Sedacinaar35 'e ithaf edilmiştir.
"İyi ki doğdun anne" diyen ses etrafta yankılanırken minik ellerini birbirini çarpmıştı Eymen.
Aleyna kafasını çevirince kucağında Eymen, elinde pasta ile kendisine bakan Toprak vardı karşısın da. Yıllardır bu anın hayalini kuruyordu ama böyle olacağını hiç tahmin etmemişti.
Aleyna ile göz göze olan Toprak, cümlenin devamını az çok tahmin ediyordu. İçinden binlerce his geçse de kendine sadece, 'Aleyna demediyse vardır bir sebebi' olmuştu.
Aleyna gözlerini kaçırıyordu. Asiye Aleyna'ya bakarken, gülerek "İyi ki doğdun. Mutlu yıllar küçük annem" diyerek sarılmıştı.
Toprak burnunu yavaşça çekerken, "Mutlu yıllar Aleyna hanım" dedi pastayı uzatırken. Aleyna kafasını sallayıp, "Teşekkür ederim" demekle yetinerek, pastayı eline aldı.
"Mutlu Yıllar Hakime hanım" diyen Pusat gülerek devam etmişti. "Hayde hayde yiyin pastayı, daha yolumuz var"
Toprak, Eymen'i yere bırakırken, "Abi on beş dakka işim var, işiniz bitince ara gelirim" diyerek abisinin cevabını beklemeden arabasına binerek uzaklaşmıştı. Göz yaşlarına hakim olamazken, boğazın da kendisini zorlayan hıçkırıkları serbest bırakmıştı.
Mutlu olması gerekiyordu ama mutlu değildi. Aleyna'ya karşı bir kinde beslemediğini fark etmişti. İçinde ki tek duygu boşluktu. Koskoca boşluk.
Asiye eline aldığı pasta tabağı ile kenarda ki taşa oturmuş sigara içen ve bir şeyler mırıldanan Pusat'ın yanına gelmişti. "Gelebilir miyim?" derken içinde ki mutluluğa engel olamıyordu.
Elinde daha yarısı bile içilmemiş olan sigarayı kenara bastırarak söndürmüştü Pusat.
"Gel gel" derken taşın kenarına kayarak Asiye'ye yer açtı. Asiye, Pusat'ın yanına otururken, "Ne söylüyordun?" diye sordu Asiye merakına yenik düşerek.
Pusat, Asiye'ye dönerek gözlerinin içine bakarak tekrar etmişti.
"Sevda yüklü gönlümün
Senle dolu ömrümün
Yarınımın dünümün
Adı sensin bilsinler"Pusat söyledikleri ile Asiye'nin yüzünü güldürebildiği için kendisi de gülmüştü.
"Pasta getirdim sana" dedi Asiye mutluluğun verdiği heyecan ile. Pusat "Saolasın" derken Asiye kafa salladı. Asiye pastayı Pusat'a verirken, "İstersen gidebilirim kızlar şeyiz diye zorla gönderdiler" dedi.
Pusat gülerken, "Neyiz?" diye üstelemişti. Asiye'nin utancı yüzünde belli olurken "Şey işte" demişti.
Pusat gülmesine engel olamazken, "Şey olduğumuza göre yanımda oturabilirsin. Sonuçta şeyiz" dedi.
Asiye, Pusat'a dönerken "Çok kötüsün" demeyi ihmal etmemişti. Pusat elinde ki çatalı Asiye'nin ağzına sokarken, "Kötü demeyelim de bir kıza deli divane olmuş diyelim" dedi kısık ses ile.
Asiye gözlerini kocaman açarken, aslında Trabzon Beyefendisi'nin ne kadar romantik olduğunu fark etmişti.
Ne diyeceğini bilemezken ağzında ki pastayı yutmuştu. "Aç" diyen Pusat tekrar Asiye'ye pasta uzatmıştı.
"O senin pastan sen ye" demişti. Pusat çatalı tekrar Asiye'nin ağzına uzatırken, "Hani biz şeyiz ya senin benim yok aramız da" demişti.
Bu sefer Asiye de gülerken, "Ben anladım zaten neden yedirdiğini" deyince Pusat, çatalın ucunda ki pastayı yiyerek cevap vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TRABZON BEYEFENDİSİ!
Teen FictionAsiye İlkim Akçay! Üzüntülü, kederli ve acılı kadın! İsminin anlamını bu zamana kadar vermemiş miydi? Çektiği acılar bu zamana kadar sadece geçmişte kalmamış, boynuna yağlı bir urgan gibi asılmıştı. Bu sefer kaçmayacaktı, babasının arkasına gizlen...