-4-

145 81 28
                                    

"Seven sever, sevmeyen yol alır gider. Benim dünyam her türlü döner canım."
.
"Şuan ne yapıyordum? Hemen geri çekil!"
İç sesim haklıydı. Kıskançlığım yüzünden tanımadığım birini öpüyordum.

Bunları düşündükten sonra geri çekildim. Umarım yanaklarım kızarmamıştır. Yoksa rezil olurdum.

Geri çekildikten sonra öptüğüm kişinin elinden tutup içeri götürdüm.

Berk gerizekalısının daha fazla gülmesini görmek istemiyordum.

Kafenin içine girdikten sonra karşımdaki kişiye baktım. Kafasını eğmişti ve simsiyah kombin yapmıştı. Siyah kapüşon da buna dahildi tabi.

Kafasını eğdiği için haliyle yüzünü de göremiyordum. Lan bu kişi kız mı erkek mi.. Ben kimi öpmüştüm?

Onun konuşmayacağını anlayınca konuşmaya başladım :
"Şey bak kız olabilirsin ama bir şey olmaz. Ne yani kız ile başka bir kız öpüşebilir."

Dediklerimden sonra bir şey demedi. Ve hala kafası öne eğik bir şekilde duruyordu.

Allahım sen sabır ver o kadar şey dedim ama buna rağmen hala konuşmamıştı. Aramızdaki sessizliği bozmak için devam ettim.
" Utandırdıysam özür dilerim. "
Dedikten sonra onun kolunu tuttum. Benim ani hareketimden sonra hızlıca yanımdan kaçtı.

Tamam utangaç olabilirsin ama en azından kim olduğunu bilseydim. Neyse aman alt tarafı bir öpücüktü. Asıl biraz sonraki performansıma odaklanmalıydım.

Her zamanki gibi mükemmel bir şekilde şarkı söyleyecek ve herkesi etkileyecektim.

Bunları düşünürken kapının önünde boş boş dikildiğimi fark ettim. Bir an önce Sude'nin yanına gitsem iyi olacaktı.

Merdivenlerden çıktıktan sonra uzaktaki masada oturan Sude'yi gördüm. Buraya kadar güzeldi de yalnız değildi.

Sude'yi gördükten sonra yanına daha doğrusu yanlarına gittim. Sude beni görür görmez karşıdaki kişiye sarılmayı bıraktı.

Bir zahmet sarılmayı bırakın değil mi? Çünkü ben gelmiştim.

Sudey'e kaş göz işareti yaptıktan sonra yanındaki yeni manitasına baktım.
"On saniye içinde Sude'nin yanından ayrılmazsan eğer çok fena olur. Mal gibi bakma suratıma s*ktir git."
Dediklerimden sonra muşmula suratlı oğlan gitti.

Onun gitmesinden sonra Sude'nin önünde duran portakal suyunu önüme aldım. Pipetle içtikten sonra konuşmaya başladım :
"Sude böyle şabalak suratlı erkekleri nasıl buluyorsun çok merak ediyorum."

Sude:
"Ne varmış gayet yakışıklıydı niye kovdun?"

Ben:
"Kızım ben bu muşmula suratlıyla ona enişte demem. Ona göre."

Sude:
"Of senin yüzünden bir manita sayısı daha eksildi."

Ben:
"Sende düzgün kişiler seç. Ne o öyle wattpad hikayelerindeki gibi bad boy çocuklar seçiyorsun? Ayrıca hepsinin amacı aynı. Bakma öyle ne demek istediğimi anladın."
Bunları dememden sonra kafenin sahibi beni çağırdı.

"Tamam hemen geliyorum. Sudişim sende üzme kendini. Ben sana daha yakışıklısını bulurum. Benim gitmem lazım. Saçlarım düzgün mü? Nasıl iyiyim değil mi?"

Sude bana baktıktan sonra konuşmaya başladı :
"Maşallah fıstık gibisin. Git hadi ortalığı dağıt."

Ben:
"Tamam güzellik bunu senin için yapıcam."
Ona göz kırptıktan sonra saçlarımı düzelttim. Eteğimi de bir tık yukarı çıkardıktan sonra Sude'nin yanından ayrıldım.

Müzik Kutusu - (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin