꧁ Suspicious Smell - Choi Soobin꧂
𓆸 26042021𓆸
❝BÖLÜM 24❞
Bazı anlar olurdu. Sadece kalbinin sesini dinlemek isterken başkasının tiz çığlıklarını duyduğun, asla aklından çıkmayacak olan o yaralayıcı sözleri dinlediğin yoğun ve üstünden asla atamayacağın zorlu an...
İnsan, kendi ağzından çıkan sözlerle bile zaman zaman çelişirken bir başkasına nasıl çabucak güvenebiliyordu, aklım almıyordu. Biz buna kör güvenmek diyorduk. Gözlerimiz kapalı karşımızdakine güvenebiliyorduk ancak bu yaptığımız ne kadar doğruydu? Birine gözlerimiz kapalı güvenmek gerçekten güvenilir miydi?
Uzun sorgulayışıma rağmen hala tam bir cevaba sahip değildim. Şıklar arasında gidip gelsem de neyin doğru, neyin yanlış olduğunu henüz anlayamamıştım... Dürüst olmak gerekirse bu noktaya kadar nasıl geldiğimi de hatırlamıyordum. Daha dün gibi aklımdaydı, ağlayarak yurda girmemek için geçmişimde tanıdık, şimdiki zamanımdaki yabancının arabasına binişim. Onun beni teselli etmeye çalışan, pek de başarılı olmayan sözleri. Yıllar önceki sevdiğim çocuk olduğunu öğrenişim ve başı belada olduğu için benden yardım isteyişi...
Tüm bunlar hala aklımda dün gibi gelirken şu an yardım için yalvaran o çocuğun yanımdaki donuk bakışlarına şahit oluyordum.
Evet, benim için de az önceki cümleyi başta kalbime daha sonrasında ise aklıma yedirmesi zordu. Aklım bir şekilde mantıklı bir açıklama yapsa da kalbim inatçıydı, hala inanmamak için direniyordu.
Kendime bile artık güvenmezken başkalarına da güvenebileceğimi sanmıyordum. En yakın arkadaşım bunca ay bize yalan söyleyerek şeftaliyi üretmişti. Bunca ay üretici sandığımız kişi, gözlerimin önünde öldürülmüştü. Erkek arkadaşım dediğim kişi ise bu uyuşturucu yüzünden ölmüştü. Artık güvenebileceğim tek bir kişi bile yoktu.
Bazen tası tarağı toplayıp buradan uzaklaşmak istiyorum. Bazen kendimi o kadar kötü hissediyorum ki aylar öncesine gidip Soobin'in benden yardım istediği günü hiç yaşamamış olmayı diliyorum.
Ben galiba... Bu işe girdiğim için pişman oluyorum.
Benden saklanan sır olsun, arkamdan çevrilen dolaplar olsun, sürekli dışlanışım olsun... Kısacası her şeyden bıkmıştım. Bir kez olsun Soobin'in gözlerime güvenerek baktığını görmemiştim. O bile bana güvenmezken ben nasıl kendime güvenebilirdim? Bana, sürekli ve sürekli bu işte bir fazlalıkmışım gibi hissettiren oydu. Onu ne kadar korumaya çalışsam da, yanında olmaya çalışsam da eliyle itekleyen ve her şeyi benden saklayan oydu. Herkesin bildiği sırlarını en son ben öğrenmiştim. Bundan ötesi olabilir miydi? Hala da yeni şeyler öğreniyordum, onun hakkında.
Tüylerim ürpermişti. Gözlerim dolmuştu. İnanmak istemediğim sözlere bir yeni eklenirken Soobin'in kalkıp itiraz etmemesi güvenimi kırmıştı. Cidden yalanlar üzerine kurulmuş cam bir yolda yürüyormuş gibi hissediyordum. En ufak darbede aşağıya düşecekmiş hissiyatı veriyordu. Arkamdan hız kesmeden kovalayan çok insan vardı.
"O günü elbette hatırlıyorum, nasıl unutabilirim ki?" Adam sanki mazilere küçük bir yolculuk yapmış gibi parıldayan gözlerle yola doğru bakıyordu. "Kendimi dolaylı yoldan bir katil gibi hissettim bunca sene. Ancak görüyorum ki asıl katil hala etrafta dolaşabiliyormuş, üstüne de gerçek katili araştırıyor. Ne ironik!"
"Y-yanlış hatırlıyor olabilir misiniz? Fotoğraftaki kişi abisi ve... Doğal olarak benziyorlar." Kendim bile nasıl cesaret edip konuşabildiğime inanamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUSPICIOUS SMELL² ▪︎ Choi Soobin ✔
Fanfiction-tamamlandı- Tüm renkleri karıştırırsan ortaya siyah çıkar ama tüm renkler için de beyaz gereklidir. Beyaz bağımsızdır, siyah gibi diğer renklere ihtiyacı yoktur. Ancak siyahın beyaza ihtiyacı vardır. Sence hangi şah daha üstün? Siyah mı? Beyaz mı? ...