-12-

45 25 0
                                    

"Siyah bütün kusurları kapatır ama o da çıkar peşindedir. Siyah sizi güneşte yakar ve intikamını alır."
.
"Hey minik oğlan sende kimsin?"
Siyah, benim minik kankama 'çıkışta gel seni dövücem' der gibi bakarken keyifle konuştum.
"Öyle deme o kendisine minik denmesinden hoşlanmaz. Onun ismi..."

Tam kankamın ismini söyleyecekken eliyle ağzımı kapattı.
"Tamam söylemicem aramızda kalacak merak etme. Sen git istersen dedenin yanına ben gelicem. Görüşürüz."

Ona göz kırpıp yanımızdan ayrılmasından sonra Siyah adeta mahallede dedikodu duymuş teyzeler gibi gözünü kırpmadan bana bakıyordu. Çaydan büyük bir yudum aldım.
" Ne o kıskandın mı? "

Siyah:
" Ben ve kıskanmak ne alakaysa. Sadece o minik oğlanın kim olduğunu anlamaya çalışıyorum."

Ellerimi masanın üzerine koyarak:
"Ee bu da kıskançlık sayılıyor."

Benim dediklerimi umuramadan adeta küçük çocuklar gibi kollarını göğsüne bağladı.
"Hayır bu sadece soru sorma oluyor. Her neyse ben Elmas Hanımla tanışmaya geldim."
Dedikten sonra sandalyeden kalktı ve bir şey diyemeden çiçeğiyle birlikte yanımdan ayrıldı.

Onun niye böyle yaptığını anlamasam da yavaş bir şekilde peşinden gittim.

Ne yani niye peşinden koşayım ki? Sonuçta oda numarasını bilmiyor ve ben bildiğim için her türlü beni beklemek zorunda.

Onun önüne geçip Sultanımızın odasının önüne gelince sessiz bir şekilde kapıyı açarken Sultanımın çoktan uyandığını gördüm.

O, bize gülümseyerek bakarken Siyah ise trip atarak yanımdan geçti ve babaannemin elini sıktı.
"Merhaba ben Siyah. Sizde çok ünlü tasarımcısı olan Elmas Hanım olmalısınız."

Elmas Sultan gülerek:
"Evet o benim. Böyle söyleyince daha iyi hissettim. Hoş geldin geç otur ayakta bekleme. Mina misafirimize çay ver istersen."

Sultanımıza tamam diyip çayı koyacakken Siyah lafa atladı.
"Evet Mina misafirlere böyle mi davranıyorsun ben evdeyken sana kendi odamı verdim birde senin yaptığına bak."

Ona sus artık deli diye bakarken babaannem ise çığlık attı.
"Ne!! Mina sen bu bomba haberi niye bana söylemedin? Ah kızım."

Mırıldanarak:
"Demiştim ya Sultanım unuttun sanırım."

Onlara bakmamaya çalışıp sıcak su makinesine çalıştırırken Sultanım devam etti.
"Yok canım ben böyle bir bilgiyi asla unutmam. Çayı boşver gel yanıma."

Siyaha sen bittin diyip içimden saydırken babaannemin yanına gittim.
"Evet sağolsun Siyah ve arkadaşlarının yanında kalıyorum. Annem beni evde istemedi."

Babaanem:
"Biliyorum canım. Yalnız değilsin ben varım."
Babaanem saçlarımı okşarken ister istemez gözlerim dolmaya başladı.

Küçükken annem babam çoğu zaman kavga ettiğinde evden kaçar, babaannemin ve dedemin yanına giderdim. Onlar beni oyalamaya çalışıp oyun oynayıp, müzik dinlesek de ben aslında her şeyin o zamanda farkındaydım. İnsan ailesinden görmediği sevgiyi, sıcaklığı göremeyince kalbinde de ister istemez bir boşluk oluyordu...

Gözyaşlarım akmasın diye tavana bakarken ayağa kalkıp iki bardağa çay koydum.

Sultanım pembe mendiliyle gözlerini silerken Siyah ise bana bakmayıp çayını aldı.

Konunun hala aynı yerde kaldığını anlayınca devam ettim.
"Boşverin geçmiş geçmişte kaldı. İstersen size çayın yanına kantinden bir şeyler alıp geleyim."
Olmayan paranla ne alıyorsun Mina? Paranı en son nelere harcadın gelmiş ne diyorsun?

Müzik Kutusu - (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin