Mesafeler aşka engel midir? Tek bir mesajla tüm hayatınız değişebilir mi? Hayatınız altüst mü olur yoksa, bir lunaparka mı döner?
*** O an gelen ani hisle kendime hakim olamadım, Twitter'a girdim. Ana sayfaya göz bile atmadan arama kısmına "Bulut a...
OKUYAN HERKES OYLASA VE SATIR ARASI YORUM ATSA, M.U.M DA KEŞFETE ÇIKAR CANIMSULARIM. 🥺
Yukarıdaki müziği açalım ve kendimizi kitabın satırlarına bırakalım.
"Bu, Titanic'in bir deniz yıldızı için batma hikayesi..."
İyi okumalar canımsular. 🌊
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
11.Bölüm: Garip Bir Mesaj. "Tepemdeki kara bulutlar gitmememi engellemeye çalışıyordu..."
***
İçim sancılarla dolu bir şekilde evden çıktım. Sanki hissedilmiş gibi tüm bulutlar toplanmaya başlamıştı. Yağmur yağacağı bir ihtimaldi. Normalde yazın güneşle birlikte yağan yağmurları severdim. Hemen ardından mükemmel bir gökkuşağı... Ama bu öyle değildi, bu farklıydı. Bulutlar, tüm karamsarlığı ile hem içimi hem de gökyüzünü kaplıyordu. Bir şimşek inecek gibi hissediyordum, tepeme. Adımlarımı yorgun yorgun atıyor, her iki adım da bir geriye gidiyordum sanki. Tamam dememe rağmen şu an gitmek istemiyordum. Maalesef ki gelmek üzereydim zaten. Ve onu orada öylece bırakamam... Tepemdeki kara bulutlar gitmemi engellemeye çalışıyordu.
Belki de yoluma bir şimşek düşse, ayaklarımı kıçıma vura vura kaçacaktım. Ama şu an inatla gitmeye devam ediyorum.
Telefonu cebimden çıkarmadan kulaklık ile açtığım için kim olduğunu bilmiyordum. "Alo, neredesin?" Arayan Semih'di. "Gelmek üzereyim." dedim sahile çıkan yokuştan inerken. Gözlerimin önündeydi koca deniz ve belki de... Belki de Bulut, denizin tam karşısında bir yerdeydi. Belki aramıza mesafeleri koyan sadece bir denizdi. Bulut bir denizdi ve ben Titanic. Bulut bir deniz yıldızıydı ve ben onun için batacaktım! Onu derinlerden çıkarmak için ben batacağım!
"Ben geldim. Bekliyorum." dediğinde sesinden heyecanı anlaşılabiliyordu. "Görüşürüz." dedim daha fazla uzatmadan ve kulaklığımın tuşuna basarak aramayı sonlandırdım. Şarkım kaldığı yerden devam ederken adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Adımlarım artık geriye gitmeyi bırakmış, bulutlar vazgeçmiş gibi dağılmaya başlamıştı. Gökyüzünden tek bir damla bile düşmemiş, bulut yüzüme tükürmemişti. Başımı dikleştirdim ve derin bir nefes aldım.
"Sen yanlış bir şey yapmıyorsun Güneş. Senin hiçbir şeyin değil Bulut. Semih de değil. İkisi de sıradan insanlar, hatta Semih zaten arkadaşın." Kendimi rahatlatmaya, içimdeki karamsarlığı susturmaya çalışıyordum. Ve galiba başarmıştım da. İçim daha da rahattı.