23| Kan mı o ?

13 2 3
                                    

Yazardan devam ke :

Yarım saat sonra Baran endişelenmeye başlamıştı. Aklında deli sorular geziniyordu...

"Bir tabak meyve yemek yarım saat sürmez ki" 

"Odada bir şey mi oldu yoksa"

  "Yok canıım olsaydı Karan bize haber verirdi sonuçta kamera var"

"Lan o zaman neden yarım saattir ortada yoook"

"Ne bileyim ben"

"Ama çok sessiz üst katlar"

"Kamera var, var ama kameranın üstünü kapatsa gözükmez bir şey"

"Bir şey oldu ahha biliyordum beğn"

"bu sessizlik hayra alamet değildi işteeğ"

"Arkadaşlar ne duruyonuz kalksanızaa"

"Ha ben içimden konuşuyordum ya laa!"

Baran: "Demeyim demiyim diyorum ama üst katlar çok sessiz"

Orhan: "Eeee. Sessiz olcak tabiiki biz aşağıdayız. Sadece Esin var orda"

Selin: "...I... Bir dakika. Ama Esin çok gürültülü biri. Gürültüsüz duramaz ki o"

Zeynep: "Giderkende meyve tabağı almıştı ve meyve tabağında B-bıçak vardı"

Kağan: "Ama kamera vardı odada. Bir hareket olsa Karan'a bildirim gelirdi değil mi ?"

Orhan: "Karan bir baksana kameradan"

Karan: "Tamam, bir dakika.... E bu kamera siyah"

Baran: "Ben biliyordum işte kameranın üstüne bir şey örttü"

Zeynep: "Baran sen bir benimle gelsene bakalım." dedi ve Baran'la Zeynep Esin'in odasının önüne geldiler Zeynep kapıyı zorladı ama açılmadı.

Zeynep:  "Kitlemiş"

Baran: "Zeynep sende bir şuraya baksana ben mi yanlış görüyorum ? Kan mı o" deyip kapının altından gelen kanı işaret etti.

Zeynep: "Ev-evet... Koş koş koş" merdivenlerden aşağıya paldır küldür indiler. Daha sonrada açıklama yaptılar:

Baran: "Kapısı kilitli ve kapının altından kan sızıyor"

Karan: "N-ne..."            YAZARDAN NOT: BU BÖLÜMDE HEPSİ KEKEME OLDU RESMEN

Hemen odanın önüne geldiler ve Karan kapıyı kırdı. Kapı kırılınca Esin'in yerde kanlar içinde yatan haline tanık oldular.

Selin: "Imh... B-beni k-kan tutuyor hava almam gerek" deyip aşağıya gidince Orhan'da onun yanına gitti.

Baran: "Ben biliyordum işte kameranında üstünü örtmüş"

Karan: "Esin uyan Esin, lütfen" deyip bir yandan da Esin'i dürtüklüyordu.

Kağan: "Bir şey diyeceğim Esin'in nabzı git gide daha da yavaşlıyor"

Zeynep: "Onu ben hallederim"

Karan: "Selin'in yöntemiyle mi ?"

Zeynep: "Evet sen nerden bildin ?"

Karan: "Bir ara lâzım olmuştu. Ama bu sefer ben deneyeceğim bekle"

Karan: "Esin benim sevgilim oldu"

Kağan: "Yükseliyor nabız. Bu nasıl iiş ?"

Baran: "Sihirli kelime gibi resmen puahhh"

Zeynep: "Gerizekalı bu yaa, kendini bıçakladında  bıçağı niye geri çekmediin. Beni öldürüyorsun bazen Esin. Neyse dur ben halledeyim" dedi ve bıçağı karnından çekti.

Baran: "İğrençsin Zeynep. Vıç diye ses geldi üff"

Zeynep: "Ben mi dedim Esin'e bıçağı sapladıktan sonra karnından çıkarma diye. Çıkarmamış zeki arkadaşımız bende çıkardım"

Kağan: "Biriniz kavgayı kesip arabayı getircek mi acaba, kız kan kaybediyor burda. Zaten kapı bile kan gölü olmuş"

Zeynep: "Tamam getiriyorum kapıya" dedi ve anahtarı alıp çıktı. Baran'da Esin'i kucağına aldı.

Hastaneye gidince yoğun bakıma aldılar. Çünkü zeki kızımız atardamarını kesmiş. Afferin Esin ne diyim sana. Bari düzgün etseydin intiharını. Ama o zaman kitabım yarıda kesilirdi. Neyse neyse...

Doktor yoğun bakımdan çıktı ve Baranların yanına geldi.

Doktor: "Acilen kan bulunması lâzım. Çok kan kaybetmiş. AB- olucak. Aranızda AB- olan var mı ?"

Karan: "ben ve kardeşimin kanı AB- biz verebiliriz"

Doktor: "Tamam, hemşire sizi kan odasına götürecek" dedi ve gitti. Kızımız yarım saat boyunca kan kaybettiği için bayağı bir kan lâzımdı. Bu yüzden Baran'dan da aldılar kanı.

Hemşire alınan kanları Esin'e takarken diğerleri camdan izliyorlardı. 15 dakika sonra normal odaya aldılar onu.

Hemşire: "İsterseniz hastayı görebilirsiniz" deyince odaya hepsi girdi. (Bu arada hala Selin ve Orhan yoktu)

Zeynep: "İyi misin Esin ?"

Esin: "Evet iyiyim maalesef..."

Kağan: "Esin lütfen saçmalamayı kes. İntihar etmek nedir yaa"

Esin: "İntihar etmek değil düzeltiyim: İNTİHAR ETMEYE ÇALIŞMAK. Ama bunu da beceremedim"

Baran: "Bizi bırakıp gideceğini düşündüysen çok yanılmışsın"

Karan: "Daha seninle yaşayacağımız çok şeyimiz olucak Esin"

Zeynep: "Burası biraz fazla romantik koktu. İsterseniz biz çıkalım"

Esin: "Öff Zeynep yaa. Ne alaka saçmalama"

Kağan: "Sen öyle diyorsun Esin ama yanaklarının kızarıklığı hiç de öyle demiyor"

Esin: "Kapa çeneni Kağan. Bu arada bir şey soracağım: İkinizin üstündeki kan lekeleri ne ?" deyip Karan ve Baran'ı işaret etti.

Baran: "Senin kanın"

Esin: "Saçmalamayın o benim kanım olamaz. Çok fazlaa"

Karan: "Evet öyle. Bayağı bir kanını bizim üstümüzde ve evde bıraktığın için sana kan verdik"

Esin: "Ben burda intihar etmeye çalışıyorum siz benim geri hayata dönmem için kan veriyorsunuz. Bir daha sizden uzak bir yerde deneyeceğim."

Karan: "Esin saçmalamayı kes. Bir daha asla denemeyeceksin bunu."

Esin: "Benim varlığım istemesemde size zarar veriyor. Sevdiklerimin canını yakıyorum. Canınızı yakmamak için tek çarem ölmem. Ölmessem size çok büyük zararlar vereceğim"

Zeynep: "Esin senin ölmen bize en büyük zararı ve can acısını verecektir.Neden böyle yapıyorsun"

Esin: "Burdan ne zaman çıkıyorum"

Kağan: "Konuyu değiştirdiğinin farkındayız ama 2 gün sonra çıkıyorsun"

Esin: "Yuhh !! O zamana kadar ne yapayım ben yaa ?"

Baran: "Onu bu işe kalkışmadan önce düşünecektin." Esin oflarken odadan çıktılar. Sonra Selinleri aradılar ve onlarda geldi. Daha sonra Zeynep ve Selin Esin'in 2 gün boyunca sıkılmamasını sağlayacak şeyler bulmak için alışverişe çıktılar...

Pamuk Şekerim (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin