1- Eylemler

519 40 89
                                    

04.23.21

Selamlar, selamlar. İlk bölüm ile karşınızdayım. Umarım finale kadar benimle olursunuz.

Her hafta yeni bölüm gelecek. Normalde bekletmemek ve bölümler arasında uzun zaman olmaması adına haftada iki bölüm atarım ama bu kitap çok uzun olmayacağı için haftada bir bölüm atmaya karar verdim çünkü haftada iki bölüm atarsam kitaba oldukça erken veda etmek zorunda kalırız. 50 - 60 civarı bölüm sayısı olmayacak, tadında kalarak final yapacak. Umarım her hafta bölüm gelmesi sizin için sorun olmaz.

Umarım ekibin bir parçası olursunuz! İyi okumalar!

-

Pas tutan merdivenlerden inerken oldukça dikkat etmeye çalışsa da etraftaki havanın yoğunluğu bile onu rahatsız etmeye yetiyordu. Sadece birkaç dakika geçireceği halde bu kadar sıkılıyor olması onun canını daha çok acıtıyordu, burada yaşayan insanları düşünmek bile istemiyordu. Merdivenleri inerken bir eli istemsizce sol kulağının arkasına gitti.

Merdivenlerin çıktığı koridordaki kapının yanında duran adam ruhsuz bir şekilde küçük ekranlı aleti gösterdi. Bu hareketi sürekli yaptığı ve bıktığı her halinden belliydi. Adamın gösterdiği yere elindeki çipi okuturken açık kahverengi kasketin altındaki mutsuz ifadeye aynı şekilde karşılık verdi. Buraya giriş çıkışların sıkı bir şekilde denetlenmesi için neredeyse her koridorun sonunda çipini okutuyordu. O okutmaktan bıkmıştı, görevliler de sormaktan bıkmıştı ama yine de yapılması gerekiyordu.

Neyse ki kapılar paslı değildi bu kadar pis bir ortamda, hala hareket ediliyor olmaları şaşırtıcıydı. Bir başka görevli son kapıyı da büyük bir güçlükle ittirdikten sonra sonunda gelmesi gereken yere ulaşmıştı. Yıllardır temizlenmediğinden emin olduğu pis camın arkasında belirecek olan tanıdık yüzü görmek için sabırsızlanıyordu.

Annesi her seferinde onu gördüğü zaman yaptığı gibi uzun dikdörtgen cama çekinmeden dokundu. Annesine doğru biraz yaklaşsa da cama dokunmadı. Nasılsa annesine dokunamayacaktı, parmak izleri ile dolu cama dokunmasına gerek yoktu. Yumuşak tenli sıcak elini tutmak için uzatılan parmakların cam ile buluşması sonrası hissedilen hayal kırıklığına hiçbir zaman alışamayacaktı.

Camın arkasında tenin gittikçe solduğunu fark ediyordu, bu kalbini paramparça ediyordu ama elinden gelen bir şey yoktu. Açık kahverengi saçlar soluk teni biraz da olsa kapatmak için salınmıştı ama annesinin görüşme öncesi tokasını çıkardığı saçındaki izden ve bileğindeki eski tokadan belliydi. Soluk tenini, gün geçtikçe yüzünde oluşan lekeleri saklamak istemişti kızından.

"Nica! Nasılsın?" diye sordu yüzündeki gülümseme ile. Onu böyle çağıran tek kişi annesiydi, o Dani diye çağırılmasını tercih ediyordu.

"Seni özledim." diye yanıtladı omuzlarını düşürerek. Annesinin ona evlerinde heyecanla Nica diye seslenmesini bile özlemişti.

Bir eli hala camdayken "Biliyorum." dedi, üzüntüsü yüzünden okunsa da kızı ile kısıtlı vakitlerini harcamamak için tekrar neşeli ifadesine büründü. "Her şey yolunda mı? Lulu nasıl?"

Danica annesine vereceği cevabı düşünürken elinin sol kulağının arkasına gitmesini engellemeye çalışıyordu. Bu gemide kardeşi olan nadir kişilerden biriydi ve bu da omuzlarına büyük bir sorumluluk yüklüyordu. Kendi hayatının nereye gittiğini bilemezken direksiyonu bırakıp gelişigüzel bir şekilde yol alamazdı, kardeşi için bilmediği yolda düzgünce ilerlemeliydi. Üstelik kız kardeşi Luna artık yedi yaşına basmıştı ve kandırılacak yaştaki bir çocuk değildi. Danica bunları küçük bir çocuk gibi annesinin kucağına atlayıp ağlayarak anlatmak istiyordu. 

Aramızdalar ✔ #Wattys2023Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin