♬ 30. bölüm ♬

221 22 3
                                    



Medya: BTS- Blue & Grey

Evet sonunda sınavım bitti artık kurtuldum.

Normalde bölümü 2 gün önce yayınlayacaktım ama aşı olduğum için yan etkilerini biraz atlatmam gerekti. Ama bu bölümün sonunda size bir sürprizim var bölüm bittikten sonra açıklamayı okumayı unutmayın.

Unutmadan medyadaki şarkı bölüm için önemli sözleri gördüğünüz yerde açabilirsiniz.



İyi okumalaaaaar~~~

^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^


Taehyung'un Ağzından

Duyduğum sesin ona ait olduğuna emindim korkuyla kalkmış ve herkesi uyandırmıştım. Hissediyordum kötü bir şey olmuştu. Bong Cha olduğuna emindim zihnimde yankılanan sesin sahibinin. Çocuklar endişe ve özlemden hayali sesler duyduğumu iddia etselerde öyle değildi biliyordum. Onu tanıyordum bunu yapabileceğini biliyordum.

Hoseok:

Taehyung biraz sakin olur musun? Min Ho geldiğinde söyledi bak savaşı onlar kazanıyorlar eminim zihnin seninle oyun oynuyor endişenden dolayı.

Demişti ama bu beni sakinleştirmiyordu hiddetle ayaklanıp konuştum

Taehyung:

Uydurmuyorum hyung hissediyorum kalbimdeki boşluğu hissediyorum tamam mı sakin kalamıyorum sevdiğim kadını kaybetmiş olma ihtimali sakinleşmeme izin vermiyor.

Dedim. Jin Hyung ayağa kalkıp yanıma geldi ve omuzlarımdan tutup kendine çekti

Jin:

Biliyorum korkuyorsun ama olmayabilir Taehyung o birazdan şu kapıdan sapasağlam girebilir.

Dedi. Gözlerimdeki yaşları daha fazla tutamazken konuştum

Taehyung:

Ya gelmezse hyung zaten beni asıl korkutan bu durum onu bir daha göremeyeceğimi hissediyorum.

Dedim. Hepsinin yüzünde acımayı görmüştüm. Buna odaklanmadan düşünmeye devam ettim. Bong Cha'nın sesini duymuş olmamayı diledim. Yaklaşık 1 saat sonra ise beklenen an geldi salonun ortasından içeri yayılan ışık hüzmesi gözlerimizi kamaştırdı hemen ardından içerden Jimin çıktı onun arkasından Namjoon Hyung hemen arkasından Min Ho hyung çıktı yüzlerine baktığımda gerçek yüzüme vurmuştu ama ona inanmak istememiştim. Gözlerim hala portalda takılıydı. İçerden zarif bedeniyle neşe saçan yüzüyle sevdiğim kadının gelmesini bekledim. Gelmedi ne kadar bakarsam bakayım portaldan bir kişi daha geçmedi kapanana kadar. Kapandığında gözlerimi Namjoon hyung'a diktim

Taehyung:

Hyung Bong Cha nerde sonradan mı gelecek?Babasıyla mı kaldı yoksa? Orda işler mi bitmedi? Tamam anladım o yukarıdan girip beni korkutacak ben en iyisi odama çıkayım ordan gelir ben onu korkuturum.

Diye sıraladım hemen ardından bana bakıp ağladıkları belli olan suratlarına baktım gözyaşları tekrar akmaya başladı ardından Jimin gelip kollarını bana sararken tek kelime söyledi o an anladım insanı tek bir kelimenin ölüme sürükleyebileceğini. Jimin beni bu hayattan koparacak tek kelimeyi fısıldayarak acı içinde çıkarmıştı ağzından

Jimin:

Üzgünüm.

Jimin bana sarılı halde hıçkırarak ağlarken ben hala inanmak istemiyordum. Sevdiğim kadını kaybetmiş olmak istemiyordum. Ailemden sonra bir kez daha aynı acıyı yaşamak istemiyordum. Jin hyung ağlayan Namjoon hyungu kollarının arasına alıp hıçkırıklarla ağlamaya başladığında diğerleride teker teker çözülmüştü. Hepsi ağlıyordu Jimin benden ayrıldı ve sıkı sıkı tuttuğu yumruğunu açtı avcunun içinden Bong Cha'ya gittiği gece verdiğim kolye çıktığında gözyaşlarım hızlanmış titreyen ellerimle kolyeyi elime aldığımda daha fazla dayanamadım elimdeki kolyeyi göğsüme bastırırken kendimi yere bırakıp bağırarak ağlamaya başladım.

Magic ShopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin