.

Barın önünde dalgınca beklerken omzuna birinin dokunmasıyla yerinden sıçradı. Adım sesi bile duymamıştı. Arkasını döndüğünde uzun saçlı, kocaman adamı gördü. Bir an panikten ve dalgınlıktan adamı tanıyamadı.

-Seni bu kadar korkutacağımı düşünmedim maviş, dedi adam.

İçten bir gülümsemeyle bakıyordu.

-Hahaha, diye gergince güldü Bulut ve ortam tuhaf bir sessizliğe büründü.

Bir süre boş boş bakıştılar ve Bulut artık gerginlikten ağlamak isteyecekken Can sessizliği bozdu.

-Neden buradasın? Aras için mi geldin?

-Imm şey.. Hayı.. Evet.. Yok ben şey..

Bulut bir türlü konuşamadığını fark edince susup kafasını önüne eğdi. Sanki yüreğinden söylemek istediği kelimeler mantığıyla çelişip anlamlı bir cümle oluşturamıyordu.

-Anladım sanırım, dedi Can.

Bir süre kendiyle tartışan kafası eğik Bulut'a baktı. Sonra tekrar konuştu.

-Ama istesen de istemesen de Aras'la görüşemezsin.

Bulut hızla kafasını kaldırdı. Aras'a kötü bir şey mi olmuştu? Bu düşünce kalbinin sıkışmasına neden oldu.

-Neden, diye sordu zar zor.

-Çünkü artık seni görmek istemiyormuş.

Can'ın dediği bu cümleyle Bulut'un gözleri doldu. Buna rağmen konuşmaya çalıştı.

-Ama... Ama ben..

Cümlesini devam ettirmeye çalışırken Can'ın çok komik bir şey varmışcasına sırıtışını gördü.

-Neden gülüyorsun ki, diye sordu anlam veremeyerek.

Can daha fazla kendini tutamayıp kahkahalara boğuldu. Bulut sadece şaşkınca izliyordu. Kaşları hafifçe çatılmıştı.

Can bol bol kahkaha attıktan sonra konuştu.

-Şaka yaptım maviş. Sadece işleri var. Birkaç gün bu şehirde olmayacak.

Bulut, derin bir nefes aldı ve sordu.

-Neden yalan söyledin?

-Yüzündeki ifadeyi görmeliydim. Neyse fazla takılma, ben de böyle bir manyağım. Bir de niye burada bekliyoruz? İçeri geçip bir şeyler içelim. Isınırız.

Bulut biraz sinirlenmişti ama çok da takılmadı. Can'ın mizacını anlamaya başlıyordu. Sanki bu adam her yerden gülmek için bir şeyler çıkartıyordu.

-Olur geçelim, dedi gülümseyerek ve ikiside gülerek Kırmızı Gül'e girdiler.

...

-Yani, Aras iyi değil mi?

-İyidir herhalde maviş.

-Nasıl yani herhalde?

Can içkisinden bir yudum almadan önce derin bir iç çekti. Buraya oturduklarından beri Bulut'un sorduğu tek şey buydu.

"Cevabımı da beğenmiyor" dedi içinden.
Daha sonra kaşlarını çatıp, sesini alçaltarak konuşmaya başladı.

-Bulut, asıl konuya gelelim. Daha fazla laf cambazlığına gerek yok. Ne iş yaptığımızı bildiğini biliyorum. Bunu bilmene rağmen buradaysan bir gün başının derde girmesini kabul ediyorsun demek oluyor bu.

-Ben..

Bulut araya girmek istese de Can konuşmasına izin vermedi ve devam etti.

-Başın illaki derde girer demiyorum ama her şeyi göze alman gerekiyor. Bir de arkadaş mısınız onu bile tam bilmiyorum ama bir arkadaş uğruna, hem de neredeyse yeni tanıştığın bir arkadaş uğruna, bu kadar riske girilir mi, hiç sanmam. Görüyorum ki çok nazik bir kalbin var. Çok narinsin. Üstüne üstlük alıngansın. Aras'ın bir günü bir gününe denk değildir. Çoğu zaman yanında bile olamaz çünkü çok işi var. Daha bir çok şey var aslında. Kısacası ben, yeterince düşündüğünü sanmıyorum. Bir arkadaş için..

Bulut bir anda Can'ın sözünü kesti ve sesini ayarlayamayarak bağırdı.

-Sadece arkadaş olarak görmüyorum. Onu seviyorum!

Bu haykırışından sonra Can, Bulut'a şaşkınca bakarken aynı şekilde bardaki herkes de sessizliğe bürünmüş ve bir süre Bulut'a bakakalmıştı.

Fakat Bulut'un umrunda değildi. İçi alev alev yanıyordu ve aklı tek bir şeye odaklanmıştı.

Aras...

Aras'a ihtiyacı vardı. Hayatında ilk kez sevgi ne görüyordu. Aras onu seviyordu. Aras ona çok güzel bakıyordu. Hiç kimse ona Aras gibi bakamazdı. Sesini kontrol ederek Can'a son bir şey söyledi.

-Aras'ın ne olduğu benim için önemli değil. Sadece Aras'ı istiyorum. Kısacık bir süre olmuş olsa da onu hayatımdaki herkesten daha çok seviyorum. Beni sevmiyorsa içime atar, vazgeçerim ama beni seviyorsa her şeyi göze alıyorum.

Bir süre sakince Can'ın şaşkın bakışlarını izledikten sonra ayağa kalkıp ceketini giydi ve Kırmızı Gül'ü terk etti.

Ardında bıraktığı Can ise önündeki içkisinden bir yudum aldı ve şaşkın ifadesini yüzünden silip sırıttı. Bulut'un dedikleriyle anlamıştı ki, eğlence yeni başlıyordu.



Parçalardan Bütüne (b×b)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin