20- Dikkatli ol

78 17 56
                                    

Saatlerce önce kalbinin neredeyse yok olacak kadar hızlı atmasına neden olan şeyi öğrendiğinde sinirine hakim olmak için gerçekten çabalamıştı. Aslında nedeni yoktu olanların, bu yüzden de Danica sinirlenmişti. Sirenlerin deli gibi çalmasının ardında bir neden yoktu.

Toplantı odasında diğer herkes ile beraber oturuyordu, herkes hayatta ve sağlıklıydı. Gerçi ekibin geri kalanları hayatta demek daha doğru olurdu çünkü ekibin yarısı ne sağlıklıydı ne de hayattaydı. Hayatta kalan 5, bebek de dahil 6 kişi şu an toplantı odasında birbirlerine bakıyordu. Bebek uzun zaman sonra, hatta tanıştıklarından beri ilk defa, sakin bir şekilde Kahverengi'nin kucağına uyuyordu.

Sinirlendiği asıl konu ise bir neden olmaması değildi, kendisiydi. Sirenler çaldığında koridorda karşılaştığı silüet, Kahverengi'ye aitti. Danica kapıları yumruklayıp yatakhanelerden çıkmaya çalıştığı sırada Kahvarengi de neler olduğunu görmek için kucağında bebek ile koridora çıkmıştı sessiz bir şekilde. Danica bunu o an loş ve kırmızı ışıkta görememişti, tüm bedenini kaplayan korku ise onu yanıltmıştı.

Ölümü her an yanında hissediyordu. Kendisi için ne zaman geleceğini bilmese de bir başkası için burada hazır beklediğini biliyordu. Gemiye ilk geldiğinde fark etmemişti fakat ölüm, artık ekibin bir parçasıydı. Danica da o karanlık dolu zamanda Kahverengi yerine yanı başında olan ölümün onun için geldiğini sanmıştı bir an. Durup bakmaya bile zamanı yoktu, hemen kaçmaya çalışmıştı.

Minnettar olduğu tek şey koridorda Siyah'ı bulmuş olmasıydı. O karanlık ortamda, Kahverengi'nin olduğunu bilmeden ondan kaçarken başka biri ile karşılaşabilirdi. Sarı, onun yanlış yapmasını fırsat vererek onu bir köşede yakalayabilirdi. Çarptığı kişi Sarı olabilirdi.

Tabiki de o an bunları düşünüp analiz yapamamıştı. Bedenleri gördüğünde donup kalan bedeni, ışıkların kaybolduğu anda kaçmaya çalışmıştı. Hayatı boyunca her şeyden kaçarken o an gerçekten somut bir şeyden kaçmıştı, zamanı geldiğinde kaçabileceğini farketmişti. Ne kadar gereksiz bir neden olduğunu sonradan anlasa da o an, kaçmak tek çözüm gibi görünmüştü ona.

Şimdi masadaki insanlara bakarken bu sefer kafasında sorular yerine teoriler vardı. Bir kaç saat önce neler olduğunu anlamaya çalışırken oluşturduğu teoriler artık soru formundan çıkıp şüphelere dönüşme yolunda hızla ilerliyordu. Neler olmuştu o sırada? Neden herkes hayattaydı?

Son soruyu sorması saçmaydı, böyle bir şeyi normalde düşünmemesi bile gerekiyordu fakat bu gemide olanlar onu da değiştirmişti. Gerçekten o an birini öldürmek için iyi bir fırsattı, tabi hala aralarında katil varsa.

Belki de bu yüzden kimse ölmemişti. Katil olan Beyaz'ı aralarından göndermişlerdi ve cinayetler son bulmuştu. Bu mümkün olması muhtemel bir senaryoydu. Danica ise kafasındaki bir soru için teori oluşturmıyordu: Neden? Neden böyle bir an yaşamışlardı?

"Peki neden?" diye sordu sonunda, kafasında bir teori olmadığı için sesli dile getirdi sorusunu. Neden öyle bir durum içinde bulunduklarını merak ediyordu.

Sorusuna cevap alamayınca tekrar "Neden?" diye sordu, daha keskin bir ses tonu ile. "Neden böyle bir şey oldu durduk yere?"

Soruyu Yeşil'e sorduğu açıktı, ondan başka cevap verebilecek biri yoktu fakat Yeşil, sessizce ona bakıyordu sadece. Hatta ona bakamıyordu, yüzünü saçlarının arasına saklamaya çalışıyordu.

Danica yatmaları gereken saatte neden kendisi ve Kahverengi dışında kimsenin yatakhanede olmadığını merak ediyordu. Belki Siyah sirenleri duyunca ondan önce yatakhaneden ayrılmış, kapılar ardından kapanınca başka yere gitmek zorunda kalmış olmalıydı. Bu, Danica'nın teorisiydi. Sirenler başladığında o yatağında şaşkınlıkla otururken Siyah dışarı çıkmış olmalıydı.

Aramızdalar ✔ #Wattys2023Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin