|3|

4K 286 95
                                    

Herkes hazırsa başlayalım? :)

♥♥♥

-Rüya Balım Çınar-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Rüya Balım Çınar-

Ertesi gün bir önceki günü takiben aynı şeyleri tekrar etmiştim, demiştim ya bu benim sabah ritüelim. Her zamankinden hiçbir fark olmaksızın okula gittim ve sırada beni bekleyen arkadaşımın yanına sokuldum. Beni selamlayan sınıf arkadaşlarımla gülümsedim.

Bugün en sevdiğim konuyu görev edinmiştim, paragraf! 150 matematik sorusu beni ne kadar zorluyorsa 150 paragraf sorusu o kadar çerez geliyordu. Üç ve dördüncü derslerimiz seçmeli derslerdi, seçmeli derslerin en güzel yanı hocaların daima serbest bırakmasıydı.

Öğle arasına geldiğimde çoktan 120 soru paragraf çözmüştüm, kalemi kitabın arasına bıraktığımda sınıfı terk eden hocanın arkasından baktım. Hoca sınıftan çıkar çıkmaz yerini dolduran Şeyma ile Aslı'ya döndüm. İkimizde yüzümüzü buruşturup kafamızı sallamıştık, bazen -ama nadiren- gözlerimizle anlaşabiliyorduk bu da onlardan biriydi.

"Kantin?" diye bana dönen kaknem Aslı'yı küçük bir baş sallamasıyla onayladığımda kalkıp montlarımızı almıştım ve yanına dönmüştüm. Çantamın içindeki küçük fermuardan paramı aldığımda montunu giyip beni bekleyen kankamın koluna girmiştim.

Sınıftan çıktığımız esnada son duyduğum Şeyma'nın 'Aman sıradan ortalama bir tip, bir şey olmaz ondan cacık yaniii.' demesiydi.

Aslı'da duymuş olmalıydı ki, konuşmaya başladı. "Bazen Şeyma çok iyi biri gibi geliyor bazen ona çok sinir oluyorum, sende de öyle mi?"

Başımı sallayıp "Garip bir tip, samimiyetsiz ama samimi," dediğimde seri adımlarla merdivenleri inmeye başlamıştık. Kantinci abladan bir pizza tost ve ayran isteyip beklemeye başladım. "Acaba kim için bizim sınıfa geliyor," diyen Aslı hâlâ Şeyma'nın kimi sevdiğini düşünüyordu. Kafamı eğerek dudaklarımı büktüm, "Barış için falan sanırım," dediğimde kaşlarını çatan arkadaşım, "Barış mı?" demişti.

Kaşlarımı kaldırarak, "Neden olmasın ki?" dediğimde omzunu silkerek, "Bilmiyorum, Barış hiç aklıma gelmemişti," dedi. Bir süre yüzüne baktığımda en sonunda önüme dönmüştüm.

Ve işte yine oluyordu, Azat dün gördüğüm yerde oturmuş bana bakıyordu fakat bu sefer bir fark vardı, bu sefer selamı veren o olmuştu. Selamını aldığımda kaknem Aslı manidar manidar bana bakmıştı.

"Sus sakın konuşma," dediğim esnada eliyle ağzına bir fermuar çekmişti. Aslına bakarsanız bence Azat'ın benden hoşlandığı falan yoktu. Bu sadece Aslı'nın yaptığı bir yakıştırmaydı.

Bunun bu kadar dikkatimi çekiyor olmasının tek nedeni Aslı'nın bunu toplasan 6 saati bulan dile getirişiydi. Yani bir insana 6 saat bence var bir şey dersen o insan bir yerden sonra bir şey olduğunu düşünmeye başlardır. Benim olayım da bence tam olarak buydu. Kafamı kaldırdığımda bu konuyu ötelemiştim.

Bana Balım Demek İster Misin? [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin