Media: Doruk Batur
Uyandığımda, göğsüme yaslanmış bir omuzla karşılaştım. Saatin kaç olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok. Oldukça masum ve bir o kadarda güzel uyuyan Doruk'un yüzüne baktım. Onu hiç böyle görmemiştim. Açıkçası kendimi de uzun süredir böyle görmemiştim. Doruğu tanıdıkça kendime yabancılaşıyorum belli ki. Ellerim istemsizce saçlarına gitti. Uyumanın verdiği sersemlikten karışmış olan saçlarını düzelttim. Gözüm bir an yüzüne kaydı. Dudakları hafifçe yukarı kalkık bir şekilde uyuyordu. Muhtemelen farkındaydı saçıyla oynadığımın.Bir an kendime 'ne yapıyorum ben' diye sordum. Sahi ne yapıyordum ben? . Nefretimin saçlarıyla oynayıp göğsümde uyumasına izin mi veriyordum? Tamam Doruk tanıdığım gibi biri çıkmamış olabilir ama bu ona karşı nefretimin bittiği anlamına gelmez.
Hızla göğsümde duran kafasını yastığa koydum. Sandalyenin üzerindeki siyah ceketimi üzerime geçirdim ve odadan çıktım. Merdivenlere yaklaştıkça hızlanan adımlarım sarsıldı ve belimde bir elin olduğunu fark ettim.
''Nereye gidiyorsun kızıl?'' Sırtım yüzüne dönük olduğundan yüz ifadesini seçemiyordum. Ama beni kendisine bastırışını hissedebiliyordum. Sanki az daha böyle kalsak bedenlerimiz birbirine girecekti. Düzenli nefes alış verişini duyabiliyordum.
''Burası hariç her yer olur.''
''Neden?'' Belimde tuttuğu elden kurtulup yüz yüze gelebileceğimiz bir pozisyona geldim. Aramızda en az 5 karışlık bir mesafede sorunu yanıtladım.
''Bu gece sırf sana söz verdim diye burada durdum. Asıl Miray dün yaptığın hiçbir şeyden etkilenmezdi. Sana söz vermezdi. Annesine karşı gelip seninle uyumazdı. Hani dün senin omzunda uyuya kalan ve az öncede göğsüne kafanı koyarak uyuyakaldığın kız var ya? O kız ben değilim. O kızı tanımıyorum. Kalıbımı basarım ki sende o kızı tanımıyodun. Bir kere uyuduk ve bitti. Bundan birine bahsedecek olursan çok kötü olur! Hatta bak daha iyi bi fikrim var. Şu bu akşamki parti olayından sonra sakın karşıma çıkma!''
Yanıtını bile duymaya tenezzül etmeden merdivenlerden inip dışarı çıktım. Bir tarafım 'gitme ne kaybedeceksin ki?' diyor diyer tarafım ise gitmek için yanıp tutuşuyor.
Bana doğru koşan adımların farkında olarak hiç olmadığım kadar hızlı koşmaya başladım. Arkamda bir katil veya tecavüzcü yoktu belki, ama bu ondan kaçmamam için bi sebep değildi.
Hiç geçmediğim bi sokak belirdi önümde. Eğer sokağa girmekle girmemek arasında tereddüt etseydim Doruğa yakalanmam kaçınılmaz olurdu. Sokağa girmemle doruğun karşımda belirmesi bir oldu.
İçimden birkaç küfür geveleyip durdum. Nerden fırladı bu çocuk? Tanrı aşkına Süpermen falan mı?
''Oha! Nereden çıktın sen?''
''Sürpriz yumurtadan diye bi espri yapmamı beklemiyorsundur umarım kızıl? Sokağın diğer tarafından girdim.''
Bilmediğim bi sokağa girmenin sonucu. -Alkışlar- Benim bildiğim tüm sokaklar bir kestirme yolun sonu değil. Ama bu lanet olası sokak, Doruğun her zaman kullandığı kestirme yolun sonundaki sokaktı.
Kapana kısıldığım an.
#AÇIKLAMA#
Biliyorum birkaç hatam var. (Cümle bozukluğu, kelime hatası, noktalama işaretleri vb.)
Henüz amatör olduğum için bu hataların farkındayım. Gördükçe düzeltiyorum. Eğer hikayem ile ilgili beğenmediğiniz yerler, istekleriniz ve önerileriniz varsa mesaj olarak yollayabilirsiniz :3 Geri dönüş yaparım mutlaka. Bir de bu bölümde başlık bulamadım :( her neyse. Şuan bu yazıyı ve hikayemin tamamını okuyan herkese çoook teşekkür ederim <3 Göstereceğiniz anlayış benim için çok önemli kjdsasd :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KarmAşk
Teen Fiction''Ve ben belki de kısa bir zaman sonra, onun gülüşünü bile unutacaktım. Bakışlarını, kokusunu ve belki de sesini. Ama kızıl saçları... Kızıl saçlarını hiçbir zaman unutmayacaktım.''