"Önce tam olarak nasıl bir işin içinde olduğumuzu öğrenmemiz gerekiyor."
İlk tablo denemelerinin üzerinden geçen bir hafta içinde defalarca söylememiş gibi dondurmasına daldırıp bıraktığı kaşıkla birlikte tekrar söylenmeye başladı. Segah'ın ofisindeki sehpaya ayaklarını uzatmış, koltukta arkasına doğru yaslanmıştı. Yapılı cüssesine ve sert bakışlarına rağmen elindeki dondurma tabağı Segah'ı güldürüyordu.
"Şu an seni ciddiye alamıyorum." dedi kağıtlardan başını kaldırıp adama bakarken. Üzerindeki mürdüm rengi elbise ve krem rengi topuklularıyla tam bir iş insanı ruh halindeydi ama Korel bir türlü çalışmasına izin vermiyordu.
Toka ve bilekliği genç kadının ofise aldığı küçük kasanın içine koymuşlardı. Doğrusunu söylemek gerekirse hayatlarının en güzel tecrübesini geçirdikleri konusunda ikisi de hemfikirdi. Fakat sonrasında oturup düşündüklerinde içinde bulundukları durum ve elbette ki endişelenmelerine neden olmuştu.
Bu gezgin muhabbeti neydi? Ya da bütün bu olanlar nasıl gerçekleşebiliyordu? Kendilerinden önce bunu keşfeden birileri var mıydı? Tüm bu sorular ve niceleri akıllarını kurcalamaktan fazlasını yapıp uykularının kaçmasına bile neden oluyordu.
"Sana söylemem gereken bir şey var." dedi Segah iyice arkasına yaslanarak. At kuyruğu yaptığı saçlarını şöyle bir düzeltti. "İlk içine çekildiğim tablo vardı ya... Servetin Güzelliği?"
"Sana çiçek uzattıktan sonra kafanı koparmaya çalışan kadından mı bahsediyorsun?"
"Ta kendisi." dese de gözü sürekli adamın yediği dondurmaya takılıyordu. Görebildiği kadarıyla limonlu ve çikolatalı dondurma yiyordu ve işin kötü yanı Korel gelirken kendisine alabileceğini söylediğinde geri çevirmişti. Bu derece bir yemek aşkıyla nasıl kilo almadığı tam bir merak konusuydu.
"Yaptıklarından sonra her şeyi anlatmadığını tahmin ediyordum zaten hain kadın." Segah kendisini ona sormadan Gezgin yapmasından bahsettiğini biliyordu. Her ne kadar telafi ettiğini düşünse de Korel onun içten içe ne kadar pişman olduğunu tahmin bile edemezdi. Gittikleri ilk tabloda yaşadıkları her zaman bir tehlikenin olduğunu gösterir nitelikteydi. Yapım süresini bilmiyorlardı, renkler solmaya başlamıştı ve en büyük problemler de insanlardı.
"Geride bıraktık sanıyordum." Mırıldanışı adama kadar uzandı mı emin değildi. Parmaklarının arasında çevirdiği kalemdeydi bakışları. Daha şimdiden geri alamayacağı birçok şey yapmıştı Segah. Bunların arasında hırsızlık bile vardı.
Korel kadının dalgınlaşan bakışlarını fark ettiğinde derin bir nefes alıp ayaklandı ve birkaç adımda yanına kadar ulaştı. Hafifçe masasın oturduğunda dondurma tabağı hala elindeydi. Segah çevirdiği kalemi masanın üzerine bıraktığında kendisini daha iyi görebilmek için arkasına yaslandı. Göz göze geldiklerinde bir süre sessizleşti ortalık. Dedektif limonlu dondurmayla doldurduğu kaşığı dikkatlice kadına doğru uzatıp yiyip yememek konusunda ikileme düşen Segah'ın dondurmayı yemesini bekledi. Dakikalardır limonlu dondurmaya baktığını biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tablo Gezginleri
FantasyFırça izleri canlandığında onlar çıkacak ortaya. Efsane şöyledir. Çalınan en eski eşya ele geçirildiğinde renkler ayna olur kumaşın üstünde. Her ayna bir yansıma her yansımanın bir gezgini vardır. Çizilmiş her zaman birer kapıdan ibaret. Son Akşam...