XII- "ANDER SAVDALUK"

5.5K 882 49
                                    

Benim için özel olan bu bölümü yine çok özel birisi olan Doktor _symnrsnr e ithaf edilmiştir.

Yine sabahın erken saatlerin de uyanmıştı Pusat. Perdesi olmayan camından içeriye giriyordu güneş. "Sen de Asiye gibi gülisın bu sabah" dedi gülerek güneşe bakarken.

Yattığı yerden kalkarken, "Oğlum Pusat ne hallere kaldın. Koca memlekette bulamadın da gittin Allah'ın İzmir'lisini buldun" diyerek giydi tişörtünü.

Bugün kendini ayrı bir mutlu hissediyordu. Kapının arkasında ki aynaya bakarken, "Bende ki de kalp da" demişti aklına düşün Asiye'nin siması ile.

Kapıdan çıktıktan sonra kapının önünde ki kıyafetleri giyerken, her sabah olduğu gibi bu sabah da ağzına farklı bir şarkı dolanmıştı.

"Habu akan dereler de denizlere dolacak"

Asiye merdivende ki sesi duymuştu. Bu adam yüzünden sabahın altısında kalkıyordu artık. Üstüne geçirdiği yün hırkası ile kendisini merdivenler de bulmuştu.

Pusat merdivenleri inmeye başlayınca, karşısın da gördüğü Asiye ile, "Söylesana güzelum sonumuz ne olacak?" demişti.

Asiye'nin içini hoş bir kıpırtı sararken, yaslandığı kapıdan "Günaydın" demişti. Pusat da Asiye gibi duvara yaslanırken, "Günaydın gül hanım" dedi.

Asiye sırıtarak Pusat'a bakarken, "Yine nereye bu saatte hani gezecektik bugün" dedi. Pusat doğrulurken, "Gezeceğiz. Gezeceğiz ama sen gezmeye sabahın köründe mi gidiyorsun. İş mi bu?" dedi.

Asiye daha çok gülerken, "Sakin ol Trabzon Beyefendisi bir şey demedim. Madem iş yok sen niye bu saatte uyandın?" demişti.

Pusat ciddiyete bürünürken, "Hayvanları yedireceğim sonra da tarlayı sulayacağım..." biraz düşündükten sonra, "... sen de gelmek ister misin?" diye sormuştu.

Asiye anlamsızca daha da gülerken, "Olur" demişti. Pusat sırıtmaya devam ederken, "O zaman ben aşağıda seni bekliyorum. Nehir'in dün verdiklerini giyin de gel" dedi.

Asiye kafa sallarken, hemen içeriye girmişti. Pusat keyfine keyif katarken, müziği söyleyerek çıkmıştı dışarıya.

"Pusat" diyen tanıdık ses ile, "Allah'ım neden? Neden bir dakika güldürüp 10 dakika süründürüyorsun?" dedikten sonra Sevda'ya döndü.

"He Sevda ne oldu yine sabah sabah" demişti, sesinde bir duygu yoktu. Çünkü bu kızı bir duygu yükleyecek kadar önemsemiyordu.

"Pusat beni dinle bir lütfen" demişti Sevda, Pusat'a yaklaşırken. Sevda elini tutmak isterken, Pusat "Sakın!" demişti. Sesinde ki ciddiyet arşı titretecek derecedeydi. Sevda anlamıştı, Pusat sinirlenmeşti ve her an her şeyi yapabilirdi.

Pusat, az önce Asiye'ye gülüyordu, şimdi ise karşısın da Sevda vardı. Bu kızla geçireceği 1 dakikayı Asiye'nin göz devirmesine değişmezdi.

Asiye eline aldığı çember ile hızla aşağıya inerken kapıdan çıkmasıyla, Sevda ile Pusat'ı konuşurken görmüştü. Bu kızın nasıl bir şey olduğunu daha çözememişti

"Pusat bak bizim hikâyemiz bitmedi. Sen sadece bana olan kızgınlığın yüzünden o kızı sevdiğini zannediyorsun" demişti Sevda.

Asiye duyduğu sözler ile neye uğradığını şaşırmıştı. İçini birden bir boşluk kaplarken, ne yapacağını bilmiyordu. Bildiği tek şey içinde ki bu boşluğun kızgınlık ya da kıskançlık değil de kırgınlık olduğuydu. Apartmanın kapısını vurarak girdi içeriye.

TRABZON BEYEFENDİSİ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin