özel bölüm

7.3K 767 109
                                    

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

Zamanın getirdikleri ve götürdükleri arasında yaşama tutunmaya çabalıyorduk her birimiz, ne yapmak istediğimizi ona göre şekillendiriyorduk. İstekler ve arzular doğrultusunda hareket ediyorduk.

Jeongguk'u sevmiş, istemiştim. Onun benim olmasını dilemiştim. Kollarımın arasında uyumakta olan beden için her şeyi yapabilir hâle gelmiştim. Ona aşıktım. Aradan geçen on yıl boyunca sevgimin büyüyüşünü görmek tuhaftı, benliğimden taşıyordu. Jeongguk kollarımın arasında döndü, sırtı göğsüme yaslanırken uyumaya devam etti. Birkaç saat önce kollarımın arasında inliyor, içini daha fazla doldurmam için yalvarıyor, beni sevdiğini haykırıyordu. O anlar gözümün önünde gezinirken gülümsedim, şampuanının çilek kokusunu içime çekerek ona sarıldım yeniden.

"Baba!"

Uykuya dalmak üzereyken duyduğum acı dolu çığlık ile yerimden sıçradım, Jeongguk sese sadece biraz kıpırdanma ile tepki verdi. Çıplak ayaklarımı zemine indirdim, ses bir kez daha bana seslendiğinde odadan çıktım. Minseok odanın kapısında, bir eli duvara tutunuyor, diğer eliyle karnını tutuyordu. Ona yaklaşarak bedeninin ağırlığını kendi üzerime aldım, "Baba, ne oluyor?" diye sordu, saç dipleri terden ıslanmış, yüzü sıcaklıktan kızarmış hâldeydi. "Bebeğim, sorun yok." diye fısıldadım, onu koridorda ilerleterek kapıyı açtım, evin büyük bahçesine adım atarken bir kez daha acı ile bağırdı. "Baba, çok canım yanıyor." dedi acılar içinde, onu çimenlerin üzerine yatırarak telefonumu cebimden çıkardım. Jimin'in numarasını tuşladım, telefonu çimenlerin üzerine atarak çalmasını beklerken ellerimi Minseok'un yüzüne koydum. "Sen çok güçlü bir çocuksun, Minseok. Dönüşüyorsun ve her şey harika olacak." dedim, parmaklarım yüzünde gezinirken Jimin telefonu uykulu sesiyle açtı.

"Jimin, Minseok dönüşüyor."

Telefon kapandı, Minseok bir kez daha acı ile inleyerek bacaklarını kendine doğru çekti. Jeongguk henüz uykusuna devam ediyor olmalıydı, kurt halindeyken ne kadar en ufak kıpırtıya duyarlı olsa da uykuya daldığı an hiçbir şey umurunda değildi. "Baba..." diye fısıldadı yeniden Minseok, onu sakinleştirmeye çabalamak için ellerimi yüzünde gezdiriyordum. Üstündeki tişörtü yırtarak kenara attım. Bir kez daha "baba" dediğinde bana seslenmediğini fark ettim, kurt haline dönerken Jihoon'u görüyor olmalıydı Ben de ilk dönüşümümde Merkez'de olmama rağmen annemin yanımda olduğunu çok net hatırlıyordum. Saçlarını okşamaya devam ederken Jimin'in kurdunun kokusunu aldım uzaktan, çabuk gelebilmek için dönüşmüş olmalıydı. Minseok bir kez daha acı içinde kıvranırken bir eli, elime tutundu. "Bebeğim." diye fısıldadım. Jimin kahverengi tüylü kocaman hali ile ağaçların arasından çıkarak küçük bahçe duvarının üzerinden atladı, burnunu Minseok'un saçlarına değdirdi.

Minseok'un yüksek çığlığı Jeongguk'un derin uykusundan uyanmış olmasına sebep olmuştu, üzerindeki pijaması ve uykulu gözleri ile yanımıza gelirken onun ne kadar güzel olduğunu düşünmek için doğru zaman değildi. "Bebeğim." diye fısıldadı, onun saçlarını okşarken. Jimin'in rahatlatıcı feromonları Minseok'un üzerinde işe yararken Jeongguk'un elini tuttum. Gözleri bir an benim gözlerimde dinlenirken iç geçirdi. Düşünmek istemediklerimiz zihnimizin en derin kuytularından çıkarak bize görünüyordu şimdi. Minseok acı içinde iniltiler çıkarırken bedeni dönüşmeye, asıl benliği olan kurt halini almaya başladı. Delta feromonları Jimin ve Jeongguk'un zorlanmasına sebep olacak kadar etrafa yayılırken onları göndermek istedim lakin kaldılar, siyahlar içinde bir kurt duruyordu şimdi çimenlerin üzerinde. Yorgun, tüm kemikleri kırılmış ve yeniden birleşiyormuş hissi ile dolu, gözleri kapalı.

touch it' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin