-2-

213 89 14
                                    

"Ben sıklıkla müzikle düşünürüm, düşlerimi müzikle yaşarım."
.
Bunları düşünürken Sude konuşmaya başladı :
"Mina orda mısın? Kızım Berk geldi dedim diye niye bu kadar dondun kaldın? Alt tarafı eski sevgilin sonuçta."

Sude'nin dediklerinden sonra konuşmaya başladım :
"İyi de şimdi geldi. Daha sonra da yine gelir bu."

Sude :
"Ee seninle barışmak için her türlü yolu dener
Çocuğu affedersen eğer her sabah değil belki her öğle arası ve çıkışta da gelir."

Ben:
"Sude saçmala. Ben onu affetmicem. Ayrıca ayrıldık bitti gitti."

Sude :
"Tamam hemen sinirlenme sustum. Neyse gel ilk ders kimya. Hoca gelmeden sınıfa gidelim."

Ben :
"Oo kimya dersi varsa biraz çılgınlık yapalım di mi?"

Benim dediklerimden sonra Sude konuşmaya başladı :
"Mina, geçen derste yaptığın şeyleri sakın yapma."

Ben:
"Niye ki? Yaptığım şeyler gayet çok eğlenceliydi."

Sude :
"Tabi canım. Senin yaptıklarından sonra da hoca ders bitene kadar ayakta bekletmişti."

Ben:
"Olsun ben yine yaparım. Beni biliyorsun." dedikten sonra Sudeye göz kırptım.
Göz kırpmamdan sonra da sınıfa girdik.

Sınıfa girdiğimde kafamın üstünden uçak geçtiğini gördüm. Görür görmez havadaki kağıdı kaptım ve konuşmaya başladım:
"Bu uçağı hanginiz kafama attı. Evet söyleyin."

Benim dediklerimden sonra kimseden çıt çıkmadı. Sinirli bir şekilde herkese bakarken kimya hocasının geldiğini gördüm.

Hoca Sude'yle  beni gördükten sonra konuşmaya başladı :
"Gençler size de zahmet olacak ama yerlerinize geçebilir misiniz acaba?"

Hoca bunları söylerken adeta bizle dalga geçmişti. O bizle dalga geçtiyse eğer bende onla geçecektim. Hocanın dediklerinden sonra Sude'yle yerimize oturduk.

Çantamdan kitabı çıkardıktan sonra hoca derse başladı. Her zaman yaptığım şeyi yapacaktım. Dinliyormuş gibi ama hiç dinlemeyen bir Mina olacaktım.

Dinliyormuş gibi yaparken hoca konuşmaya başladı :
"Gençler benim bir işim var bekleyin hemen geliyorum." dedikten sonra kapıyı kapattı ve gitti.

Onun gitmesini fırsat bilerek ayağa kalktım. Cebimden flash belleği çıkardıktan sonra açık olan akıllı tahtaya taktım. Takar takmaz dosyaya tıkladım.

Dosyanın içinde bir sürü şarkı vardı. Rastgele bir tane şarkı seçtikten sonra söylemeye başladım.

Ben şarkı söylerken bazı sınıf arkadaşlarım şarkıyı kapatmamı, bazıları ise şarkıya devam etmemi söylüyorlardı.

Tabiki de ikinci seçeneği seçtim. Şarkı söylemeye devam ettim. Ben şarkı söylerken kapı açıldı. Gelen kişinin nasıl olsa kimya hocası bir şey olmaz diye düşünürken karşımda müdürü gördüm.

Müdür beni ayakta gördükten sonra konuşmaya başladı :
"Mina hanım size çok güzel haberim var. Biraz sonra benim odama geleceksiniz . Haberiniz olsun." dedikten sonra gitti.

Çok da umurumdaydı. Müdürün dediklerinden sonra flash belleğimi aldım. Masada duran kimya kitabını da çantama koyduktan sonra çantamı aldım.

Çantamı aldıktan sonra konuşmaya başladım :
" Sude ben her zamanki yerime gidiyorum. Hadi görüşürüz."

dedikten sonra sınıfın kapısına gittim. Sınıfa son kez baktım. Herkes bana garip garip bakıyordu. Onlar boş boş bakarken konuşmaya başladım :
"Sizde anca susun öyle. Salaklar." dedikten sonra sınıftan çıktım.

Yürüdükten sonra müdürün odasına vardım. Kapıyı çaldıktan sonra içeri girdim. İçeri girer girmez Müdür konuşmaya başladı :
"Mina velini arıcam haberin olsun. Ayrıca velin gelene kadar da dışarı da bekle. Bir yere kaçmak yok."

Müdürün dediklerinden sonra bir şey demedim ve odadan çıktım.

Çantamdan kulağımı çıkardıktan sonra kulaklığı telefonuma taktım. Telefonumdan müzik seçtikten sonra kulaklığı kulağıma taktım ve müdürün dediklerini dinlemeyerek bahçeye çıktım.

Boş bir yer bulduktan sonra oturdum. Oturur oturmaz zilin sesini duydum. Bu zil sesi de çok sinir bozucuydu.

Zil sesini duymamak için telefonumun ses seviyesini en üst düzeye çıkardım. Etrafa bakarken uzaktan Berki gördüm.

Benim olduğum tarafa doğru geliyordu. Kesin benden özür dileyecek ve barışmamızı isteyecekti. Salak. Bu sefer kesinlikle ama kesinlikle konuşmuyacaktım.

Bunları düşünürken gittikçe bana doğru geldiğini gördüm. Benle konuşacağını düşünürken arkamda duran kahverengi saçlı kızla konuşmaya başladı.

Pislik keşke benle konuşsaydı da bir güzel ağzının payını verseydim. Neyse Mina sen kendini düşün. Biraz sonra annen okulda olacak.

Bunları düşünürken bahçe kapısından içeri giren annemi gördüm. İyi insan lafın üstüne gelirdi (!)

Onun beni görmemesini ümit ederek kafamı sol tarafa çevirdim. Biraz daha böyle bekledim. Gitmiştir diye düşünerekten kafamı sağ tarafa çevirdim. Neyseki gitmişti.

Şimdi Müdür en az iki saat konuşurdu. O yüzden bir süreliğine kafam rahattı. Keyifli bir şekilde müzik dinlemeye devam ettim ve gözlerimi kapattım.

"Üstümde pembe elbise vardı. Hayır kırmızı olsun. Evet bu daha iyi. Saçlarım ise toplu olsun. Hayır Mina dalgalı daha güzel olurdu. Evet kırmızı elbisem ve dalgalı saçlarım vardı. Elimde ise mikrofonum vardı ve hazırdım. Merdivenlerden çıktıktan sonra etrafa baktım. Herkes bana bakıyordu. Çok güzel. Evet ritim tuttuktan sonra şarkı söylemeye başlayabilirim."

Hayal kurarken bir an da birinin beni çekiştirdiğini hissettim.

Ben:
" Noluyor ya. Şurda ne güzel hayal kuruyordum."

Dediklerimden sonra annemin konuştuğunu duydum :
" Öyle mi Mina? Ben sana şimdi hayal gücünü göstericem. Peşimden gel eve gidiyoruz. "
Dedikten sonra kolumu çekiştirmeye devam etti. Arabanın yanına kadar da böyle gittik.

Annem kolumu bıraktıktan sonra konuşmaya başladı :
"Bin hadi."

Onun dediklerinden sonra arabanın kapısını açtım ve bindim.

Arabaya bindikten sonra annem arabayı çalıştırdı ve hızlıca sürmeye başladı.

Annem arabayı sürerken konuşmaya başladım:
"Anne ne oldu? Niye bu kadar sinirlisin?"

Annem :
"Kızım sen benle dalga mı geçiyorsun? Sence neden sinirli olabilirim. Bir düşün."

Ben:
"Bilmem. Belki Müdüre yalakalık yapamamışındır ondan sinirli olabilirsin."

Annem sinirli bir şekilde konuşmaya başladı:
"Geldik in hadi."

Annemin dediklerinden sonra arabadan indim. Ben inince annem de indi ve okulda yaptığı gibi yine kolumdan tuttu ve konuşmaya başladı :
"Çabuk içeri gir. Herkes sana bakıyor. Elaleme rezil olduk zaten."

Ben :
"Aynen tüm mahalle hatta tüm dünya bizi konuşuyor ya."

Annem dediklerimden sonra bir şey demedi ve kapıyı açtı. Kapıyı açar açmaz konuşmaya başladı :
"Yok sen bu gidişle akıllanmıyacaksın. Ben ne yapacağımı biliyorum."

Onun dediklerinden bir şey anlamamıştım. En fazla ne yapabilir diye düşünürken odamdan sesler duydum. Sesler duyar duymaz koşarak odaya gittim. Gördüklerim karşısında ağzım açık kaldı. Umarım bütün bunlar kabustur dedikten sonra yere yığıldım.

Müzik Kutusu - (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin