4.Bölüm

5.3K 231 3
                                    

(VİDEO) : TABLO(FT.TAEYANG) - TOMORROW 

Kapıdaki kişiyi görünce kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Karşımdaki kişi özannemin ta kendisiydi. Eskisine nazaran daha zayıf daha bitkin gözüksede o eski güzelliği kaybolmamıştı. Sadece yıllara dayanamayan kırışıklıklarla dolu bir yüze sahipti. Gözlerinin yeşili her zamanki gibi umutla umutsuzluk arasında geziyor gibiydi. Birbirimize sarılarak resmen özlem giderdik. Ağlayışlarım iç çekişlere dönüştü ve daha sonra kendimizi toparlayıp salona doğru ilerledik. Evin dışı farklı gibi dursada evin içi aynıydı. Hiçbir değişiklik yoktu. Değişen sadece annem ve HİLMİydi. Annem ne kadar çöktüyse HİLMİ ise o kadar çok kendine bakmıştı.

İlk uğrak yerim kendi odam oldu. Odaya girdiğimde 10 yıldır hiç bi değişikliğe uğramadığını gördüm sadece tavanları rutubetlenmiş ve odayada kokusunu yaymıştı. Telefonumu elime alarak yatağıma uzandım. Tekrar ACARa mesaj atmaya devam etim. Dünden beri bu otuzuncu mesajımdı ama o hiçbirine cevap vermiyordu. İçim içimi yiyordu acaba sevgilime birşey mi olmuştu? Hasta mıydı? Başına birşey mi gelmişti? Meraktan ölmek üzereyim şuan. Ne yapmalıyım aramakla aramamak arasındayım. ACARı aramaya karar verdim ve aramaya başladım. Ama çağrılarım cevapsız kalmaya devam etti. Dayanamayarak ACARla ikimizin ortak arkadaşı olan YELİZi aradım. İkinci çalışta açıldı ve 'Sen nerelerdesin kızım ya çok merak ettik ' diyerek konuşmaya başladı. Ona olanları anlattım bir nebze merakını gidermiştim ama onun sesi olduğumdan daha kötü geliyordu. Farkındaydım birşeyler olmuştu ama o bana yansıtmamaya çalışıyordu. Aklımda HİLMİnin ACARa kötü birşeyler yaptığı düşüncesi oluştu. Bunu YELİZe dile getirdim ama o ne iyi ne de kötü bir yorum yaptı. Hatta bu konuyu geçiştirmeye çalıştı. Ben kesin ACARa birşey oldu diyerek ağlamaya başlayınca YELİZ biranda 'Onun için değmez ağlamayı kes artık ' diyerek bana çıkıştı. Duyduklarıma inanamayarak 'Sen ne diyorsun YELİZ ne demek değmez?' diye bağırmaya başladım. Ve YELİZ herşeyi baştan sona kadar anlatmaya başladı. 

'Gülin aslında ben ACARın başka biriyle olduğunu biliyordum ve madem hayatında başka biri var derhal GÜLİNden ayrıl diyerek baskı yaptım ancak ACAR ben GÜLİNi seviyorum her insan hata yapar diyerek kendini savundu ve bir daha da o kızla görüşmeyeceğini dile getirdi. Ama tekrar görüşmeye devam etmişler. Öğrendiğim kadarıyla subay olduğu doğruymuş ama sadece o kadar zengin olduğuda yalanmış. Sana aldığı yüzük bile kiralıkmış nişan gecesi sen ortadan kaybolunca yüzüğü bile sahtesiyle değiştirip o yüzüğü satmış. Amacı zaten onu en baştan satmakmış. Ayrıca annem hasta ameliyat olmalı ama ben şu sıralar sıkışık olduğumdan bulamıyorum diyerek senden aldığı parada yalanmış. Tek amacı senden para koparıp o kızla yurtdışına kaçmakmış. Ben de dayanamayıp bir iki kez sana bunu dile getirmek istedim ama senin ACARla mutluluğun benim yüzümden bozulmasın istediğim için susmayı tercih ettim. Zaten bu durumu gruptaki çoğu kişi bildiği halde susmuşlar sadece seyirci olmak istemişler ama ben ne zaman onları görsem içim içimi yiyordu sana bunu daha erken söyleyemedim arkadaşım çok üzgünüm.' diyerek konuşmasını sonlandırdı. Telefonu kapatıp kenara bırakarak yatağıma oturdum.

Duyduklarımdan sonra dondum kaldım ve o an kandırılmışlık hissi ve şuan yaşadıklarıma daha fazla dayanamayarak ağlamaya başladım. Beni seven tek kişi,dürüst olan tek kişi diye düşündüğüm adam beni sırtımdan vurmuştu. Peki ama ben ona ne yapmıştım da bana bunları layık görmüştü? Sonunda ben de mutluluğu yakaladım diyerek hayal ettiklerim aslında bir rüyadan mı ibaretti. Bu yaşadıklarıma inanmak istemezce bu rüyadan uyunmak istedim ve bir anda kolumu cimcikledim. Attığım çığlıkla kendime geldim kolumun acısından dolayı yavaşça ovalamaya başladım. Demek ki bu da bir rüya değildi her zamanki gibi gerçekti. 

YELİZle telefon konuşmamızın üstünden 1saat geçmişti ve benim bolca düşünmemi sağlamıştı. Madem ben artık eski GÜLİN değilim kendime çeki düzen verecek ve ACARdan önceki hayatıma geri dönecekim. Ve şuanki hayatıma alışmaya çalışacaktım.

Odadan çıkarak banyoya geçtim. Elimi yüzümü yıkarak kendime gelmeye çalıştım. İçeriden yemek kokuları bütün evi sarmıştı. Karnımdaki seslerden anladığım kadarıyla çok acıkmıştım. Tabikide dün geceden bu yana ağzıma bir lokma dahi koymamıştım. Mutfağa doğru ilerlerken, salonun önünden geçerken etrafa bakındım ama HİLMİ denen herif ortalarda yoktu. Büyük ihtimal her zamanki mekanı olan kahvehaneye doğru yol almıştı. Mutfağa gireceğim sırada üstümü düzeltip kapıyı tıklarak içeri geçtim. Annem yemek yapmakla meşguldu. Beni görünce yüzüne gülümsemesini yerleştirdi ve 'Gülinim geç masaya da birlikte yemek yiyelim' dedi ben de başımla onaylayıp masaya geçtim. Her ne kadar bana çok mutluymuş gibi davransana ben onun kızıydım biliyordum nasıl olduğunu. İkimizde hiç mutlu olmamıştık ama en azından ben ondan daha şanslıydım. Birkaç sene dahi olsa mululuğu ucundan tatmıştım ama hayat beni bundan mahrum edip ellerimden alıp gitmişti.

Çünkü ben hayata hep geriden başlayanlardandım ve hep bu böyle devam edecekkk ...

GÜLİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin