SUSPICIOUS SMELL² ▪︎ Choi Soobin ✔

Bölüm 6

꧁ Suspicious Smell - Choi Soobin꧂

𓆸 24092020𓆸

❝BÖLÜM 6❞

Saçlarımı sertçe geriye savurup kafeye girdiğimde, içimdeki yersiz heyecanı anlayamamıştım. Sonuçta hayatımda ilk defa Soobin ile buluşmuyordum. Ancak olanlardan ve birkaç gün önce Minhee'den öğrendiğim gerçeklerle, onunla buluşurken bile tedirgin hissediyordum ve yersiz heyecanıma dur diyemiyordum.

Her şeyi sindirmem uzun sürmüştü. Yaklaşık dört gündür bu durum üstüne kendimce düşüncelere boğulmuştum. Hâlâ Minhee'ye güvenip güvenmemek arasında ikilemdeydim.

Uzaktan bakıldığında belki de çoktan çıkmaz sokağa girmiştim. Minhee ile aylardır arkadaştık, onun bu tarz bir şey yapabileceği aklımın en uç köşesinden geçmezdi. Ama yapmıştı...

Daha sonra dedikleriyle, biraz olsun ona inanmıştım. Sonuçta Soojun'un artık nasıl bir insan olduğunu az çok tahmin ediyorduk ve uyuşturucuyu üretmek için masum insanları kullanacağı apaçık bir gerçekti. Ama Minhee'ye güvenip güvenmemek arasında kararsızdım. Bu da planın bir parçası olabilirdi. Bu yüzden kozlarımı iyi oynamak ve her şeye dikkat etmek zorundaydım.

Arka taraftaki masalarda göz gezdirirken telefonu ile uğraşan Soobin'i gördüm. Yüzümde belli belirsiz bir gülümseme oluştu ve hızla o tarafa ilerledim.

Masanın önüne geldiğimde merakla bakışlarını kaldırdı, ardından beni görmesiyle telaşla ayağa kalkıp, "Ah, erken gelmişsin." dedi.

Ona otur dercesine bir bakış atıp karşısına oturduğumda beni süzdüğünü hissedebiliyordum.

Boğazını temizleyip, "Normalde bu kadar süslenmezdin." dedi. Bunu demesiyle asla giymeyeceğim türden olan topuklu ayakkabılarıma baktım. Haklıydı, bugün giyimime ayrı bir özen vermiştim. Normalden fazla makyaj, saç baş...

"Artık süsleniyorum." diye kestirip attım.

Süslenince vicdanım daha rahattı doğrusu. Sanki topuklularla bir nebze olsun yüksek durmak, beni güçlü hissettiriyordu.

Histerik bir kahkaha attı, "Bilerek süslendin dimi, insanları böyle lime lime doğrayayım diye."

Dediği şeye gözlerimi devirdim, "Kıroluk yapma Soobin. Buradan çıkışta kardeşimin karne törenine gideceğim."

Şaka maka yılın sonuna gelmiş sayılırdık. Bir hafta sonra yılbaşıydı, beraberinde yeni bir serüven getirecekti. Bu seneki şanssızlığımı seneye kırmak en büyük vazifemdi. Ve tabii ki, sevdiklerimle geçireceğim, sağlıklı bir yıl olmasını istiyordum.

"Tamam," dedi dudaklarını büzüp. "Ben de geliyorum. Hem Yebin'in benimle FIFA oynamayı sevdiğini söylemiş miydim?"

Güldüm, "Tamam, babam da zaten senden bahsedip duruyordu."

Babam dün akşam beni aramış ve inatla Soobin'i de getirmem gerektiğini söylemişti. Ben ise Soobin'in işi olduğunu söyleyip bir şekilde konuyu kapamıştım. Hâlâ ve hâlâ ailemin Soobin'le olan ilişkisini garipsiyordum.

Önemdeki menüyü açtığımda adeta bana göz kırpan Cheesecake ile dudaklarımı yaladım. Belki bir diyetisyen adayının, şeker banyosuna yatmış Cheesecake'i sipariş etmesi mantıksızdı ama bazen kendimize yapacağımız küçük kaçamaklar bizi mutlu ederdi.

"Ne yiyeceksin?" diye sordum Soobin'e hevesle. O da benim gibi menüyü inceliyordu.

Kafasını olumsuz anlamda salladı, "Sen karar ver, bana kalırsa tüm menüyü sipariş edeceğim."