Beyaz Bandaj; Azrail

168 112 4
                                    

Çerkez telefonda Müsteşarı aradığında bizim işleri engeleyeni bulduk Mehmet  Peraçi'dir o işi hallet
Müsteşar telefondan sonra haberleri açar sonra Koray'ı o halde görünce anlında koskocaman Müsteşar yazısını görünce göğsünde de hainlerin sonu yazıyor Müsteşar'ın içine bir korku girdi haberlerde ise daltonlar çetesi canice katledilişini yayınlarken ardından amir Koray Kurt'un gerçek kimliği ortaya çıkınca Abozora diye ve onun ölümü yayınlanırken tüm basın birbirine girmiş halde "çetelerin bir biriyle savaşı mı başladı?" diye hep haberler yayılır. Ajda sabah 08:11'de uyanıp telefondan haberlere bakar en son Koray uçurumdan düştüğünü görmüştü demek ki Aras'ın haberlerde görürsün dediği onu asmak ve Müsteşar'a not bırakmasıymış Müsteşar ise Aras'ın bıraktığı not için yine karakolda ifadesini verdikten sonra ofisine geçti  yanına sağ kolu olan Akif'i çağırdı.

"Müsteşar" Akif bana Azrail ve ekibini çağır gelsinler nerde olursa  olsun gelsinler.

"Akif "yanlış anlamadım değil  mi? Patron

"Müsteşar "hayır sana ne dediysem hemen yap dün gece Koray'a bunu kim yaptıysa bizim sonumuzu getirtmek için yapmış  bana da bir not bırakmış  sana bir kart vereceğim Azraile o kartı ver benim olduğumu anlayacaktır yoksa başka türlü gideceğin yerden sağ çıkamazsın.

"Müsteşar "Akif'e hem adresi verdi hemde kartı verdi.

"Akif "tamam diyip ofisten çıkıp  Müsteşar'ın verdiği adrese doğru gider.

Müslüm ekibiyle bir taraftan paraları taşıyor bir taraftan da yaklaşık 20 tane vitrin mankeni içeri taşırıyor kim bilir aklından yine neler geçiyor. Telsizden İrem'e 30 rehine seçip salmalarını ister İrem,Hadise ve Ebru 30 tane rehineyi seçip

saat 10:17 'de serbest bırakır.

"Ferhat"patron niye bıraktın bu 30 rehineyi

"Müslüm" gündem hep cinayetlerle dolu etraf seri katil dolu ülkemize güzel haberleride hakediyor.

"Ferhat" hiç sorma kanlı mesajlar çok dönüyor biz Merkez Bankasına girdik gireli Allah'tan içerideyiz yoksa bizimde anlımız belki şimdi çizilmişti
Peki son birşey daha bu vitrin mankenleri ne için

"Müslüm"çokluğa alıştık şimdi bırakılan rehinelerin yerini doldurmak için

"Ferhat"iyiki varsın başımızda patron.

Akif  Müsteşar'ın verdiği adrese gider terk edilmiş bir harabe gibiydi arabadan inip harabeye girer kimse yok mu? Diyerek bağırır tam dört sefer kimse yok mu diye seslenip ilerliyordu ki birden bire tepeden bir halat düşüp Akif'in boynuna dolanır ve ayağı yerden kesilir.

Birden bire kolunda beyaz bandaj kırmızı yazı ile Azrail yazısını görür.

Azrail çok can aldığı için kendi ekibi o lakabı takmış kendisi 28 yaşında uzun boylu sarışın kalıplı bir  fiziğe sahiptir. Kendisi ile birlikte 6 kişilik  ekibi olmakla beraber  kendileri Müsteşar'ın en zor görevlerini  yapan tetikçilerdir.

"Azrail "eğer yaşamak istiyorsan son 10 saniyen kaldı

Akif, hemen elinde Müsteşar'ın ona verdiği kartı uzatır.

Azrail karta bakar hemen ekibinden onun ayaklarının yere değmesini ister.

"Azrail "çok şanslısın son bir saniyen kalmıştı ölmen için bugün git doğum günü kutla bugün yeniden doğdun tamam sen görevini yaptin biz mekanı biliyoruz.

Akif koşa koşa çıktı depodan arkasına bile bakmadan.

Müslüm ise yine patron koltuğuna oturmuş bu sefer Ajda'yı düşünür olmuştu durmadan dün  gece Ajda ile yüz yüze gelişi gözünün önüne  gelir sanal oyununa girip Barış Atmaca'dan Ajda'nın ev adresini ister hemen bir bavul para daha alıp tünelin sonuna gittiğinde  Ferhat'da bir bavul para getirmiş ona tünelin sonunda ben yine gidiyorum buralar sana emanet diyip evden bu sefer ambulansla çıkar  Ambulansın alarımlarını açıp son gaz Ajda'nın evine doğru sürer Ajda'nın evine varması 30 dakika bile sürmedi Ajda ise dün gece yaşananlardan baya etkilenmiş ki dışarı adımını bile atmadı Ajda'nın evinde kimse yoktur, anne ve babası İzmir' de Ajda ara sıra İzmir'e gidip onları görüyor bazen de onlar ara sıra geliyor Ajda'yı görmeye Aras hemen yukarı üçüncu kata koşarak çıkar kapıyı çalar.
Ajda kapıya bakmaz ikinci üçüncu sefer derken Ajda kalkıp kapının deliğinden bakar Aras'ı görünce hemen açar.

"Ajda" gir içeri .Aras içeri girer

"Ajda" benide mi öldürmeye geldin yoksa?

"Aras" hayır aklımdan çıkmıyorsun 

"Ajda" sende benim aklımdan hiç çıkmıyorsun çok değişik bir insansın ne zaman ne yapacağın belli olmuyor ama çokta büyük bir vicdanın var
Aras ve Ajda bir süre oturup muhabbet etikten sonra   Aras 11:25'te babasının evine varır, vardığında ağabeyi Hasan'da ordaydı ikisi kahve içip satranç oynuyor birbirlerinin hamlelerini görüp oyunda daha geniş görmelerini sağlıyorlardı tıpkı Merkez bankasında Müslüm'ün Azer'e hayat dersi vermesi gibiydi.

"Mehmet Peraçi"vay benim ufak oğlumda gelmiş gel gel otur  ağbeyinle satranç oynuyoruz.
anneniz hayatta olsaydi 4 kişi olurduk okey oynardık.

Aras ve Hasan gülerler.

"Mehemet Peraçi" oğlum yine dün gece dolu yağmış.

"Aras" evet babaların kralı  fena yağdı benim o taraf sanki taştı kimin kafasına deyse ölüyordu Allah'tan benim şemsiyem vardı

Hasan da bu şifreli konuşmayı anlamayıp sadece gülüyordu ama sonradan anladı tabiki

"Hasan" baba sen beni satrançta yendin gel şimdi benle Aras silah atışı yapacağız bakalım kim daha iyi.

"Aras" vay abi şimdi öylemi diyorsun gel bakalım.

"Hasan" tabi oğlum atışta en iyisi benim,

"Aras" o köprü altından çok su aktı abi

"Mehmet Peraçi" hade bakalım atışa dedikten sonra atış bölümüne geçerler.

Delice Soygun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin