-5-

122 73 16
                                    

"Ağlamak ruhun kanama şeklidir."
.
Sakin olmalıyım. Ama ölmüş gibi yatıyordu. Daha doğrusu mal gibi yatıyordu. Yüzüne tekrardan baktım. Tıpkı pamuk prensesin elması kıpkırmızı olmuştu ama bu gerizekalıya belli olmazdı. Numara da yapıyor olabilirdi.

Ayağa kalktıktan sonra hafifçe ayağımla koluna vurdum.
"Kalk gerizekalı kesin şaka filan yapıyorsun."
Dediklerimden sonra ses çıkmadı. Çocuğu cama itersen tabi kalkmaz.

Yaşıyor mu diye kontrol etmek için nabzına baktım. Neyseki bir sorun yoktu. Ee bu böyle camış gibi yatıyordu. Bu malı tek başıma kaldıramazdım. En iyisi Sude'yi çağırmak.

Tuvaletin kapısından bağırdım.
"Sude annemi boşver şimdi daha önemli mevzu var."

Neyseki ne dediğimi duydu. Uzaktan bana baktıktan sonra telefonu kapattı ve yanına geldi.
"Çüş noldu lan burada bu salak niye yerde yatıyor?"

Ben:
"Sudişim sakin ol lütfen zaten elim titriyor. Şey benim yüzümden oldu kimse gelmeden çabuk ambulansı ara."

Sude:
"Tamam hemen arıyorum sende şu salağın yanında bekle."
Dedikten sonra telefonla ambulansı aradı.

Tabi ambulans gelene kadar zamanda da erkekler tuvaletine giren mal biri çoktan kafe sahibine söylemiş.

Ben Berkin yanında beklerken kafe sahibi Serhat beyin geldiğini gördüm.
"Duyduğuma göre arkadaşını öldürmeye çalışmışsın."

Ben:
"Ne!! Bunu kim söyledi ama ben..."

Can bey sözümü tamamlayamadan konuştu.
"Olanları duydum. Maalesef bundan dolayı da anlaşma bozuluyor."

Ben:
"Hayır hayır olmaz o para bana çok lazım. Lütfen böyle yapmayın."

Koskoca Mina Queen birine yalvardı ve o da beni dinlemeden gitti. Başlıcam böyle işe...

Serhat beyin gitmesinden sonra ağlamaya başladım. Ben ağlarken Sude de beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Sude bana sarılırken ambulans geldi.

Apar topar hastaneye gittikten sonra Berki acile aldılar. Bende Sude ile dışarıda beklemeye başladım.
"Şerefsiz köpek onun yüzünden paramı bile alamadım."

Sude:
"Kanka sakin ol hem kafe sahibi de salak. Sen o kadar şarkı söyledin ama parayı vermedi. Ne olursa olsun vermesi gerekiyordu."

Ben:
"Haklısın. Benim yine de para bulmam lazım."
Dedikten sonra ayağa kalkıp boş boş dolanmaya başladım.

Sude:
"Bir şekilde buluruz dert etme sen. Gel hadi otur. Seni takip edicem diye başım döndü zaten."

Ben:
"Yok oturmucam. Parayı nasıl bulucam diye düşünüyorum. Annemden istesem para vermez. Ablamdan da para alsam anneme söyler zaten. İşte bugünde para alacaktım son şansımdı ve Berk yine sıçtı. Bir an önce uyansın mahvedicem onu."

Dediklerimden sonra Sude konuşmadı. Koridorda boş boş dolanırken yanımıza hemşire geldi.
"Hastanın yakınları siz misiniz?"

Hemşireyi gördükten sonra hızlıca koştum.
"Evet biz sayılırız durumu nasıl?"

Hemşire:
"Durumu gayet iyi merak etmeyin. Sadece alnına dikiş atıldı. İsterseniz ziyaret edebilirsiniz."

Hemşirenin dediklerinden sonra hızlıca kaçtık.
"Sude hayat çok garip değil mi? Okulda Berki görmemek için bin takla atarken şimdi de onu görmek için nerdeyse yarış atı gibi koşuyoruz."

Sude dediklerime gülerken çoktan gerizekalının yanına vardığımızı fark ettim.
"Oo bu güzeller benim için gelmiş hoş geldiniz."

Ben:
"Gerizekalı hala kendini düşünüyorsun."

Müzik Kutusu - (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin