14.Bölüm

2.7K 149 1
                                    



Dakikalardır telefonuna gelen mesajı sindirmeye çalışan Gülin, çok sevdiği arkadaşından gelen bu mesajın bir veda mesajı olduğunu gayette anlamıştı. İstemsiz gözleri dolmaya başlayan Gülin, çevresindeki tuhaf bakışlara aldırmadan bir hışımla işyerinden koşarak dışarı çıktı. Dakikaları heba etmemek adını dinlenmek için bile durmadan koşmaya devam ediyordu. Son anda farketmiş olduğu taksiye binerek adrese doğru ilerledi.

Taksiden inerek koşar adımlarla ilerledi ve sonunda evin önüne geldi. Evin çevresini kolaçan etsede dışarıdan hiç bir şey farkedilmediği için son ses bağırmaya başladı.

-G: ''Yeliz bitanem ben geldim arkadaşın Gülin..Yelizzz beni duyuyor musun? Kapıyı aç lütfen bak beni korkutuyorsun. Canım yalvarırım kapıyı aç,söz sadece iyi olduğunu görüp ve sana sadece bakıp gideceğim. İstemezsen eve adım dahi atmam, yeter ki yüzünü 1 dakika dahi olsa göreyim. 1 haftadır seni görememenin,sesini duyamamanın, nasıl acıttığını bir bilsen. İnan o şikayet ettiğim dedikoduları bile çok özledim. Yeliz kapıyı aç Yeliz'' diye hıçkırıklarla ağlayarak kendini yavaşça yere bırakarak ağlamasını sürdürdü.

Daha fazla zaman kaybetmek istemediğinden hemen yardım çağırmalıydı.Önce 112yi arayıp yardım istedi.Hemen peşine bir çilingir çağırdı. Heyecanla kapıda beklemeye devam ederken ağlamaya devam ediyordu. Eğer Yeliz'in başına kendisi yüzünden bir şey gelirse bunun acısına asla katlanamayacağını düşünüyordu. O 10 dakikalık bekleyiş ona saatler gibi gelmeye başlamıştı ki çilingirin kapıyı açmasıyla koşar adımlarla içeri girdi ve donup kaldı.Hayatında annesinden sonra en çok değer verdiği insan biricik arkadaşı kendini asmıştı.Ağlaması daha da şiddetlenirken etraf aniden karardı.

....

Uyandığında baş ucunda bir tane sağlık görevlisi vardı.Kendine yavaş yavaş gelirken birden olanları hatırladı ve hıçkırarak ağlamaya başladı.Yeliz kendini asmıştı hemde kendisinin sebep olduğu bir olaydan dolayı.Eğer o hiç Yeliz ile tanışmasaydı başına bunlar gelmeyecekti.Eğer o İzmir'den gelirken direnseydi yada kaçsaydı bunları yaşamayacaktı. Eğer o hiç İzmir'e gitmeseydi Yeliz ile tanışmayacaktı.Eğer o hiç doğmasaydı annesi Hilmi ile evlenmek zorunda kalmayacaktı. Ve düşünceleri eğer eğer eğer ...olarak devam ediyordu.

Hemşire "Nasılsınız? Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? " dediğinde düşüncelerini susturup hemşireye baktı.Ağzını açmak istemiyordu. Sadece ağlamak istiyordu.Hemşire sorusunu yineledi."Gülin hanım dışarıda polisler var ve sizi sorgulamak için bekliyorlar.Eğer kendinizi iyi hissediyorsanız haber vereyim." O an gözlerini kapadı ve gözyaşlarının akmasına izin verdi.Sadece gözlerini kapatmak istiyordu.Gözlerini kapatınca karşısına gelen Yeliz'in kendisini güldürmek için uğraştığı hallerine biraz daha görmek istiyordu.Sadece yanında biricik arkadaşı, kardeşi dediği Yeliz'i istiyordu.

Gözlerini açıp karşısında kendisinin nasıl olduğunu anlamaya çalışan hemşireye baktı ve yataktan doğrulmaya çalıştı.Kollarında hiç güç kalmamıştı.Artık ağlamayı bırakıp kardeşine karşı son görevini yerine getirmesi gerekiyordu.Zorlukla yatağında dikleşip polislerin içeri gelmesini istedi.İçeri iki tane polis memuru girdi. İkiside oldukça genç duruyorlardı. Kumral saçlı olanı lafa girdi.

"Öncelikle başınız sağolsun Gülin hanım.Size bir kaç sorumuz olacak.Yeliz hanımın nesi oluyorsunuz?"

"Çok yakın bir arkadaşıyım.Yıllardır tanışırız birbirimizin herşeyini biliriz."dediğinde diğer polis lafa girdi. "Peki nasıl şüphelenip kapıya geldiniz?"

GÜLİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin