Güneş inan doğmaz yoksan
Tabi nefes alamam sensiz
Nasıl heder olmuşsam
Aşkların en çilelisi beni bulmuş çoktan...
******************************
Ay öyle aşk şarkıları dinliyorum ki bu aralar. Küçük abim bana bakıp sen aşıksın arkadaş diyor:)))
Kurban olduğum bilmiyor ki nasıl aşığım onlara:)
Ay yine aile damarım tuttu benim ya:)
Size şirin güzel bir bölüm yazdım:)
Aşkla kalın:)
*******************************************************
Girdiğimde karanlık olan koridor aydınlanmış üzerime adımlayan adamla tam gerileyecekken dudaklarımın üzerine kapanan dudaklarla olduğum yerde kaldım. Elleri yanaklarımı sıkıca sarıp dudakları dudaklarımı hırpalarken sırtım kapıya yaslandı. Tutunacak bir yer arayan ellerim göğsüne sığınırken atan her kalp atışı bir darbeydi hasret kalan günlerime. Sıcak göğsü parmak uçlarımın altındaydı. Nefesim göğsüme dar gelirken birkaç saniye ayrı kalan dudaklarıyla,
'Niye bu kadar geciktin' diye kızdığı sesi kulaklarıma doldu. Yanıt veremeden dudaklarıma tekrar kapanan dudaklarla aynı özlemle karşılık vermeye başladım. Ellerim omuzlarından ensesine doğru çıkarken kalçamın altında ki eli bedenimi yükseltti. Hızla bacaklarımı kalçasında bağlayıp yükseldim. Dilinin attığı her darbe ile dudaklarımı aralayıp onu kabul ettim. Dilinin dilime teması, avuçlarımı yakan sıcaklığı, kirpiklerimi sık vuran nefesleri. Özleminden tükenen benliğimde bir bir papatyalarını açtı.
Sevmek kelimesi basit kalırdı bu yıkılışa. Bu ölmekti aşktan. Nasıl hangi ara işlediğini bile bilmiyordum. Kendime gelmek için tek çaba harcamadan bedenini kendime daha çok çektim. Kollarım sıkıca sarılmıştı ona, nefes almasına dahi izin vermediğimi biliyordum fakat ayrılamıyordum.
Rüya olmasından korkan zihnimin bir oyunu olmasından korkarken sırtımın değdiği duvar ile gözlerim açıldı. Sanki yeni bir rüyadan uyanır gibi karşımda duran adama bakıyordum. Üzerinde havlu vardı ama benden uzaktı. Kolumu tutmuş bana bakarken 'İyi misin' diye soruyordu. Az evvel ne olmuştu. Gözlerimi kırpıştırıp ona bakıyordum.
'Selvi korkutuyorsun beni' demesiyle gözlerimi kocaman açıp,
'Cengiz az evvel ne oldu' diye sordum. Hala kolumu tutmuş yarı çıplak bir şekilde bana bakarak,
'Yaklaşık beş dakikadır böylesin. Seslendim duymadım. İyi misin' hayal kırıklığı ile ona bakarken,
'Az evvel olanlar hayal miydi?' diye sordum. Eli yanağıma yaslanırken,
'Yavrum üzerimi giyiyorum hastaneye gidiyoruz. Korkuyorum' dedi. Bıkkınlık, hayal kırıklığı, öfke bütün duygular birbirine karışmış kalmışken geriye çekilip ayağımı yere vurduktan sonra,
'Bir şeyim yok' dedim.
'Nasıl yok. İyi değilsin' demesiyle,
'İyiyim bir şeyim yok. Aysun ablanın elbiseleri nerede' diye sordum. Önce kaşlarını çattı daha sonra ise kendi odasının karşısında kalan odayı gösterip,
![](https://img.wattpad.com/cover/258875411-288-k874362.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEDA(TAMAMLANDI ❣️❣️)
Teen FictionGözleri öfkeyle kaplıydı kızın. Resmen burnundan aldığı nefesi aynı şekilde alevler şeklinde salıyordu. Hayatında çok saçmalık görmüştü de böylesine ilk defa tanıklık ediyordu. Üzerinde ki mavi gömleğin kolunu çekiştirip montunu eline aldı. Hava ner...