-13-

50 25 2
                                    

"Bir kadından daha korkuncu güçlü, cesur bir kadına dönüşmesidir."
.
Ben Sultanımla garip garip bakışırken acaba bu niye geldi diye düşünürken ablam gıcık gıcık konuşmaya başladı.
"Mina görmen gereken acil bir şey var. Acele et."

Kapıyı kapatıp sinirden dudağımı ısırdım.
"Kesin işin düştü ya da annemin gazına gelip bir sürü şey söylemeye geldin."

Sinirlendiğim için arama devam ederken karşı taraftan da ses gelmedi büyük ihtimalle ablamın ne diyeceğini merak ediyordu.
"Hayır buraya geldim çünkü... Gözlerinle görsen daha iyi olur."
Babaanemin bir şey demesine izin vermeden ablam beni çekiştirdi. Onun duyabileceği bir şekilde özür dileyip aramayı kapattıktan sonra zorunlu olarak ablamın peşinden gittim.

Ablam beni çekiştirmeye devam ederken söylenmeye başladım.
" Unutma göstereceğin her neyse bir sürü çekiştirmene değer."
Dediklerimden sonra ablam bir şey demedi ve nereye geldiğimizi anladım. Gözlerim dolarken dedemin dükkanı yanmış ve çoktan dönmüş sönmüş yerleri görürken kilidin de açılmaya çalışıldığının ama açılamadığını fark ettim. Gözyaşlarım akmaya devam etti.
" Sen bu hale geldiğini nasıl fark ettin abla? Normalde hiç bu sokaktan geçmezdin."

Gözyaşlarım ve burnum akarken peçete bulamayarak burnumu hırkaya sildim.
"Bilmiyorum ama içime doğdu sanırım. Hastaneden çıktıktan sonra bu sefer buradan geçeyim dedim ve dükkanı bu halde görünce kötü oldum."

Ben:
"Bunu yapan her kimse çok fena ödeyecek."
Uzun zamandır ablam, annemle konuşmasam da yinede dedemin marangoz dükkanı bizim için önemli ve değerliydi.

Küçüklük anılarım, beraber ağladığımız beraber güldüğümüz zamanlar.. Annem ve babamın boşanmadan önceki mutlu hayatımız. Hepsi gözümün önüne geliyordu.

"Babaane lütfen bu elbiseyi ben denemek istiyorum hem bu elbise benim gibi süslü ve çok güzel."

Babaanem dediklerime gülerken dolapta hala tam yapılmamış pembe taşlı elbiseyi çıkardı ve dikkatli bir şekilde giymeme yardım etti.

Aynadan kendime elbiseyle ne güzel olduğumu söylerken heyecanla belime dokunduğum iğnelerden biri elime battı, kanamaya başladı.

Kanlı elime bakıp ağlarken dedem peri kızım diyip koşarak yanıma geldi ve kanlı olan parmağıma yada bandını taktıktan sonra saçımı okşamaya başladı."

Gözyaşlarımı durdurmaya çalışırken ablam ayağa kalktı.

Onun kalkmasından sonra ayağa kalkamadım ve gitmemesi için bacağına sarıldım.
" Abla gitme bak polise falan gidelim belki yapanlar bulunur. Bana yardım et nolur."

Birine yalvarmayı eziklik olarak görsem de şuan yardıma muhtaçtım. Ablam hala bacağımı sarıldığımı anlayınca beni itti ve üstünü temizledi.
"Mina geçmiş geçmişte kaldı. Daha öncede bu tarz şeyler oldu biliyorsun, polisler de suçluları bulamadı. Lütfen sende çocuk gibi davranma."
Sinirlenip bana son kez baktıktan sonra yanımdan ayrıldı.

O yanımdan ayrılırken dükkanın önüne gittim ve soğuk havaya karşı kendimi savunmak için hırkayla iyice sarılırken bir an cebimdeki anahtarla içeri gidebileceğim aklıma geldi.

Hayır Mina eğer dükkana girersen dükkan açık kalacak bu sefer başka birisinin dükkana saldırmasını istemezsin. Dükkana bir şey olacağına bana olsun.

Kendi kendime konuşup dişlerim soğuktan titrerken dükkanın önünde beklemeye başladım.

Aradan en az on dakika geçtikten sonra bu sefer tüm vücudum titremeye başladı. Daha fazla dışarıda kalsam donacaktım, bir an önce dükkana girsem iyi olacaktı.

Müzik Kutusu - (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin