10. Bölüm

18 2 0
                                    


 Bölüm 10

Merhabaaa! Yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğeinirsisniz. İyi okumalar...

ETRAFIMIZDA DUVARLAR VAR

"Ama duvarlar yıkılmak için varlar..."

"Ela..."

Silkelenip kendime geldiğimde üçünün de bana anlam veremez bakışlarla baktığını gördüm. Kafam o kadar doluydu ki, o kadar dalgındım ki anlatamam... Aklımdan binlerce şey geçiyor, binlerce soru cevaplarını arıyordu. Sanki ben dünyada değildim. Sanki ben uzayın boşluklarında kendi düşüncelerimle savaşıyordum. Sadece sorular vardı aklımda. Ben nereye düştüm böyle? Neden ben? Bizden ne istiyorlar?

"Efendim?" dedim dalgın yüz ifademle Berk' e. Hepsi bana endişeli gözlerle bakıyordu. "İyi misin?" Ecrin' in sorusuyla kafamı salladım. "İyiyim," dedim," sadece düşünüyorum." Arem çatık kaşlarla ve ifadesiz bakışlarla bana bakıyordu. "Ne düşünüyorsun?" dediğinde derin bir iç çektim.

"Bu olanları," dedim canım sıkkın, "yaşadıklarımızı, yaşayacaklarımızı, olanları ve olacakları düşünüyorum. Her şey çok garip, her şey çok anlamsız. Sanki bu bir kabus ve biz bu kabusta birer karakteriz ama hafızalardan anında silinecek olan karakterleriz. Bizle hiçbir dertleri yok ama piyonları biziz... Çok saçma."

Üçü de bana üzgün bakışlarla bakıyorlardı. Ben olsam ben de böyle bakardım bana. Üzgün, acınası, endişeli...

"Ne yapacağız şimdi?" diye sordu Ecrin, Arem'e bakarken. Arem'in aklında bir plan vardı sanki. Bir şeyler düşünüyordu, bir çıkış yolu arıyordu. Hepimiz aynı şeyi düşünüyorduk. İki gün sonra başımıza neler gelecek bilmiyorduk ve silahsız bir şekilde bir savaşa katılıyorduk.

Arem kararlı ve cesur bakışlarıyla bana bakıyordu. Benim yüzüme, gözlerime, çaresiz bakışlarıma bakıyordu. "Amcamı arayacağım." dediğinde eğik olan başım anında dikleşti. Hepimiz şaşkın bakışlarla bakarken Berk girdi araya.

"Amcanı mı?" Arem kafasını salladı. Ardından bakışlarını üzerimden çekti ve Ecrin ile Berk' e çevirdi.

"Benim bir polis amcam var, biliyorsunuz..." diye söze girdiğinde Ecrin ve Berk aynı anda " Ömer Amca..." dediklerinde ben hala anlamsız bakışlarla onları seyrediyordum.

"Aynen öyle," dedi Arem, "Amcamı arayacağız ve ondan yardım isteyeceğiz. Şu an izleniyoruz ve tek çaremiz bu olabilir." Arem sustuğunda araya Berk girdi. "Başka çaremiz yok," dedi kafasını sallarken.

Ecrinde aynı şekilde kafasını salladı," Ara bakalım." dediğinde Arem elini cebine attı ve telefonunu çıkardı. Ayağa kalktı ve telefonu kulağını koydu. Salondan çıkıp odasına girdi. Biz üçümüz de baş başa kaldık. İçimde bir rahatlamışlık hissi belirdi. Bu olay bizler için çok büyük ve böyle bir olaya bir büyüğün ve hatta bir polisin el atması içimdeki yangına birkaç damla su serpmişti.

"Amcası nerede?" diye bir soru attım ortaya. Berk ve Ecrin' in bakışları beni buldu. "Burada, İstanbul' da. Ama Arem ile çok yakın değiller. Daha doğrusu Semih Amca vefat ettikten sonra, böyle oldu."

Ecrin sorumu cevapladıktan sonra Semih Amca'nın Arem' in babası olduğunu anladım. Arem kim bilir neler yaşamıştı... Neler görmüş, neler hissetmişti daha önce... Hayatını gerçekten merak ediyordum. Ama sadece onunkini değil...

"Sizin aileleriniz nerede?" diye sorduğumda ilk Berk cevapladı sorumu.

"Benimkiler Amerika' da. Orada çalışıyorlar. Ama ben burada, Arem ile yaşıyorum. İki yıl oldu bu eve taşınalı. Ama bu pezevenk hala beni koltukta uyutuyor." Bir kahkaha attığımda diğerleri de gülmeye başladı.

GECENİN GÖKKUŞAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin