|12|

2.7K 192 49
                                    

Herkes hazırsa başlayalım? :)

♥♥♥

-Rüya Balım Çınar-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Rüya Balım Çınar-

Rüya'dan

Annemin öğrencilerini anlattığı akşam yemeğinde babam "Hafta sonu sinemaya mı gitsek ne dersin balım, şu beklediğimiz film vizyona girmiş," dediğinde annemle ben aynı anda konuşmuştuk.

Annem "Olur hayatım," Derken, ben "Hangi film?" Diye sormuştum. Babam bazen anneme balım diye seslenmek istiyordu ve böyle anlarda bizim evde küçük bir karmaşa yaşanıyordu. Annemle birbirimize baktığımızda ortamı kaplayan küçük sessizlik gülüşme sesleriyle bezendiğinde babam anneme seslendiğini söyleyip olayı düzeltmişti.

Daha önce bahsetmiş olmalıydım, ama bilgi tazelemekten zarar gelmezdi değil mi? Babam gençliklerinde anneme balım diye seslenirmiş ve uzun sevgililik dönemlerinin sonunda evlendiklerinde ve pek tabi ben dünyaya gelmeye karar verdiğimde bu güzel kelimenin benim adımda yaşamasına karar vermişler.

Bu isim koyma konusunda çok güzel ve duygusal bir hikayeydi fakat bazı zamanlarda böyle garip anlar yaşanabiliyordu. Mesela babamın anneme gençliklerindeki gibi balım diye hitap etmek istemesi küçük bir karmaşa yaşatabiliyordu.

Velhasıl kelam en sonunda pazar günü hep birlikte hamburger-sinema ikilisi yapmayı kararlaştırmıştık. Yemeğimi bitirdiğimde anneme ellerine sağlık diyerek onu yanağından öpmüştüm.

Kendimi canhıraş odama attığımda testlerim beni bekliyordu. Coğrafya kaynak kitaplarımı masama koyduğumda saçlarımı sıkıca bağladım, gazam inşallah mübarek olurdu.

Saat dokuz gibi Dayanacak gücüm mü varda çözeyim yar seni diyerek bir sonraki soruyla bakıştığımı fark ettiğimde başımı sallayarak kendime gelmiştim. Daha fazla soru çözmenin nöron sayımı düşüreceğini düşündüğümden kendimi masadan kaldırdığım gibi yatağıma atmıştım.

Yattığım gibiyse ders çalışmaya ara vermenin şu an için verebileceğim en mantıklı karar olduğunu hissetmiştim. En azından kemiklerim öyle düşünmüş olmalıydı. Sürekli eğilmekten tutulan boynum ve kambur oturmaktan ağrıyan sırtımın bana dua ettiğini hissediyordum.

Saatlerdir elime almadığım telefonuma uzandığımda onu bir çırpıda şarjdan çıkartmıştım. Sosyal medyada neler olup bittiğine bir an önce bakmam gerekiyordu. Aklımdan geçen İnstagram'a girmekken beni karşılayan farklı bir şey olmuştu. Hafta sonu ekibi adlı bir gruptan gelen 156 mesaj bildirimi vardı. İlin kötü tarafı mesajlar gelmeye de devam ediyordu.

İlk yaptığım şey gruba girdiğim gibi sonsuza kadar sessize almak olmuştu. Tamam ben zaten telefonumu ders çalışırken sessize alıyordum ama mesela dışarıdayken zırt pırt bildirim gelmesini de istemezdim.

Bana Balım Demek İster Misin? [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin