Multimedia : Ardınç ve Menar
Duvara yaslanmış yağmurun yağışını izlerken yanındaki çocuğu incelemeye başladım. O sözleri söyledikten sonra umursuzca arkasını dönmüş gidiyordu fakat birden adımları durdu tekrar yanıma ilerlerken yüzündeki ifade düşünüyor gibiydi.
Karşınızdaki insanın ne yapmaya çalıştığını anlamak istercesine her zerresini ezberinize alırsınız , baştan aşağı süzgecinizden geçirirsiniz ya işte şu an aynı şekilde bana bakıyordu beni incelemesinden rahatsız olsamda bende gözlerimi çekmemek te ısrarcıydım.
Uyuşturucu meselesine karıştırıldığımdan beri başım beladan kurtulmaz ufak tefek sıkıntılar yaşadım. Fakat şuan o depoya gitmenin 2. kez pişmanlığını yaşıyordum .
Özellikle Menar için fazla endişeli ve gergindim içinde bulunduğum durumu şuan evde oturmaya tercih ederdim. Mesela şimdi arkadaşlarımızla vakit geçiriyor olabilirdik.
Hepimiz ayrı ayrı okullardan aynı üniversite de bir araya gelmeyi başarmış 6 dosttuk. Dostluktan öte kardeşlik bağı vardı bikere. Dert ortağıydık denilenedebilirdi. Beraber eğlenmeyi biliyor küçük şeylerle mutlu olmayı başarıyorduk.
Sanırım bu senenin uğursuzluğu üzerimizdeydi. Bu yıl ayrılmış beraber tatile gidememiştik. Olası krizler ve babam bu fikre karşı çıkmıştı. Beni yanından ayırmak istemiyordu. Hepsi her ne kadar çaba sarf etsede bende tatili berbat etme düşüncesiyle babamı onaylamıştım.
Menar durumumu bildiği için diğerlerinden daha fazla üzerime düşer. Bu yüzden oda beni yalnız bırakmamak için gelmeyeceğini bildirmişti. Aslında gitmesini istiyordum fakat bir türlü ikna edememiştim içi rahat etmiyordu belkide gitse şimdi benim yüzümden burada olmazdı.
Menar da bağımlı olduğumu bilmiyordu ona söylemeyi düşünmüyorum ta ki krizimlerimden birine şahit olana kadar . Herşeyi anlatmak zorunda kalmıştık diğerlerine biraz daha geç söylesekte ayrıntılı bilmiyorlardı. İlk duyduğunda birçok duyguyu aynı anda yaşadığına şahit olmuştum tabiri caiz ise yıkılmıştı.
Benden çok daha yıprandığı rahatlıkla söylenebilir. Fakat Menar güçlüydü bu yolda birlikte olduğumuzu söylemişti. Anlaşmamıza göre tedavi olana kadar onun sözünden çıkmayacaktım kimsede bilmeyecekti.
Bir telefon melodisiyle kendime gelirken yüzümü ıslak asfalttan çevirip yüzüne baktım sahi yağmur ne zaman yağmıştı? dikkatle telefona bakarken hızla cevapladı. Bir süre karşı tarafı dinledi.
" Ardınç ne zaman geleceksin artık bir kızı getiremedin hadisene bütün gün senimi bekleyeceğiz "
Daha sonra telefonu " Tamam " diyerek kapattı . Bana dönerek
" 15 dakikaya buradalarmış " dedi
Tamam anlamında başımı salladım. Kendisini yeniden izlemeye başladım her ayrıntısına dikkat ediyordum. Abartılı bir yakışıklılığı olmasada her kızı etkileyebilecek bir kapasitesi vardı.
Benim koyu mavi gözlerim, karanlık bir kuyuyu andıran göz altlarımın aksine mavi gözleri insanı içine hapsediyordu. Çekiciydi. Boynundaki zincir farklı hava katmış onu daha çekici kılıyordu. Normal şartlarda o zincire tasma benzetmesi yaparak dalga geçirdim fakat ne şartlar normaldi ne de o sert tavırları buna izin verirdi.
En azından abisi kadar ürkütücü değildi. Abisi demişken sahi borç meselesi canımı sıkıyor du. Herşey yolundaymış gibi birde başıma ödemem gereken bir borç çıkmıştı. Biran önce şu meseleyi halledip daha fazla uğraşmasam iyi olur.
Duvara yaslanmış elinde telefonu ile oynarken ona döndüm. Hava cidden soğuktu üstündeki sadece deri ceketle üşümüyor olmalıydı. Yağmur hızını artırmış hatta kar atıştırıyordu. Fakat sokak dar ve çatıları geniş olduğundan duvar dibinde ıslanmıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYKIRI
Teen FictionGüçlü olamıyorum asla. Güçlü olamayacağımı anladım. Beni affedebilecek misin gelecekteki yüzüm? Bu kadar yenilgiyi kabullenememişken geçmişim, apar topar dün olabilecek mi tek bir kelimeyle? Ben, yalnızlığı seçmişken tüm renklerimden sıyrılıp ben ol...