8. Bölüm

15 3 0
                                    


Selam, yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Bu bölüm bence çok güzel oldu. Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum.

Multimedya: Ecrin

8. Bölüm

Mektup

"Oysa uzaklaşamaya çalıştıkça, içe çekiliyordum..."

***

Hayatımız boyunca bir sürü şey hissederiz. Gök gürler korkarız, biri bize hediye verdiğinde mutlu oluruz, birine bir şey olsa endişelenir ve üzülürüz, sınav sonucu açıklanırken heyecanlanırız, biri ters bir şey yapınca sinirleniriz ve bunun gibi daha bir çok olay karşısında değişik duygular hissederiz. Oysa bizim şu an yaşadığımız his bunlardan biri değildi. Ben bu hissi ilk defa yaşıyordum. Korkmuyordum, üzülmüyordum, şaşırmıyordum... Biz şu an tek kelime ile " Dehşet" içindeydik.

Ben Ela Ateş... 17 yaşındayım. 17 yaşında silahlı bir saldırının ortasında kalakaldım, kaçırılmaya çalıştım, tehdit edildim, tehlikeli bir oyuna girdiğimi ve sonunun ölüm olabileceğini öğrendim. Ve şu an bir cesetle aynı ortamdayım...

Karşımızda bir ceset ve biz dört masum lise öğrencisi cesedi izlemekte... Sanki o an hepimiz kabusta gibiyiz. Sanki karşımızdaki aslında bizmişiz gibi bakıyoruz cesede. O an o cesetten farkımız yoktu. Ceset sessizdi, biz sessizdik; ceset bembeyazdı, biz bembeyazdık, ceset hareket etmiyordu ve biz de hareket etmiyorduk.

Karşımızda yaşı daha 17-18 olan genç bir çocuğun cansız bedeni yatıyordu. Çocuk vurulmuştu, hem de alnının çatından. Öylece atılıvermişti koltuğa. Kanlar içindeydi. Bakışlarımı Ecrin' e çevirdim. Susuyordu. Sadece cesede bakıyordu. Yüzü bembeyaz olmuştu. Gözlerini milim ayırmadan cesede bakıyordu.

Berk' e çevirdim bakışlarımı. O da susuyordu. Cesede bakıyor ve tek kelime etmeden duruyordu öylece. Az önceki canlılığından eser yoktu şimdi.

Arem' e çevirdim bakışlarımı. Korkmuyordu, şaşkın değildi. Öyle bir bakıyordu ki karşımızdaki cesede... Kararlılıkla, cesurlukla, nefretle bakıyordu. Gözleri beni buldu bir anda. Acaba dedim o an... Acaba ben nasıl görünüyordum uzaktan?

Korkmuş mu?.. Hayır.

Şaşkın mı?.. Hayır.

Endişeli mi?.. Hayır.

Yıkılmış mı?.. Evet... Şu an yıkılmış bir binanın enkazıydım. Bu olanlar benim yüzümdendi, onların bu manzarayı görmesinin sebebi benim, onların ailelerinin hayatının riskte olması, onların riskte olmasının nedeni benim. Bu masum canın katledilmesinin sebebi benim..

Hani en başında demiştim ya hayat küçük ayrıntılardan ibarettir diye... Baksanıza, yeni bir şehre taşınmamın nelere mal olduğunu!

" Bu oyun ciddileşmeye başladı." sessizliği delip geçen ilk isme çevirdim bakışlarımı. Arem öylece cesede bakıyordu. Oyun ciddileşmeye başlamadı. Oyun hep ciddiydi zaten.

"Ne yapacağız?" Berk bakışlarını Arem' e çevirdiğinde o an aklımızdaki tek soru buydu.

"Öncelikle sakin olmalıyız." Arem bakışlarını bana çevirdi. "Bunlar senin suçun değil, böyle düşündüğünü biliyorum." dedi tekdüze bir sesle. Omuzlarımdan tutu ardından. "Sakin ol ve sakın kendini suçlamaya kalkma. Bunların hepsini halledeceğiz." Sessizce kafamı sallamakla yetindim.

Arem, bir iki adım atıp sessizliğinin içinde kaybolan Ecrin' in omuzlarından tuttu bu sefer. "Sen de kendine gel Ecrin. Bunu halletmemiz lazım." Ecrin, bakışlarını Arem' e çevirdi. Gözleri dolmuştu. O masmavi gözleri dolmuştu.

GECENİN GÖKKUŞAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin