Minik kelebek KaderTuran9 'a ithaf edildi.
Pusat kısa bir zaman da kendini toparlayıp, kapıdan içeriye girdi. "Sedye!" diye bağırarak sekreter masasının önün de durdu.
Doktor yanına gelerek "Ne oldu?" diye sordu. Pusat nefes nefese "Düştü ve yuvarlandı galiba sağ kalçası çıktı" diye açıklama yapmıştı.
Sevda ise şaşkın bir şekil de Pusat'ı izliyordu. Kendisine aşık olan adam şimdi başka birisi için endişeleniyordu.
"Hamile mi?" diye soran doktor ile Pusat şaşırmıştı. Ağzından istemsizce "Ne?" sözcüğü dökülmüştü.
"Beyfendi eşiniz hamile mi?" diye soran doktora baktı Pusat. Karı-koca zannetmişti onları. "Hayır" diyerek sedyeye bıraktı Asiye'yi.
Sevda'nın gözü Pusat'ın sedyede olan elindeydi. Yatan kızın elini tutuyordu.
Doktor ve hemşireler Asiye'yi MR odasına alırken, bir erkek hemşire Pusat'a dönerek, "Beyefendi siz burada bekleyin" dedi.
Pusat hiç tereddüt etmeden, "Tek başına korkar! Bende gireceğim" demişti sesini yükselterek.
"Beyefendi içerde yüksek derece de radyasyon var sizi içeriye alamayız" diyen doktora Pusat, sinirle tek eli ile hemşirenin yakasını tuttu.
"İçeriye. Gireceğim. Dedim." dedi tane tane. Asiye, Pusat'ın kendi elini tutan elini sıkarak, "İyiyim lütfen burada bekle. Seni de tehlikeye atamam" deyince, Pusat sedyenin yanına çöktü.
"Özür dilerim" diyerek Asiye'nin saçlarını geriye itti. Pusat ayağa kalkarken, hemşireler Asiye'yi içeriye sokmuştu.
Sevda ise şaşkınca karşısında ki adama bakıyordu. Pusat Gürmanoğlu çaresizce özür dilemişti.
Pusat hastane de beklemeyi hiç bir zaman sevmezdi. En son bu koridorlar da beklerken dedesinin ölüm haberi gelmişti.
Pusat, başını ellerinin arasına alırken sağa sola gidiyordu. "Allah'ım lütfen bir şey olmasın" derken arkasından gelen ses ile o tarafa döndü.
Sevda, "Pusat" demişti. Pusat Sevda'ya bakarken, "Buyur bacım" diye karşılık verdi. Sesin de hiç bir duygu barındırmıyordu.
Sevda emin olmuştu. Pusat onu tamamen unutmuştu. Peki Sevda savaşmayacak mıydı?
"Hayırdır ne oldu?" diye sordu Sevda. O kızın kim olduğunu öğrenmek zorundaydı. Pusat, Asiye'nin kapısına doğru yürürken, "Bir şey yok düştü" dedi.
"Istersen Buse'yi çağırabilirim" diyen Sevda'ya Pusat'ın sözü kısa ve netti. "Hayır"
Buse, Sevda'nın hemşire kardeşiydi ve Pusat'ın aklından geçen ise, 'Onlardan gelecek hayır Allah'tan gelsin' diye düşünüyordu.
"Karın herhalde?" diye sordu Sevda bu sorunun cevabından korkuyordu. Pusat ise ne cevap vereceğini bilmiyordu. Tam da o an içerden Asiye'nin acı haykırışı dışarıya gelmişti.
"Asiye" diye bağırarak kapının kolunu zorladı Pusat. Açılmıyordu. "Açsanıza lan!" diye bağırarak kapıya vurdu.
Sevda, Pusat'a yaklaşarak kolunu tutacakken, Pusat ona da bağırmıştı. "Dokunma!"
En son o kolunun üstüne Asiye yatmıştı.
"Sakin ol diyecektim" dedi Sevda. Karşısın da bırakıp gittiği Pusat yoktu. "Senin bana hiç bir şey demeye hakkın yok!" diyen Pusat parmağını da Sevda'ya sallıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TRABZON BEYEFENDİSİ!
Teen FictionAsiye İlkim Akçay! Üzüntülü, kederli ve acılı kadın! İsminin anlamını bu zamana kadar vermemiş miydi? Çektiği acılar bu zamana kadar sadece geçmişte kalmamış, boynuna yağlı bir urgan gibi asılmıştı. Bu sefer kaçmayacaktı, babasının arkasına gizlen...