Medya: BTS- Fake LoveBu klibin hiçbir görsel efekt kullanılamadan çekildiğini biliyor muydunuz? Jungkook'un ayağının altından düşen parkelerin, Jin'in etrafında patlayan eşyaların, Jimin'in üzerine dökülen suların, Yoongi'nin gözünün önünde oluşan alevler hepsi gerçek. İşlerini bu kadar ciddi ve güzel yapmaları onlara olan hayranlığımı arttırıyor.
Bu arada size birkaç bölüm önce bahsettiğim kurguyu bekleyenler olduğunu biliyorum. Bütün kurgularımın dışında oldukça fazla grubu içerdiği için düzenlemek kolay olmuyor. Tam düzene oturttuktan sonra yayımlayacağım Magic Shop'un biraz daha ilerlemesi gerekiyor sadece şu sıkıntılı bölümler geçtikten sonra o kurguda yayına girecek.
İyi okumalaaaaaar~~~~~~~~
^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^
Bong Cha'nın Ağzından
Namjoon oppa, ben ve Min Ho odamda yapılacakları düşünüyorduk. Taehyung esip gürleyip benden ayrıldığını söyleyip gideli 1 saate yakın oluyordu. İlk şoku atlatmış sayılmazdım yatağa oturmuş sırtımı başlığa yaslayıp kendime çektiğim dizlerime sarılı bir şekilde duruyordum. Sadece düşünmeyi reddediyordum çünkü bir kez düşünürsem sonunda zarar görecektik hepimiz. Acıyla başa çıkmamın tek yolu onu zihnimden söküp atmaktı ama Taehyung'un hayal kırıklığı dolu gözleriyle gözlerimin içine bakarak söylediği tek cümle sürekli zihnimden geçip kendini hatırlatıyordu.
'Hala bencilsin Bong Cha bitti.'
Ne olduğunu anlatamadığım için gerçekten onu aldattığımı düşünüyordu ve ben bunu inkar edemiyordum etsem bile kanıtlayacak bir şeyim yoktu. Namjoon oppa ve Min Ho daha fazla büyü yapmanın düzeni bozacağını söyleyip bunu başka şekilde çözmemiz gerektiğini söylüyordu. Ama lanet aklıma tek bir yol bile gelmiyordu. Beni dinlemedi diye kızamıyordum bile ona çünkü anlatacak hiçbir şeyim yoktu. Ayaklandığımda ikisinin bakışları beni bulmuştu
Bong Cha:
Biraz yalnız kalmalıyım.
Diye açıklama yaptıktan sonra evden çıktım. Arabaya bindiğimde nereye süreceğimi bile bilmiyordum. Kaçacak bir yerim bile yoktu. Acılardan kaçarak kurtulamayacağımı yüzüme yüzüme vuruyordu hayat. Arabamı hiç görmediğim sokaklarda dolaştırırken sadece düşünüyordum. Taehyung'un bana dönmesini nasıl sağlardım? Kaçacak bir yerim olmadığını farkettiğimde zihnimin beni getirdiği yere bakındım. Magic Shop'u ilk gördüğüm sokaktaydım yavaşlayıp arabayı durdurdum ardından arabadan inip eski darabaya yaslandım. Babamın yanına gidip düzeltmesini isteyebilirdim ama yanımda bunu yapabilecek iki insan vardı ve bunun doğru olmayacağını söylüyordu. Dizlerimi kendime çekip kafamı dizlerimin üzerindeki koluma yaslamıştım. Gözyaşlarım akmaya başladığında hıçkırığımı tutmak benim için zorlaşmıştı. Sokağın ortasında hıçkırarak ağlamam ne kadar doğruydu bilmiyorum ama umrumda da değildi açıkçası kim ne düşünürse düşünsün. Yanımda hissettiğim hareketlilikle kafamı kaldırıp gelen baktım Jimin benim gibi yanıma oturmuştu. Gözlerime bakarken acımı gördüğünü anlamıştım.
Jimin:
Burda olacağını biliyordum.
Dedi. Bakışlarım tekrar karlı taraftaki eski duvarı bulmuştu.
Bong Cha:
Hayatımda ilk kez bu kadar çaresiz hissediyorum.
Dedim. Bir süre ikimizde konuşmadan karşı duvarı izledik. Tabi benim gözyaşlarım hala kendiliğinden akıyordu. Jimin'in bana söyleyecek hiçbir şeyi yoktu biliyorum ama aklımdan uzaklaştırmaya ihtiyacım vardı kafamı omzuna yasladım bakışlarının beni bulduğunu hissetsemde ona bakmadan konuştum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic Shop
FantasíaBong Cha marketten dönerken gördüğü hediyelik dükkanına ordan çıktığında hayatının değişeceğinden habersiz bir şekilde girer. Ona tanınan süre içerisinde karar vermelidir yeni hayatı mı yoksa eski hayatını mı seçecek? Bong Cha bu zorlu kararı verirk...