"Çünkü bundan sonra birbirinizi görmeniz gerekmeyecek."
"Ne demek istiyorsun? Biz Minho ile aynı sınıftayız. İstemesem bile ki öyle bir durum yok, her gün görüşüyoruz."
"Aynı sınıfta mısınız? Senden daha büyük duruyordu."
"Büyük zaten... Bu da onu daha çekici yapıyor ya."
"Ne yani, senden büyük çocuklardan mı hoşlanıyorsun? Ayrıca bu çocuk senden tam olarak ne kadar büyük?"
"21 yaşında."
Parmaklarıyla oynarken gözleri ellerine kaymış sıkıntılı bir şekilde sessizce söylemişti.
Oturmuş yüz yapısıyla daha da büyük olacağını düşündüğü çocuğun kendinden bir yaş küçük olmasına şaşırmıştı Jisung.
"Jisung... Sence benden hoşlanmıyor mu? Soğuk muydu bana karşı? Kendi kendime ümitleniyor muyum yine?"
Jisung mu?
Gerçekten ciddi veya üzgün olduğunda ona ismiyle hitap ederdi küçük kardeşi. Bu ise Jisung'u son derece endişelendirirdi.
İç çekerken parmaklarıyla oynamaya devam ediyordu kız. Tırnak kenarlarıyla o kadar çok uğraşmıştı ki eti yolunmaya başlamıştı.
Sae Yeon'un ellerini birleştirip avcunun içine almış, yanına oturtarak ellerinin her yanına minik öpücükler bırakıp geri çekilmişti.
"Sen güzel ve çok akıllısın. Her erkeğin isteyeceği bir kız arkadaşsın. Ve eminim Minho da senden çok hoşlandı. Kim hoşlanmaz ki? Şu güzelliğe bakar mısın."
Göz kırptığında kardeşi kıkırdamış saçını kulağının arkasına atmıştı.
"Öyle mi? Yani şey bence de hoşlanmıştır. Sonuçta bana bir baksana."
Kız özgüvenle kendini işaret ettiğinde Jisung sonunda rahatlamış ve kıkırdamıştı fakat ona yalan söylemek hoşuna gitmemişti.
"Yah, konuşma bahanesiyle tüm cipsleri bitirmişsin ama! Her seferinde böyle yapıyorsun."
"Sus konuşma. Ben senin abinim. Bana hesap soramazsın."
"Gıcıksın."
"Biliyorum... Ha bu arada Sae Yeon-ah seni okula ben bırakacağım. Arkadaşlarına haber ver seni beklemesinler."
"Sen o konuda ciddi miydin?"
"Evet gayet de ciddiyim. Çok bekletmesen iyi edersin, seni bekleyecek kadar zamanım yok. Ben işi gücü olan meşgul bir adamım sonuçta. 15 dakika hazırlanman için yeterli olacaktır."
"Benim saçımı yapmam yarım saat sürüyor 15 dakika nereme yetsin."
"Ben onu bunu bilmem. Erken kalkarsan istediğin kadar zamanın olur. Güzellik uykundan taviz verip kalkarsın diye düşünüyorum."
"Tamam 15 dakikada hazır olurum..."
"Aferim abisinin küçük kardeşine, böyle akıllı ol. Bak ne de güzel anlaşıyoruz."
Kızın saçlarını karıştırdığında Sae Yeon suratını asmıştı.
"Bana çocuk gibi davranmayı bırak abi. Ben 19 yaşındayım artık... Yatmaya gidiyorum."
Bıkkın bir şekilde nefes verip odasına doğru yöneldiğinde Jisung 'ama benim hala küçük kardeşimsin' diye düşünerek gülümsemişti.
❤️❤️
❤️❤️
❤️❤️
❤️❤️
❤️❤️Okulun büyük sürgülü kapısının önünde arabayı kenara çekip kız kardeşiyle birlikte bahçeye giren Jisung görüş alanına girince kulaklığını çıkartıp çantasına koymuş yanında bulunan çantasını sol omzuna atarak gülümsemiş ve yanlarına doğru ilerlemişti Minho.