2.Bölüm
Merhabalaaaar ! Yeni bir bölümle karşınızdayım ,umarım bu bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar. Multideki müziği açıp dinlemeyi unutmayalım... Kaçırılma
"Vazgeçmedikçe hayat pes eder ve fırtına diner"
"Su ister misin?" Arem'in arkadaşlarından biri olan çocuk bana kantinden aldığı bir şişe suyu uzattığı zaman anında aldım suyu. "Teşekkür ederim." Çocuk bana gülümsedi ve sağ tarafıma oturdu, ben de suyu kana kana içmeye başladım. Koskoca sınıfta sadece dört kişi, boş boş oturuyorduk. Okulda hiç kimseyi tanımadığım ve hiçbir yeri bilmediğim için onların peşinden gelmiştim bu sınıfa.
Şimdiyse öylece boş boş oturuyorduk."Kim yapmış olabilir?" bu uzun sessizliği sonlandıran adını bilmediğim kıza döndü bakışlarımız. Kız, siyah saçları beline kadar olan ,yeşil gözlü, uzun boylu çok güzel bir kızdı. Yanımda oturan çocuk ise kahverengi dalgalı saçları mavi gözleri ve uzun boyuyla tatlı bir çocuktu. Arem denen çocuk ise kumral, uzun boylu, yapılı, kahverengi gözleri olan ve sakalları yeni çıkmaya başlamış yakışıklı bir çocuktu. Ben ise aralarında en kısa ve çelimsiz olandım.
"Müdürün bir düşmanı olabilir mi?" Arem'in ortaya attığı fikir aklıma yatmıştı. Sonuçta okulun sahibi müdürdü ve okula saldıranlar benim düşmanım olamayacağına göre müdürün bir düşmanı olmalıydı.
"Ama neden daha önce değil de şimdi? Neden yirminci yıl partisinde? Eğer derdi müdürleyse neden bizi de tehlikeye atsınlar ki? " Yanımdaki çocuğun da söylediği çok mantıklıydı. Ve ben bir soru daha eklemek istiyorum: Neden benim okula geldiğim bu ilk günde???
"Bunca öğrencinin içinde silahla bir okula saldırdıklarına göre psikopat olmalılar. Ya da..." Hepsi cümlemi devam ettirmem için bana bakarken ben aklımdaki şeyi söyledim. "Ya da hedeflerinde biri vardı ve tüm o silahlar o kişi için patladı .Ve o kişi de aramızdaki biriydi." Hepsi onaylarcasına kafasını sallarken fikrimin akıllarına yatmış olduğunu anladım.
"Bence en iyisi karışmamak ve işi polislere bırakmak." İçimden kıza hak verdim. Bu konu bizi aşardı. Ben daha 17 yaşındaydım ve gereksiz ekşın yaşamak istemiyordum!
"Elin acıyor mu?" diye sorduğumda Arem dahil hepsinin bakışları beni buldu. Arem umursamaz bir tavırla "Hayır." dedi. O sırada ismini bilmediğim çocuk "Maşallah, önceki hayatında doktordun galiba... Pansuman çok iyi olmuş. Benim de şuralarım ağrıyor ,neyim var sence?" deyip böbreklerini işaret ettiğinde gözlerimi devirip güldüm. Çocuğun derdine bak!
"Bu arada ben Ecrin, " dedi kız elini uzatırken. Uzattığı elini sıktım gülümseyerek. "Ben de Berk, " dedi böbrekleri ağıran çocuk. Gülümsedim tekrar. Bakışlarım Arem'i bulduğunda o da bana bakarak "Arem,"dedi sadece .Onaylarcasına başımı salladım.
"Ela, "dedim o sakin bakışları karşısında. "Siz ikiniz o boş sınıfta ne yapıyordunuz?" Ecrin 'in sorduğu soruya karşılık tam ağzımı açmıştım ki Arem benden önce davrandı. "Onu kurşunların arasında boş boş dururken son anda kurtardım ama kurşunlardan biri elimi sıyırdı. O da bana pansuman yapıyordu." Bu çocuk gittikçe sinirlerimi bozuyordu. Silahlı bir çatışmanın ortasında şoka girip hareketsiz kalamaz mıyım? Sanki bilerek orda duruyordum!
"Sana daha önce söyledim, bana o sırada kal-""Evet anladım, kal geldi o sırada , hı hı." Bu gıcık tavrı beni çileden çıkarırken Ecrin ve Berk gülüyordu.
Camdan yüzümüze yansıyan kırmızı mavi ışıklarla "Ne oluyor? "diyerek ayağa kalktım ve cama yaklaştım. Polis arabaları dışarıda bekliyordu ve silahlarını ellerine alıp arabalarından çıkıyorlardı tedbirli bir şekilde.Kalp atışlarımın o anda hızlandığını fark ettim .Ambulanslar, itfaiyeler ,polis arabaları hep gerilmeme neden olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN GÖKKUŞAĞI
Novela JuvenilYeni taşındığı şehirde yeni okulunun ilk gününde okulun 20. yıl partisinde kendini silahlı bir saldırının tam ortasında bulmuş bir kız... Bu okulda tanıştığı insanlar onun hayatındaki her zorlukta yanında olacaktır.Ela,hayatındaki küçük ayrıntıların...