Mesafeler aşka engel midir? Tek bir mesajla tüm hayatınız değişebilir mi? Hayatınız altüst mü olur yoksa, bir lunaparka mı döner?
*** O an gelen ani hisle kendime hakim olamadım, Twitter'a girdim. Ana sayfaya göz bile atmadan arama kısmına "Bulut a...
İNSTAGRAM: @emircaanseker. Takip ederek hem bana destek olabilir, hem de sorularınızı sorup yanıt alabilirsiniz.
Yukarıdaki müziği açalım ve kendimizi kitabın satırlarına bırakalım.
"Bu, Titanic'in bir deniz yıldızı için batma hikayesi..."
İyi okumalar canımsular. 🌊
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
5.Bölüm: Ben herkes değilim! "Başım dik yürürsem eğer, bulut yüzüme tükürsün."
***
Sıla benden bu cümleleri ilk kez duyuyordu. İlk kez birisi hakkında böyle konuşuyordum. Tamam daha önce flörtlerim de oldu birkaç sevgilim de. Ama hiçbir zaman bu kadar karmaşık duygular hissetmedim. Özellikle bunları bu kadar kısa sürede hissetmem daha bir garip... Gökyüzünden her an dağılıp gidebilecek, bir Bulut'a tutulmak ne kadar akıl kârı bilemiyorum... Zaten akıl da akıl kârı bir şey değildi.. Dinlediğim bir şarkıdan duymuştum bu sözcükleri. Garip bir düşünce tarzı. Sıla'ya anlatmamın üzerinden iki gün geçmişti ve Bulut'un mesajına hâlâ bakmamıştım. Üst üste, kim bilir ne kadar mesaj birikmiştir... Merak etmişmidir acaba? Sırf mesajlarına bakmamak için, uygulama bildirimlerini dahi kapatmıştım. Herhangi bir bildirim gelmezse, ne yazdığını merak etmezdim. Öyle değil mi? Öyle. Açıkcası öyle olması gerekiyordu fakat gerektiği gibi olmadı. Merak ediyor, hatta meraktan aklımı yiyordum. Parmaklarım defalarca kez uygulamaya gitmişti fakat bir türlü girememiştim. Daha çok alışırsam onunla konuşmaya, sonradan daha çok üzüleceğim. Çünkü alışkanlık olacak gibime geliyor...
Bugün Sıla'yla dışarıda buluşacaktık. Dün gece arayıp beni uykumdan uyandırdı... Psikopat bir arkadaşa sahibim ve... İnanın bu hiç kolay değil. Gecenin beşinde neden arayıp uyandırırsın ki? Sabah söyleyemiyor musun, dayanamıyor musun? Yani bu kadar zor olmamalı... Sinirden küplere binmiş bir şekilde açmıştım telefonu ve Irmak da benim sesime uyanmıştı. O da bana bağırdığı için, onun sesine de annem uyanmıştı! Yani kısacaka kabus gibi bir geceydi! Sadece bir telefonla tüm ev ahalisinin gecesi zehir olmuştu... Sonra ne mi yaptık? Babam horul horul uyurken, ben, annem ve Irmak, kızlar gecesi yaptık! Evet oturduk ve sabaha kadar film izledik. Annem biraz mısır patlattı, biz de Irmak'la ortak bir film seçtik. En son üstümüzde pijamalarımız, ayaklarımızda pandiflerimizle, annemin kanatları altında uyuya kalmıştık. Annem ise... Yazık kadıncağız sabaha kadar pozisyonunu hiç bozmadan bizimle uyumuş. Biz onun göğsünde, o bizim kokumuzla... Huzur dolu bir geceydi diyebilirim. Peki şimdi Sıla'ya böyle huzurlu bir gece için teşekkür mü etmeliydim yoksa onu görür görmez beşte arayıp hepimizi uyandırmasının hesabını mı sormalıydım? Oldukça zor bir karar olacak gibi görünüyor...