꧁ Suspicious Smell - Choi Soobin꧂
𓆸 22122020𓆸
❝BÖLÜM 13❞
Üstüme çöken huzursuzlukla bıkkınca kafamı sıraya yasladığımda az önce duyduklarımla içim içimi yiyordu. Ne demek Soojun bir şeyler planlıyor, ne demek bana yardım et?! Soobin'den habersiz bir karar vermeyeceğimden Jeonguk denilen çocuğu daha sonra konuşmak üzere ekmiştim. Kimseye gram güvenimin kalmadığı şu dünyada pat diye çıka gelen kıdemlimin lafına güvenecek değildim.
Kendi arkadaşım bana ihanet etmişti, kahve ısmarlayan bir çocuğa mı güvenecektim? "Ne halt yiyeceğim?" diye mızmızlanarak kafamı kaldırdığımda görüş alanıma giren Soobin ile hızla saçlarımı düzeltmeye başladım.
Yanımdaki sandalyeyi çekip oturduğunda, "Seni buralarda görmeye alışık değilim." diye mırıldandım. Çünkü yaklaşık bir aydır üniversiteye gelmiyordu.
Omuz silkip kendi kitaplarını da benim kitaplarımın yanına koydu. "Bir yerden başlamam gerek diye düşünüyorum. En azından vizelerdeki çuvallayışımı finaller ile nötrleyebilirim."
Başımla onu onayladım. Aramızda en düşük vizelere sahip olan oydu. Bu yüzden babasından azar da yemişti ancak o sıralar Şeftali ile herkesten çok uğraştığı için bunun olması normaldi. İki elimi sıkıca yumruk yapıp ona doğru tuttum, "Başarılar, aslanım!"
Kendi kitaplarımı toparlamaya başladığımda üzgün bir ses tonuyla, "Nereye daha yeni gelmiştim?" diye seslendi.
Dudaklarımı büzüp, "Dersim başlamak üzere," dedim. "Keşke zamanı doğru tutturabilseydin."
Onaylarcasına mırıldanıp dikkatini kendi kitaplarına verdiğinde, ben de kütüphaneden ayrılıp bizim fakülte binasına doğru adımlarımı hızlandırmıştım. Jeonguk meselesini akşam, yemek bahanesi sayesinde, diğerleri ile konuşacaktım. Tabii akşama kadar yemek yapma işi de çıkmıştı başıma. İstemsizce tebessüm edip fakülteye girdim.
𓆸𓆸
"Tamam anne," diye sıkıntıyla söylendim. "İki bardak su koydum zaten!"
Telefonun ardından gelen bağrış ile kulak sağlığımı korumak adına telefonu kendimden birkaç metre uzaklaştırdım. Annem sinirlendiğinde kulak zarımızı patlatacak kadar bağırabilirdi...
"Geri zekâlı mısın Yurin?"
Şaşkınca nefesimi bırakıp, "Bunun geri zekâlı olmakla ne alakası var anne?" diye söylendim. "Tarifte iki yemek kaşığı sosa karşılık, iki bardak su koyun yazıyor."
Bir süre ses gelmeyince tam telefonu kapatacaktım ki daha gürültülü bir bağrış gelmişti, "Çorba mı yaptığını sanıyorsun!"
Sinirle telefonumu dudaklarıma yaklaştırıp, "Kapatıyorum ben!" diye bağırdım ve telefonu kapattığım gibi de masanın üstüne fırlattım. Şu hayatta en nefret ettiğim şeylerden birisi işime karışılmasıydı. Annemle sabah konuşurken çocukları akşam yemeğine misafir edeceğimi söylemiştim, o da tam beklediğim gibi akşam olunca beni aramış ve ne pişirdiğimi sormuştu. Düzgün bir şekilde, sakince, dünyanın en sakin insanı olarak sorularını cevaplasam da sürekli yanlış yaptığımı söyleyip bana bağırmıştı. Hatta artık kanaat getirdim, annem çocukları benden çok seviyordu. Tıpkı Yebin'in, Soobin'i benden fazla sevmesi gibi...
Konuşmanın üstünden yaklaşık yarım saat geçtiğinde, tüm hazırlıkları bitirmiş sayılırdım. Masanın üstünü son kez kontrol edip hızlı adımlarla üst kata çıkıp bizimkilerin zilini çaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUSPICIOUS SMELL² ▪︎ Choi Soobin ✔
Fanfiction-tamamlandı- Tüm renkleri karıştırırsan ortaya siyah çıkar ama tüm renkler için de beyaz gereklidir. Beyaz bağımsızdır, siyah gibi diğer renklere ihtiyacı yoktur. Ancak siyahın beyaza ihtiyacı vardır. Sence hangi şah daha üstün? Siyah mı? Beyaz mı? ...