8

1K 178 98
                                    

Bu yıl hiçbir yerde değil, burada, bu bölümle geçirmek istedim Kadınlar Günü'mü.

12 yıldır yazdığım binlerce kelimenin, yüzlerce sayfanın içinde en güzelleriydi bu kelimeler.
En özeliydi aynı zamanda.
Bu bölüm benim, sizin, hepimizin.
Umutsuzluğa düştüğü anda başını kaldırmak isteyen herkesin.

Unutmayın, hepimiz için sadece bir gökyüzü var ve orada şiddete yer yok.

*

*

*

İkimizin de saçları ak, öyle durup bakışacağız...

Üçlü koltuğun ortasına yaslanmış tablonun karşısında Segah ve Korel, hayranlıkla dolu bakışlarını tablodan ayıramıyorlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üçlü koltuğun ortasına yaslanmış tablonun karşısında Segah ve Korel, hayranlıkla dolu bakışlarını tablodan ayıramıyorlardı. Daha önce böyle bir eserin varlığından haberleri bile yokken bu güzelliği neden daha önce görmediğini sorgulamaya başladı Dedektif.

Uzaktan bakışın resmedildiği bir eserdi Mavi Zarafet. Bir balo salonunu geniş açıdan gören tablo, direkt dans pistini ve etrafındaki birkaç masayı odaklıyordu. Çizilen herkes dans pistini pür dikkat izler gibi çizilmişti. Nedenini anlamak zor olmasa gerekti. Genç kadın Dedektif'in aksine tablodan haberdar olan kişiydi. Taylan'ın gidişinin ardından değişen hayatı ve verdiği mücadele tabloya olan hayranlığını unuttursa da tabloyu izlerken yoğunlaşan hisleri gerçekti.

Korel genç kadına dönüp onu bu sefer gerçek niyetini bildiği haliyle inceledi onu. Ayakkabılarından üstündekilere, takılarından makyajına kadar tablodaki kadınlardan bir farkı yoktu. Hatta hepsinden daha güzeldi. Segah'ın ince bir kolyeyle süslediği boynunu parmağının arkasıyla okşadıktan sonra yavaşça yukarı doğru bir yol izledi. Ta ki şapkasındaki kasımpatılara kadar...

"En sevdiği çiçekler." dedi sakince. Şapkasındaki çiçeklere zarar vermekten korkarcasına dokunduğunda kadının bakışları bakışlarını buldu. "Affedildin."

İçine girip giremeyeceklerinden emin olmasa da Segah, Dedektif'in tabloyu gördükten sonra kendisini affedeceğini biliyordu. Değerlisini öğreneli çok olmuştu. Bir yandan da o kadar heyecanlı ve duygusaldı ki bir an için cevap veremedi. Titreyen ellerini kontrol altına almaya çalışırken, "Takımını giy gel." dedi. Sesi fısıltıdan farksızdı. "Mavi Zarafet'i ziyarete gideceğiz."

Dedektif ilk olarak eve geldiği ilk an çıkarıp kenara koyduğu bilekliğini taktı ve ardından hazırlanmak üzere yukarı kata çıktığında Segah salonda yalnız kaldı. Avcı'ları öğrendiğinden beri endişe etmiyor değildi ama bırakın Avcı'ları, peşlerine dünyanın düşeceğini bilse yine de bunu denerdi.

Hala neler yapabildiklerinden emin değildi Segah. Düşündüğünden daha çabuk inanmıştı yaşadıklarına ama Taylan'ın deposunu gördükten sonra içini rahatsız eden hisler besliyordu. Garip bir toka ya da hayatında çaldığı ilk eşya olan bir bileklikle tablolardaki zamanlara gidebiliyorsa bunun neden ve nasıl olduğunu öğrenmesi gerekiyordu.

Tablo GezginleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin