Bağdaş kurmuş yatağının üzerinde otururken önündeki kapalı kitabın kapağını inceliyordu Jisung.O sırada kitabı kendisine veren Minho ile olan konuşması aklından geçti.
~~~
"Yarım kalmıştı sanırım, bitirmek istersin diye düşündüm."
Kendine doğru uzatılan kitaba bakarken kapağındaki yazıyı okudu. 'Seks Günlükleri."
Hemen gözleri büyümüş ellerini avucu dışadönük olacak şekilde ileri doğru uzatıp sağa sola sallamaya başlamıştı.
"Hayır öyle değil ben o kitabı okumuyordum aslında."
"Yani kitap kendiliğinden raftan koltuğa geldi... İlginçmiş bu durum."
Dudaklarını birbirine bastırarak gülmemek için kendini zor tutuyor kendisiyle dalga geçiyordu Minho.
"İyi tamam be öylesine aldım işte, ne var?.. Okumak istemiyorum geri götürebilirsin."
"Okumadan içinde neler yazdığını öğrenmek istiyorsan denemeli gösterebilirim. Bundan zevk duyarım biliyorsun."
~~~
Gerçekten bu çocuk edepsizlikte sınır tanımıyor. Ama sanırım bu hoşuma gidiyor.
Yanımda olduğu gibi davranmasını, kendi olabilmesini seviyorum.
Ve sarkıntılık yaparken oldukça şapşal görünüyor.
"Çok sevimli."
"Kimmiş o sevimli olan?"
Kapıya yaslı, kollarını birbirine bağlamış kardeşinin cümlesiyle yüzündeki gülümseme silinmiş telaşa kapılmış bir halde önünde duran kitabı arkasına saklamaya çalışmıştı.
"Ne sevimlisi?"
"Kendi kendine mırıldanıyordun da... Seni uzun zamandır böyle görmemiştim abi. Mutlu olmanı seviyorum... Hep mutlu ol, olur mu?"
"Birlikte küçük kardeşim, birlikte..."
"Hmm pekala."
Tekerlekli oyun koltuğunu sürükleyerek yatağın yanına tam abisinin karşısına çekip oturdu. Çenesini avcunun içine yaslayarak göz kırptı.
"Demek ondan bu kadar hoşlanıyorsun."
"Kimden bahsediyorsun Yeon?"
"Hadi ama böyle mi yapacaksın? İstisnasız her gün randevuya çıktığın sevgilinden bahsediyorum. Hani o ilk randevundan döndüğünden beri yüzünden gülümsemenin eksik olmamasını sağlayan kişi."
"Fark ettin demek."
"Anlamamam için gerizekalı falan olmam lazım.
Çok belli ediyorsun. Duygularını gizleyemeyen birisisin. Peki... Onu bu kadar çok mu seviyorsun?"Gözlerindeki ışıltıyla meraklı meraklı cevabı bekleyen kardeşime karşılık gülümsedim.
"Evet. Sanırım ondan gerçekten hoşlanıyorum.
Oldukça değişik birisi. Ayrıca ne kadar uğraşırsam uğraşayım gözlerimi ondan alamıyorum. Sadece gözlerim değil söz konusu o olunca kalbime de söz geçiremiyorum sanırım.""Demek gerçekten dünya üzerinde seni bile etkileyebilecek birisi varmış. Hiç aşık olmayacağını sonsuza kadar başıma kalacağını falan düşünmüştüm oysa. Sonuçta bu ihtimal senin birini sevebilmenden daha olası abiciğim."
Arkasından çektiği yastığı genç kızın kafasına doğru attığında Sae Yeon ellerini kendine kalkan yaparak bundan kaçınmıştı.
"Iska."