Pamuk Şekerim (TAMAMLANDI)

8| Hareket

Zeynep'in ağzından :

Sabah uyandığımda saate baktım:
____________________
| |
| 7 : 13 |
| ____________________ |

"Uff geç kaldım" diye söylene söylene hızlıca kalktım ve giyindim. Hemen aşağıya indiğimde Patik uyanmış bana bakıyordu.

"Günaydın Patik"

O sırada Esin'i koltukta gördüm. Pallas'la beraber televizyonun karşısında uyuyorlardı. Ekran durmuş ve yeniden başlatma çizgisi vardı ↩

Kapatmaya çalıştığımda filmin bir bölümünün fotoğrafı ekrana yansıdı. Elimdeki kumanda birden yere düştü.

"Esin yaa, insan kendini korkutmaya mı çalışır. Allah'ım Yarabbim"

Kumandayı yerden alıp televizyonu tam olarak kapattım. Yandaki koltuktan poları alıp Pallas ve Esin'in üstüne örttüm. O kadar da güzel uyuyorlardı ki, yanlarına kıvrılasım geldi.

"Amacından şaşma Zeynep. Amacından şaşma"

Hızla matımı elime aldım ve balkona çıktım. Temiz havayı içime çekince rahatladım ve bilgisayarımı açtım, yere de matımı serdim. Hızla bağlandım ve daha başlamadığını görünce derin bir nefes aldım. Her perşembe pilates dersim vardı. Ve saat 07.20'de başlıyordu. Başlamadan önce kalkıp balkonun perdelerini çektim. Sokaktaki insanların beni pilates yaprken görmesini istemezdim sonuçta. O sırada başlama sesi duyuldu ve dersim başladı.

Deniz'in ağzından :

Kalktığımda saatin 08.00 olduğunu gördüm. Yavaşça doğruldum ve dün yaşadıklarım aklıma geldi. Ne çok şey yaşamıştım...
Birden elim karnıma gitti. İnsanın içinde bir canlının büyümesi garip bir şeydi. Ama güzel bir his.

Kalkıp giyindim ve aşağıya indim. Sandalyede duran Patik'e baktım.

"Aç mısın Patik sen ?"

"Gel, mamanı dolduralım." deyip paketi aldım ve mama kabının yanına gittim. O sırada Patik'de koşarak geldi yanıma. Doldurduğumda, koltuktaki Esin'i ve Pallas'ı gördüm. O kadar tatlı uyuyorlardı ki... Üstlerinde bir polar vardı. Demek ki Zeynep uyanmıştı ve o örtmüştü.

Çünkü Esin uyurken üstünü örtmezdi yaz kış. Hep sıcak diyordu. Balkona doğru gittiğimde yere bir mat serilmiş, matın yanındaki bilgisayarın ekranı hafif kapanmış ve matın üzerinde de uyuyan bir Zeynep vardı. Sessiz sessiz kıkırdayarak diğer balkona gittim.

Yere bende matımı serdim ve dinlendirici bir ses açtım tabletimden. Daha sonrada yogama başladım.

Esin'in ağzından devam :

"Uyandığımda yanımda Pallas vardı. Üzerimde de Polar. Pallas'ı hafifçe dürttım ve uyandırdım. Yukarı çıkıp giyindikten sonra Pallas'ın mamasını koydum. Patik'in kabı doluydu.

Hava almak için balkona gittiğimde yerde Zeyneo uyuyordu. Bilgisayarı kaldırdım ve Zeynep'ide uyandırdım. Zeynep kahvaltı hazırlamak için gittiğinde bende hafif bir mırıltı duyulan yere gittim. Burası diğer balkondu. Ve yerde uyuyan bir Deniz vardı bu seferde.

"Allah'ım ben niye hep birilerini uyandırıyorum" gidip Deniz'in saçını okşadım. Çünkü Deniz her zaman saçı okşanınca uyanırdı. Yine uyandı.

"Kuzum kalksana. Hastalanacaksın"

"Ayh dalmışım o sesle. Zeynep uyandı mı ?"

"Evet uyandırdım onu da az önce. Kahvaltıyı hazırlıyor şimdi. Gel gidelim"

"Tamam"

İçeri gittiğimizde enfes kokular yayılıyordu ve Deniz hemen kendini masaya attı. Kahvaltı bittiğinde Deniz dışarı çıktı. Bende Zeynep'le konuşmaya başladım.

Zeynep: "Esin, sence Deniz iyi olacak mı"

"Neden böyle bir soru sordun ki ?"

Zeynep: "Bilmem. Içimden bir his bir şey olucak diyor.

"Biliyor musun, benimde rüyalarıma öyle şeyler giriyor. Mesela Deniz doğuma giderken araba çarpıyor, kaza yapıyor gibi zilyon tane senaryo"

Zeynep: "Benimde durup duruken aklıma flash bellek gibi gelip gidiyor."

"Inşallah bir şey olmaz ikisine de yaa"

Zeynep: "inşallah. Şimdilik bu konuyu kapatalım bence. Deniz'in aklına boşu boşuna bir şeyler sokmayalım"

"Bencede" Akşam Deniz gelince ona bir şey söylemedik. Yemeğimizi yedik ve odalara dağıldık.