-5-

824 80 13
                                    

Hellü umarım günleriniz güzel geçiyordur. Kendinize çok çok dikkat edin seviyom sici.

Oy ve yorumlarını beklerem :)

Keyifli okumalar...
-------------

Jimin odasında oturmuş zihnini boşaltmak için kitabını okumaya çalışıyordu. Lâkin Prens zihninde at koşturuyordu adeta. Onunla ikinci kez karşılaşmıştı. Gölün orada kraliyet bilekliğini görememişti fakat sarayda karşılaştıkları zaman kraliyet bilekliğini görebilmişti.

Kırmızı kalın iple yapılmış, üstünde de altından iki tane ejderha bulunuyordu. Boynunda ise kraliyet dövmesi olarak ufak bir taç bulunuyordu..

Fakat Jimin'in en dikkatini çektiği şey Prens Jungkook'un Balhae'ye gitmiş olmasıydı. Gördüğü şeyler heyecan verici olmalıydı.

Prens ile oturup kendisine diğer hanedanlıkları anlatmasını isterdi. Ama ne sanıyordu ki? Böyle bir şey düşünmek saçmaydı o bir prensti, kendisi ise köylü. Jungkook'tan etkilenmesi bile yanlıştı.

Dolabından temiz bir **hanbok alıp giydi. Basit ve az eşya bulunan odasında gözlerini gezdirdi. Köşeye kaldırılmış yer yatağı, bir gardırop ve bir de şifonyer bulunuyordu.

Evin kapısının vurulduğunu duydu. Gelen Haru idi büyük ihtimal. Nişanlanma konusundan sonra Haru eve daha sık gelir olmuştu. Eve gelir Lee Hala'ya ev işlerinde yarım eder daha sonrasında çaylarını içerlerdi.

Artık eskisi gibi at yarışı yapamıyorlardı çünkü Haru'nun babası bunun uygun olmadığını söylüyordu. Yalnız kalmalarına izin vermiyordu. Daha öncede Haru ile yalnız kalmıştı. Şimdi ki fark neydi? Jimin için Haru hala arkadaşıydı. Onu arkadaşlıktan daha ileri bir konumda asla göremiyordu.

Aynada kendine baktı. İpeksi, siyah uzun saçları birbirine girmişti. Saçındaki uzun tokayı çıkartıp saçlarını taradıktan sonra daha özenli bir şekilde toplayıp yansımasına gülümsedi.

Eğer Lee Halası onu özensiz şekilde görseydi kıyameti koparabilirdi. Düşüncelerine kıkırdayıp odasından çıktı.

Kapıda tanımadığı bir adamın sesi duyuluyordu.

"Bu söylediğiniz şey çok mantıksız!" diye bağırdı Lee Hala. Elindeki kâğıdı üniformalı adama doğru sallıyordu.

Lee Hala'ya yaklaşıp sakinleştirmek adına elini omzuna koydu. Sinirle kağıdı adama fırlattı, "O hiçbir yere gelmiyor! Bu yaptığınız yasal değil!" kapıyı hızla adamın yüzüne çarptı.

Adam dışarıdan "Kendisini korunaklı bir şekilde götürmek için buradayım. Kraliyet davetiyesine itaatsizlik edemezsiniz!" diye seslendi.

Lee Hala öfkeden titriyordu.

"O adam da kim ve kraliyet davetiyesi derken neyi kastediyor?" diye sordu Jimin.

"Bir şey yapmalıyız." diye mırıldandı Lee Hala. Gergince volta atıyordu kapının önünde.

"Hala, iyi misin?" diye sordu Jimin endişeyle.

Halası ise ona sıkıca sarıldı. "Ne yapıcaz Jimin... Bu planlarda yoktu."

Jimin oldukça şaşkındı halası ve amcası yasaları asla çiğnemezlerdi. Dikkat çekememe konusunda da oldukça özenliydiler.

Lee Hala, Jimin'den ayrılıp odada volta atarak kendi kendine mırıldanıyordu. Dışarıdaki adam kapının altında kâğıdı içeri itekledi. Adamın tahtadaki adım seslerini duyunca gittiğini düşündü ve kağıdı alıp okudu.

Saudade | ᴊɪᴋᴏᴏᴋ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin