thirty six; faded roses in the backyard reminding me of how long it has been

6.1K 724 107
                                    

36; Arka bahçedeki solmuş güller, bana ne kadar zaman geçtiğini hatırlatıyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

36; Arka bahçedeki solmuş güller, bana ne kadar zaman geçtiğini hatırlatıyor.

-

Kasabaya döndüğümüzde Minseok ve Yoonha bizi yeni evin bahçesinde oynarken karşıladı, Minseok "Baba!" diye bağırarak kucağıma koşarken çömeldim ve onu kollarımın arasına aldım. Yeonha verandaya attığı minderin üzerinde kitap okurken Jimin ve Yoongi, çocuklarla top oynuyordu. Etrafımdaki insanları mutlu görmeyi seviyordum, kasabanın içinde bulunduğu kasvetten koparak kendini toparlamış olması onları da mutlu ediyordu. Telefonum ceketimin cebinde çalmaya başladığında Minseok'u kucağımdan indirdim ve onun Jeongguk'a sarılmasını izledim. Tanımadığım numarayı açarak "Alo." dedim, bahçe kapısının dışına çıkarak onları orada bıraktım. "Taehyung, ben Yoonha'nın annesi. Sizin kasabadaki küçük kafedeyim, biraz konuşabilir miyiz?" dedi telefonun diğer ucundaki ses, kısa bir zaman içinde geleceğimi söyleyerek kapattım.

Bahçede Jimin ve Yoongi ile oynamaya devam eden küçük kıza baktım, kendini toparlamıştı ve kahkahaları bana kadar ulaşıyordu. Yutkundum,  onun gitmesini istemiyordum. Yoonha'ya alışmıştım, onun etrafımda olmasından ve bazen geceleri uyuyamadığında yanıma gelip kıvrılmasından keyif alıyordum. Onun için birden anne ve babasından uzak kalmanın zor olduğunu biliyordum, daha küçüktü ve minik bedeni sonunda buna dayanamayarak hasta da olmuştu. Jeongguk'a küçük bir işim olduğunu ve hemen geleceğimi söyledikten sonra arabaya binerek birkaç dakikalık yolu gittim. Kafede, cam kenarındaki bir masada oturuyor ve porselen fincanından kahve içiyordu. Yorgun görünüyordu, onu ilk gördüğüm andan daha bitkindi. Karşısındaki sandalyeye otururken kahve kokusu burnumu kırıştırmama sebep oldu.

"Yoonha'yı almaya geldim."

Söylediği cümle kalbimde bir baskıya sebep olurken başımı sallamak dışında bir şey yapamadım, onun için en doğru olanın annesi ile olması gerektiğini biliyordum. "Anlıyorum." diye mırıldandım, "Benden ya da babandan nefret etmek istersen haklısın, kızıma karşı bir nefret göstermediğin ve onu sahiplendiğin için teşekkür ederim Taehyung." dedi, bir şey diyemiyordum, kelimeler boğazımda düğümleniyor ve konuşmama izin vermiyordu. Ellerim masanın üzerinde birleşmiş, parmaklarımı birbirine geçirmiştim. "Yoonha'yı senden ya da kardeşinden uzaklaştıracak değilim, siz ikiniz de onun ailesisiniz. Üstelik Yoonha bir Vita ve eğitimini Merkez'de değil, seninle görmesini istiyorum." Söyledikleri kaşlarımı çatmama sebep olurken yüzünde yorgun bir gülümseme ile bana bakıyordu, "Henttang, buradan yirmi kilometre uzakta, ormanın diğer ucunda kalan bir kasaba. Ailem orada yaşıyor, Yoonha da benimle oraya gelecek. Onu ne zaman görmek istersen gelebilirsin, istediğin zamanlarda sizde kalabilir ama onun bana ihtiyacı var." Bunu biliyordum, Merkez eğitimi için annemden ayrıldığımda Yoonha'dan birkaç yaş büyüktüm, ne kadar zorlandığımı ve annemi istemek için sessiz gözyaşları döktüğümü hatırlıyordum.

touch it' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin