-FİNAL-

839 49 102
                                    

Nassınız bahem minik yawrucaklar

Oylar verildiyse, hal hatır sorulduysa efenm

Keyifli okumalar...
-------------

Jimin salondan çıktıktan sonra Hoseok'ta sinirle dışarı çıktı.

"En başından yanına almayacaktı o sürtüğü." diye mırıldandı Kral.

Jungkook daha fazla içeride kalamayacağını anlayınca salondan çıktı.

Jimin'i öyle görmek içini acıtmıştı. Güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemişti. Hâlâ tek bakışı Jungkook'un kalbinin hızlanmasına sebep oluyordu. Güzel dudaklarında kan toplamış bir yara vardı. Hoseok ya da askerlerden biri ona vurmuş olmalıydı. Onu korumak istiyordu ama bu duyguyu bir kenara itmeliydi. 

Yapılan istilada öldürülen bebeklerin kayıtlarını incelemişti ve dikkatini çeken bebek, ordunun komutanı Yi Jihyun'un bebeği Yeonjun idi. Jimin büyük ihtimalle Garyeo'ya kaçırıp sahte kimlik ile hayatını sürdürmüştü.

Onu kaçıran kişide Komutan Jihyun olmalıydı. Fakat kendisi hakkında bir bilgi yoktu.

Jimin'in bugünkü davranışları kafasını karıştırmıştı. Kim olduğunu gerçekten bilmiyor muydu yoksa iyi bir oyuncu muydu? Onu ne kadar düşünürse bırakması o kadar zor olacaktı.

Jungkook, Hoseok'u savunduğuna inanamıyordu fakat Jimin'in gerçek niyetini öğrenmeliydi.

Odasının kapısını açtığında Hoseok'un kanepede yayılmış elma yediğini gördü. Onun ile uğraşacak gücü yoktu.

"Çok bitkin görünüyorsun." dedi Hoseok alayla. Bitkin görünmesinin sebebi tabii ki de oydu ve o da bunu çok iyi biliyordu.

"Uğraştığım şeylerden dinlenemedim hyung."

Hoseok güldü. "Jimin'in idamı için çok fazla uğraşa gerek yok. Alt tarafı bir vatandaş."

"Halkın sana olan nefretini bilmiyorsun demek ki." dedi Jungkook, ağrıyan sırtını tutarak otururken.

"Tabii ki de biliyorum lakin sen onu boş ver ve bana şunu söyle." elindeki elmayı bırakıp ileri doğru eğildi. "Jimin ile birlikte olma sebebin beni gıcık etmek miydi?"

"Neden bilmek istiyorsun?" dedi Jungkook. Hoseok'un yüzünde öfke belirdi.

"O aptal şeyi nasıl sevebildin."

Jungkook yumruğunu Hoseok'un yüzüne yapıştırmak istedi.

"Sen ve Jimin hiç-"

"Aramızda bir şey olmadı." dedi Jungkook.

Hoseok iğrenç şekilde sırıttı. "İyi. Zamanını boşa harcamamışsın en azından. Tam bir fiyasko."

Jimin ile yatmış mıydı? Hoseok eğer Jungkook'u kızdırmaya çalışıyorduysa Jimin masumdu. Kardeşinin gözlerindeki alayı yakaladığında yalan söylediğini anladı ama Hoseok'un ellerinin Jimin'de gezme düşüncesi bile sinirlenmesine yetmişti.

Jimin'e bir kez daha sarılmak. Bir kez daha onu öpmek istiyordu. Bir insandan hem nefret edip hem de sevebilir miydi? Resmen koca bir deliğe sürükleniyordu Jungkook.

[][][]

"Prens Jungkook." Yoongi çalışma odasının kapısını tıklayıp içeri girdi. 

"Efendim?"

"Zaman geldi."

Jimin'in idam zamanı gelmişti. Eğer onu tanıyan kişiler kurtarmak için gelirse gerçek kimliği ortaya çıkacaktı. Peki ya gerçekte kim olduğunu bilmiyorsa? Ya kimse onu kurtarmaya gelemezse? Öylece ölmesine izin mi verecekti?

Saudade | ᴊɪᴋᴏᴏᴋ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin