"Al bakalım."
Sadece benim önüme bir tabak koyup öylece karşıma oturduğunda sorgular bir şekilde bakmıştım.
"Sen neden almadın?"
"Sadece seni izlemek istiyorum. Bu yeterli."
"Omleti sevdiğini söylemiştin."
"Seviyorum zaten... Ama ondan daha çok sevdiğim bir şey var."
Hayatı boyunca bu kadar iltifat almamış birisi olarak fazlaca gururum okşanmıştı.
Utancımdan kafamı eğip yemeği büyük lokmalar halinde ağzıma atıyordum.
Hafifçe kıkırdayarak parmaklarını ağzına götürdüğünde bir sorun mu var bakışı atarken bir yandan lokmayı çiğnemeye devam ediyordum.
"Komik bir durum mu var?"
"Hayır sadece çok tatlı geldin gözüme. İlk defa yemeği ağzında depolayarak bu şekilde yiyen birisi görüyorum. Tıpkı şey gibi... Sincap. Şirin mi şirin bir sincap."
Öksürmeye başladığımda hemen ayaklanıp su getirmiş sırtıma bir yandan vururken bir yandan endişeyle bakıyordu.
"İyi misin?"
Sudan birkaç yudum aldıktan sonra rahatlamış ona dönmüştüm.
"Daha iyiyim teşekkürler. Boğazıma kaçtı sanırım."
"Öyle hızlı yersen olacağı buydu. Gerçi kaçıran da yok ama. Bilemedim."
Tekrar karşımdaki yerini alıp sırıtmaya başlamıştı, yine neler düşünüyordu acaba? Hayra alamet bir şey olmadığı kesindi o yüzden öğrenmesem daha iyi olacaktı muhtemelen.
"Ee ben yerken sen o şekilde izlemeye devam mı edeceksin?"
"Böyle iyiyim. Tabii... Sen yedirirsen orası ayrı."
Göz kırpıp gülümsemesinin ardından çubukların arasına büyük bir parçayı alıp ağzına doğru uzatmıştım.
Muhtemelen vermemi beklemiyor olacaktı ki şaşkınlıkla gözleri açılırken bakakalmıştı.
"Ee öyle bakacak mısın? Açmayacak mısın ağzını? Kolum yoruluyor ama."
Hafifçe araladığında ben de lokmayı ağzına sokmuş geri çekilmiştim.
"Tek bir tabak fikri iyiymiş. Bundan sonra hep böyle yapsam iyi olacak."
"Alışmasan iyi edersin. Her zaman bu denli nazik davranacak değilim sana karşı."
"İşime gelir."
"Minho?!"
"Ne? Ne dedim ki?"
Bu çocuk her lafımızı ya da hareketimizi en sonunda erotik bir noktaya getirmeyi nasıl başarıyor cidden anlam veremiyorum.
Gerçekten içine kapanık birisi olduğuna inanmak bir hayli zor.
"Neyse ben gidip Sae Yeon'u kaldırayım bir şeyler yesin sonra çıkın yoksa geç kalacaksınız."
"Bugünlük gitmesem olmaz mı? Burada seninle kalmak daha cazip."
İşaret ve orta parmağını masanın üzerinden yürür gibi hareket ettirerek elime ulaştığında üzerinde ufak dokunuşlarla daire ve şekiller çizmeye başladı.
"Başbaşa."
Elimi çekip ayaklandığımda boğazımı temizledim.
"Tabii ki de hayır. Okuluna gideceksin. Dersleri asmak falan yok. Şimdi kardeşimi kaldırmaya gidiyorum. Sen bir şeyler hazırlar mısın yoksa ben mi-"