-13-

580 60 4
                                    

Bölümde şiddet ve kan vardır lütfen herhangi bir duyarsızlığınız vs. varsa lütfen okumayın..

Oy ve yorumlarınızi bekliyorum

Keyifli okumalar...
------------

Jimin birisine fark edilmeden kurtulmak istiyordu oradan. Kalenin ahırına ulaşana kadar hızlı ve dikkatlice koştu. Eve en hızlı at ile ulaşabilirdi.

Kraliyetten bir şey çaldığı için ölebilirdi ancak oradan kurtulmak için bunu göze almaya razıydı.

Yönünü bahçedeki çalılıklara doğru çevirdi. Çayırlığın çitinin üstünden atladı. Etraf boştu. Sesleri dinleyerek ahıra ilerledi.

Her an yokluğunu anlayabileceklerinden hızla içeri girdi. Samanların üstünde uyuyan görevliyi görünce adımlarını daha yavaş atmaya başladı.

Gözüne çarpan siyah ata yavaşça ilerledi. Elini ata uzattığında at sorun çıkarmamış ve Jimin'i kabul edercesine eline sürtünmüştü. Jimin gülüp ses çıkarmadan atın üstüne oturdu.

Her an yakalanma korkusundan boncuk boncuk ter döküyordu.

Atın sakin kalmasını umarak yönlendirdi. Dışarıya çıktıklarında, duvarlara yakın şekilde ilerlediler. Çıkışı görebilmek adına kenardan etrafı gözetledi. Etrafta dolaşan üç asker görmüştü, tepede ise bir asker vardı. Atı kuzey kapısına yönlendirdi.

Zaman kaybedemezdi. Nöbetçi köşeyi dönünce duvara ilerledi. Korkudan bedeni uyuşmuştu resmen. Fark edilmediğinde kapıya biraz daha yaklaştı. Sonraki nöbetçi görüş alanına girince donakaldı.

Nöbetçi onu görmeden arkasını döndüğünde hızla kapıdan çıktı ve ormana doğru sürdü.

Dörtnala gidiyordu ormanda. Gecenin karanlığında hatırlayabildiği kendisine tanıdık gelen yollara girdi.

Kaçtığı anlaşır anlaşılmaz askerlerin aç kurt sürüsü gibi başına üşüşeceğine emindi. Üstelik askerler onu yakalayanlar gibiyse işi bitmişti.

Yol ayrımına geldiklerinde hiç düşünmeden evine giden yola girdi. 

Attan inerek içeriye koştu. Halası ve amcası oturma odasında uyuyordu.

Kapının sesiyle ikisi de yerinden fırladı.

"Jimin? Sen misin?"

"Döndüm!" Jimin amcasına kocaman sarılıp ağlamaya başladı.

"İyisin, değil mi? Çok korktuk." dedi amcası.

Lee Hala, Jimin'i kucakladı. "Çok endişelendim oğlum. Seni bir daha göremeyeceğim sandım."

"Kaçtım. Askerler her an gelebilir. Mağaraya gitmeliyiz, hemen!"

Lee Hala ve Park Amca korkuyla birbirine baktı.

"Zamanı geldi." dedi Lee Hala.

"Mümkün olduğunca hızlı şekilde montunu al ve gel Jimin."

Jimin odasına koşup eşofman tarzı hanbokunu giydi ve montunu alıp odaya döndü.

"Orada neler oldu?" diye sordu Park Amca.

"Şu an olmaz amca." arka kapıya ulaştılar. "Mağaraya ulaştığımızda her şeyi anlatıcam."

Jimin atlara yönlenince Park Amca durdurdu.

"Atları alamayız."

"Olmaz!"

"İzimizi kolayca bulurlar. Fazla zaman kalmadı, kımılda." Park Amca kolundan tutup çekiştirdi.

"Ama onları öylece bırakamayız. Kendi başlarına yaşayamazlar." dedi Jimin.

Saudade | ᴊɪᴋᴏᴏᴋ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin