|6|

3.3K 229 71
                                    

Herkes hazırsa başlayalım? :)

♥♥♥

-Rüya Balım Çınar-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Rüya Balım Çınar-

Beden dersini ortak işleyeceğimiz haberinin üstünden kolay olmasa da bir şekilde gelmiştim. Çünkü ardından daha başka bir olay gerçekleşmişti. Azat bir sonraki molada bana gülümseyerek selam vermişti.

Ee ne var bunda, yobaz mısınız? Demeden önce dinleyin. Birine gün geçtikçe daha samimi yaklaşmanın bizim (kaknem ve ben) dilimizde bir anlamı vardı. Bize göre Azat bana senden hoşlanıyorum, diyordu. Şimdi dereyi görmeden paçayı sıvamayın demenize hiiiç gerek yok, çünkü biz paçaları sıvayalı çok oldu.

Paçaları sıvamamızın nedeni de pek tabi Aslı'nın bitmek bilmeyen ihtimaller paradoksuydu. Kız her çeşitte Azat'ın benden hoşlandığı kanısına varıyordu. Kanka ama çocuk bugün yanında bir kızla bahçede geziyordu, dediğimde bana, sana açılmak için tavsiye alıyordur, diyordu. Yemin ederim aşkologdan daha aşkologdu.

İşin özü, Aslı beni bir elmas gibi işleyerek aklıma bu ihtimali sokmuştu ve ben de artık inanmaya başlamıştı. Zaten 41 kere değil 1041 kere söylediğinden gerçek olması işten bile değildi.

Bütün bu ergen dramlarını bir kenara bırakırsak, üçüncü dersimiz rehberlik olduğu için bol bol soru çözüp günlük soru barajımın bir kısmını tamamlamıştım. Bugün yoğun bir gün olacağından benim için çerez sayılan dil bilgisi konusunu halledecektim. Dördüncü, beşinci ve altıncı derslerimiz alan derslerimiz olduğundan test çözecek fırsatı bulamamıştım. Şimdiyse soyunma odasında 12-A sınıfının kızlarıyla beraber yaklaşık 40 kızla üstümü değiştiriyordum. Bizim sınıf 12 kişi olsa dahi sayısal sınıfında otuzdan fazla insan vardı.

Buram buram Dove deodorant ve yoğun, ekşi bir ter kokusuyla dolu olan soyunma odasından tam bir hayatta kalma sınavı vererek ayrıldığımda bir soluk nefese muhtaçtım. Abi 40 kişinin olduğu, üstüne bir de ter kokan bir yerde neden deodorant sıkarsın ki? Sen manyak mısın? Hayır, bizim sınıf zaten hepi topu on küsur kişiydi, bütün bu savaş verme olaylarının nedeni iki sınıfın bir giyinmesiydi.

Hemen yanımda mevcudiyet gösteren Aslıcığım, "Allah'ım sana şükürler olsun az kalsın ölecektim," dediğinde, onu onaylamak adına, "Hayır, sırayla giyinsek olmuyor mu, illa hurra diye soyunma odasına mı dalınmalı?" demiştim. Bu saçma sistem hakkındaki eleştirimizi bir yana bıraktığımızda gözlerim kış ayına inat açan güneşteydi.

Havalar en soğuk zamanlarına doğru ilerlemesi gerekirken bir anda güneş açmıştı. Allah'ın bir işi miydi yoksa bugün karma benim için mi çalışıyordu bilmiyordum zira güneşin açmış olması açık ara bizim beden eğitimi dersini bahçede işleyeceğimizi gösteriyordu.

Yanlış anlamayın derdim bu havayla değildi bugünün bu saatinde açan bu havaylaydı. Cumartesi, pazar öğleden sonra açsa mesela on numara olmaz mıydı? Soğuk gibi olan ama geçen haftalara nazaran daha sıcak olan hava ile yanımda Aslı ile bahçeye çıktığımda montumun önünü kapatıyordum. Hemen bizim peşimize çıkmaya başlayan kızlarla birlikte sıraya doğru ilerlemiştik. Tam bu esnada çalan zil ile birlikte telefonumun sesinin kapalı olduğundan emin olarak montumun cebinin fermuarını çektim ve usulca montumu Aslı'nın montunun yanına, banka bıraktım.

Bana Balım Demek İster Misin? [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin