Saudade | ᴊɪᴋᴏᴏᴋ

-3-

Eğer bölümde anlam bozukluğu vs varsa satır arası yorum atıp uyarın lütfen :)

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum

Keyifli okumalar...
---------------

Jimin sonunda eve ulaştığında duvara yaslanıp derin derin nefes alıp verdi. Kraliyet ailesinden biri ile halktan birinin birlikte görülmesi iyi sonuçlar doğurmayabilirdi.

"İşte buradasın." diye bir ses duydu ve kulağında bir acı hissetti.

"Neredeydin ve üstünün hali ne?" diye sordu Lee Hala, Jimin'in kulağını çekerken.

"Ah hala acıyor ama." dedi şirinlik yaparak. "Size şifalı bitki toplarken ayağım kaydı ve göle düştüm sadece." Ufak bir yalandan bir şey olmazdı.

Suya atlamak onu rahatlatıyordu. Sanki o su tüm sorunlarını alıp götürüyordu.

"Düştün mü? Baya kötü düşmüşsün tamamen ıslak olduğuna göre." dedi Lee Hala, Jimin'in kulağını bırakırken. "Haru ve ailesi gelecek. Git ve hazırlan."

"Neden evlenmek zorundayım?" diye sordu. Jimin ama Lee Hala onu umursamadan yoluna devam etti.

Evlenmek istemiyordu Jimin. Hayatını yaşamak istiyordu. Belki amcasından sonra köyün sağlıkçısı o olurdu. Garyeo hanedanlığı dışında diğer hanedanlıkları gezmek istiyordu. Kimseye bağlı yaşamak istemiyordu.

Aklına Prens Jungkook geldi. Yanaklarının kızardığını hissetti o an. Bütün prensler bu kadar yakışıklı olur muydu? Jimin ile aynı yaşta olmalıydı.

Kahverengi gözleri, uzun koyu saçları onu oldukça cazip göstermişti Jimin'in gözlerinde. Sesi ise aşık olunacak türdendi. Jimin kraliyet ailesini cani olarak biliyordu, kral ve ülkenin velihat prensi Hoseok öyleydi çünkü.

Peki prens neden kendisine yardım etmişti? Evet bir köylü ile kraliyet bireyinin ormanda tek görülmesi iyi olmayabilirdi ama Prens Hoseok ne yapardı diye merak edemeden duramadı Jimin.

Düşüncelerini dağıtıp hazırlanmak için eve girdi.

[][][]

"Evlenmek için sebebin ne?" diye sordu Jimin. Haru duraksadı birden.

Donmuş suratına gülümseme ekleyip Jimin'e döndü. Jimin etraftaki evlilik laflarına dayanamamış ve Haru ile ormana gelmişti.

"Herkes evlenmelidir. Neden evleneceğim kişi arkadaşım olmasın ki? Herkes böyle yapıyor."

Haru'nun çevresi arkadaş kaynıyordu. Sokaklarda gezip dururdu, köydeki herkesi tanırdı.

"Benim ile evlenince şifacı olacağını biliyorsun değil mi?" diye sordu Jimin elindeki yaprağı ufak parçalara ayırırken.

"Benim için sorun değil."

"Babanın mesleğine devam etmek istemez misin? Sonuçta parası daha iyi." dedi Jimin dudaklarını büzerek. Haru sırıtmaya devam ediyordu. Jimin ise neden bu kadar mutlu olduğunu anlamıyordu.

"Hayır, hayvanların pisliklerini temizleyeceğime şifacı karısı olmayı yeğlerim Jimin." Haru'nun sesi sonlara doğru kısıldı.

Jimin istemeden, kollarını göğüsünde bağlamış şekilde kayaya yaslanan Haru'ya güldü. Müstakbel eşini (?) üzmek istemezdi.

"Peki neden ben Haru?" diye sordu.

"Çünkü sen benim en yakınımsın. Yakışıklı, anlayışlı ve güçlüsün. İkimize de bakabilirsin."