-
Hala iri elleri beni sıkıca kavramış boğazımdaydı. Bağırmak istesem de bağıramıyordum. Nefes alışverişlerim güçleşmişti. Güçlükle " Menar nerede " diye bildim.
Çırpınışlarım boşunaydı. Suratım yavaş yavaş mor rengini alırken, sonunda ellerini boğazından çekmeyi akıl edebilmişti
Bir yandan öksürük krizine girerken diğer yandan derin derin nefesler alıyordum.
" Menar kim bilmiyorum ama çok konuşuyorsun , arkadaşında senin gibi çok konuşuyorsa adamlarıma acıdım. Çeneni kapalı tutmayı bilmiyormusun? "
Yüzü alaycı ifadeden ciddi bir ifadeye bürünmüştü. O mavi gözleri , insanı rahatlatmak yerine delip geçiyordu.
Onu incelemeyi bırakıp dediği şeyleri idrak etmeye çalıştım. Ah benim sayemde Menarın da başı beladan kurtulmuyor harika (!)
" Bak derdin ne bilmiyorum, ama bizim gitmemiz lazım " diyerek sabrımın yavaş yavaş tükendiğini belirtir bi tonda konuştum.
"Kimden kaçıyordun? " ne yani onu abisi göndermemiş miydi ? İçimde az da olsa bi rahatlama geçerken yanıtladım
" Pardon da sana açıklama yapmak zorunda olmadığımı sanıyorum. Sokak ortasında boğazıma yapışmakta ne ? Ah doğru unutmuşum eşkıya olduğunu. Eğer bir kere yardım ettin diye karşıma çıkıyorsan hiç etmeseydin keşke şimdi söyle getirsinler arkadaşımı "
Gözlerini kısıp bana baktıktan sonra sinirle soludu
" Bana bak fare haddin olmayan şeylere fazla karışıyorsun sınırlarımı zorlama " kolumu daha çok sıktı ardından tükürürcesine konuşmaya devam etti.
"Ayrıca gözüme çok batıyorsun ne işler çevirdiğini anlat hemen kim için geldin depoya ? "
Kolumu kurtarmak için çekiştirmeye çalışsam da güçlü kolları buna izin vermedi.
" Ben birşey yapmadım Y-A-P-M-A-D-I-M ! " diye bağırdım.
Güldü ama tamamen yapmacık bir gülümsemeydi
" Bak sen lağım faresine, inancammı cidden bu dediğine ? Peki uyuşturucu kullanmanı nasıl açıklayacaksın ? "
Derin bir nefes alıp devam etti
" Bizim eski depoya alışverişe gelmissin memnun kaldın mı bari ? Diyerek alay etti
Artık sinirleniyordum amacı beni delirtmekse çok iyi yapıyordu!
" Bak kimsin bilmiyorum, yardım ettin diye havalara hiç girme. Depoya gelmem sadece tesadüftü. Satıcı olduğunu bilmiyordum. Birdaha karşıma çıkma lütfen. Sadece ihtiyacım vardı " diyerek hızlıca konuştum.
Boğazındaki damarların belirginleşmesi sinirlenmeye başladığının habercisiydi. Birşey söylemeyerek telefonunu çıkarıp bir numara tuşladı. Daha sonra kızı getirin diyerek kapattı. Bana dönerek konuşmaya başladı ;
" Sana yardım etmiş olmam tekrar edeceğim anlamına gelmiyor. Siz ikiniz karşıma çıkmayın umarım tekrar depoya gelmek gibi bir aptallık etmezsiniz. Malı nerden bulursan bul bizi tanımıyorsun anlaşıldı mı ? "
- MENAR 'DAN -
Sabahtan beri almira'nın içini döküp rahatlamasını bekliyordum fakat o başka şeylerle ilgilenmekle meşgul dü . Bu durum her ne kadar beni sinir etsede üstüne gitmeyecektim.
Kafeye geldiğimizden beri tuhaf olan almira , içeri takım elbiseli tüm ihtişamıyla bütün yüzleri kendisine çevirebilecek bir adamı farkettiğinde daha da garip olmaya başladı. Hiçte iyi şeyler sezmiyorum.
Almira'nın yüzünden hafif bir panik dalgası geçtiğinde anlamaz bakışlarımı ona yönlendirdim. Hiç bir şey söylemeyerek ayağa kalktı. Masaya bir miktar para bıraktıktan sonra beni çekiştirmeye başladı.
" Ne oluyor almira ? " hala beni sürüklemeye devam ederken konuştu
" Hemen buradan ayrılmamız gerekiyor söz veriyorum anlatacam " Yine ne karıştırıyor bu kız . Umarım mantıklı bi açıklaması vardır.
"Peki " diyerek Almira' ya ayak uydurdum.
Kafeden ayrıldıktan sonra arabayı parkettiğimiz sokağa dönerken Almira' nın çığlığı ve saçına yapışmış bir adet el görüş açıma girdi. Yanımdan almira'yı sürükleyen oğlanın yanına gidecekken karşımda kahvenin en güzel tonunda gözleri ve özenle kaldırılmış saçlarıyla oldukça çekici duran çocuk engel oldu.
İşaret parmağını Dudağına koyup sus işareti yaparak beni çekti. Ne ara dibine kadar girmişti bilmiyorum kulağımın dibinde konuşması tenimi ürpertti .
" Sadece konuşacaklar sorun çıkarma "
Arkama dönmeme fırsat vermeden bir elini ağzıma diğer elini belime koyarak ilerlememi sağladı. Hareket etmediğimi farkedip beni kendisine çevirdi.
" Siz kim oluyorsunuz tanımadığı bir kişiyle ne konuşması bu " diye bağırdığımda gözlerini devirerek
" Sadece sus lütfen ve yürü " diye cevapladı.
Almira yine kimlere bulaşmıştı bilmiyorum ama başımız sanırım bu sefer ciddi anlamda beladaydı. İçimden Almira'ya zarar vermemeleri için dua ederken bir taraftanda sakin olmam gerektiğini kendime hatırlatıyordum.
Almira benim tek dostum ona zarar gelme düşüncesi nefes almamı güçleştirirken, Melih amcaya ne hesap verirdik bilmiyorum.Daha sabah kızını sakinleştirmem ve moralini yerine getirmem için bol bol nasihat vermişti. Oda bizde endişeleniyorduk. Bunları düşündükçe içimdeki ağlama hissi artarken bir arabanın yanına geldiğimizi farkettim.
Arabanın içerisinden bir çocuk bizi görünce havalı denilebilecek şekilde inerek Yanımıza geldi.
Çocuğu gördüğümde ağzım ve gözlerim aynı anda açılırken o ise alayla sırıtıyordu.
Ne yani bu tesadüf olamaz heralde şimdi taşlar yerine oturuyordu bu depoda gördüğümüz çocuktu.
Ne bizim zorla kaçırılmamız tesadüftü , nede bu sarışını karşımda görmek tamamen isbitlenmeydi evet kesinlikle başka açıklaması olduğunu sanmıyorum.
Ben şaşkınlıkla hala Aval Aval çocuğa baktığımda arkamdaki çocuk
" Neyi bekliyorsun girsene " dedi . Ona cevap vermeyerek sarışına döndüm . Gerçeklikten yoksun bi gülümseme gönderirken konuştum
" Bakıyorum da dün bir bugün iki ama sen yine dibimizde sin ? "
Ardınç bize şaşırdığını belli eden bir ifade ile bakarken ne olduğunu anlamaya çalışır gibiydi .
" Yeniden ' Ticaret ' yapmak istersin diye düşündüm "
Ah canlı mayonez seni !
Ticareti üstüne basa basa söyleyerek beni sinir etmeye çalıştığını anlamamak mümkün değil.
" Kes Olcay " diye araya girdi sert sesi ile
Ikisinede ters bir bakış atarak daha fazla soğukta dikilmemek adına arabaya oturmaya karar verdim.
Isminin Olcay olduğunu öğrendiğim mayonezle diğer çocuk birşeyler konuşurken cama tıklattım.
Ikiside kafasını çevirdiğinde ne var anlamında başını salladı. Elimle yaklaş işareti yaparak yanıma gelmesini sağladım.
" Ne oldu ? "
" Ya şu ısıtıcıyı açsanya çok soğuk " diyerek kollarımı bedenime doladım.
Homurdanarak kontağı taktı ve ısıtıcıyı açtı. Daha sonra kapıyı kapatarak arkadaşının yanına döndü. Arabada oturmuş pür dikkat ikisini izliyordum ismini bilmediğim çocuğun değişik bir havası vardı Hiçte kötü çocuğa benzemiyordu yada maskesini çok iyi takınmıştı. .
Hararetli bir şekilde konuşurlarken çalan telefonu ile bana doğru döndü başını sallayarak telefonu kapattı .
Ve yanıma ilerlemeye başladı. Bakışlarımı hala üzerinden çekmemiş ona bakmayı sürdürken bir kaç adımda yanıma gelip kapıyı açtı .
" Hadi gidiyorsun "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYKIRI
Teen FictionGüçlü olamıyorum asla. Güçlü olamayacağımı anladım. Beni affedebilecek misin gelecekteki yüzüm? Bu kadar yenilgiyi kabullenememişken geçmişim, apar topar dün olabilecek mi tek bir kelimeyle? Ben, yalnızlığı seçmişken tüm renklerimden sıyrılıp ben ol...