twelve, sweet little words made for silence

7.9K 986 119
                                    

[12] Aşkın ilk günü asla geri gelmez

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[12] Aşkın ilk günü asla geri gelmez. Şefkat, onun gücü asla boş bir yanlış değil.

nighwish, while your lips are still red

Beklentilerin insanı mahvettiğini yeni öğrenmeye başlıyordum, kalbim o kadar çok umudu kaldıracak güçlü değildi.

Konuk evinin bahçesine girerken Yeonha'ya ait küçük valizi almış, kolumu bedenine sararak benimle birlikte içeri geçmesini söylemiştim.

Yoongi ve varlığını daha yeni öğrendiğim Yoonha, bahçedeki salıncakta oturmuş oyun oynarken ikisini tanıştırma fikri beni korkutuyordu. Küçük Vita kaşlarını çatarak yanımdaki ablasına bakarken omuzlarını düşürdü. "Sana benziyor." dedi Yeonha, kaşları hafif çatık bir halde küçük kıza bakıyordu.

Büyükannesini çağırmasını istediğimde Yoongi küçük kızı bırakarak ayrıldı yanımızdan, valizi benim kapımın önüne bırakarak Yoonha'ya ilerledim, dağılmış saçlarını düzelttim. "Bu kim?" diye sordu Yeonha'yı göstererek, okul üniforması içinde hala bahçenin ortasında dikiliyordu.

"Ben senin ablanım, küçük gereksiz."

Yeonha'ya kaşlarım çatarak baktığımda omuzlarını düşürdü, "Gereksiz kötü bir kelime değil ki, hepimizin her şeye ihtiyacı yoktur. Gerek yoktur yani. Bu kıza da gerek yoktu anlamında." Kendini anlatmaya çabalarken gülmeme engel olamadım. "Yeonha benim kız kardeşim ve senin de ablan." dedim, küçük kız ona bakarken Yeonha sonunda ayakta dikilmekten vazgeçerek yanıma oturdu.

Büyükanne hemen benim yanımda kalan odayı Yeonha için bize açtığında "Küçük kız da benimle kalsın." dedi, onu öldürüp öldürmeyeceğinden emin olmak için yüzüne baktım, "Başımı Merkez ile belaya sokmaya niyetim yok." dedi sonunda, Yeonha Merkez'den ve oradaki herkesten nefret ederdi, onlarla iletişime geçmek zorunda olmadığı her yol hoşuna giderdi.

Yoongi ile birlikte Yoonha'nın yatağını yeni odaya taşıdık, "Ne zaman kardeşine seslensem, anneme adıyla sesleniyormuşum gibi hissediyorum." dedi, yatağı köşeye çekerek kurmanın ardından camı açtım, odada hafif bir koku vardı sanki. "Evet, tuhaf." diye mırıldandım, "Jimin ile konuştun mu?" diye sordum, yatağın çarşaflarını değiştirirken kaşlarını çatarak bana baktı, sonra omuzlarını silkerek işine devam etti.

"Benim konuşmama gerek kalmadı, o geldi yanıma."

Yastık kılığını değiştirirken yeni serdiği çarşafın üzerine oturdu, "Eş olarak birbirimizi tanımamızı, her şeyi geride bırakmamızı söyledi. Benim her zaman yanımda olacağını falan zırvaladı." Ne kadar bundan hoşlanmıyor gibi konuşuyor olsa da rahatlatığını görmek güzeldi, ne zaman Jimin'in adı geçse üzerind çöken tedirginlik artık yoktu ve hafif gülümsüyordu. "Durumları düzeltmenize sevindim." diye mırıldandım, yanına oturduğumda ikinci yastığı ve yastık kılıfını aldım elime.

touch it' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin