▪ BÖLÜM 7 ▪

466 73 5
                                    

Ağladığımdan olsa gerek başımda hafif ağrıyordu. Başımı ovuştururken yatakta doğruldum. Etrafa göz gezdirirken Menarın evinde olduğumu farkettim. İçeri Menar girdiğinde merak ve beklenti ile bakıyordu.

Mezarlıktan sonra babam kendimi toparlamam için buraya getirmiş olmalıydı. Kendisi bu hallerime dayanamadığından Menarın iyi hissettireceğini düşünmüşler di onların böyle düşünmesini sağlayan ona verdiğim değerdi.

Birileriyle dertleşmeyi sevmiyordum. Fakat Menar istisna sayılabilir di o gerçek anlamda dost sıfatını iyi taşıyanlardandı. Bazen abla-kardeş bazen anne olabiliyor. Onunla sorunlarımı paylaştığım da üstelemiyor , sabırla dinliyordu .

Bu bana herzaman iyi hissettirmişti.Onunla dertleşirken, göz yaşlarımla beraber yaşadıklarımında akıp gitmesini diliyordum.

Şimdiye kadar pes etmemem hayata karşı direncim içindi ve şimdi biz yine bir tünelin çıkışını bulmak için bir aradaydık. .

________________________________

Ertesi gün erken kalkmış , kahvaltıyı dışarda yapmamızın iyi olacağını düşünüp arada bir gittiğimiz kafeye gelmiştik. Ankara bugün de ayazını iliklerine kadar hissettiriyordu.

Aslında evden çıkıp buraya gelmek çok akıl kârı bir iş olmasada menara sesimi çıkarmamıştım. Zaten kafenin içine girdiğimizde yüzümüze çarpan sıcaklıkla rahatlamıştım.

Herhangi bir masaya oturup siparişlerimiz gelene kadar konuşmamıştık. Sessizliği bozan Menar olmuştu

" Buraya somurtup dur diye gelmedik Almira "

Sıkıntıyla nefesimi dışarı verdikten sonra

" Güldüm oldumu " dedim yapmacık gülümsemi yolladım taa ki kafama yediğim çatala kadar....

Garson Yanımıza gelerek çatalı yeniledi ve daha sonra yanımızdan ayrıldı

Menar ateş saçan gözleri ile bakmaya devam ederken , konuyu değistirmek adına

" Manzaraları harika değilmi ? " diye sordum

Gerçekten de Ankara' nın havası Başkaydı. Kafenin bahçeye bakan büyük bir kısmı vardı taştan yolun kenarı çiçeklerle dizayn edilmiş bankalarla harika bir görüntü yaratmıştı

Biz sıcak kahvelerimizi yudumlarken kafeden içeri bir adam girdi. Tüm ihtişamıyla bütün yüzleri kendisine döndürdü.

Gerçekten sert ve çekici bir havası vardı. Tıpkı filmlerdeki kötü adamlar gibiydi.

adamı incelemeyi bırakıp aptallığıma lanet ettim. Bu o gün depodaki çocuğun abisi ve kendisine borcum olduğunu söyleyen adamdı. Ne işi vardı bunun burada ? Bize doğru yaklaştığını fark ettiğimde tüm Vücudum korku ile gerilirken menar bişeylerin ters gittiğini anlayıp

" Bir sorunmu var almira? " diye sordu

Gerçekten bize doğru geldiğine emin olduktan sonra hızlı hızlı konuşmaya başladım

" Tam arkadaki takım elbiseli adam sanırım buraya geliyor "

" Ne demek buraya geliyor o da kim ? " diye şaşkınlıkla sordu arkasına bakmasına fırsat vermeden masaya bir miktar para koyup Menarı çekiştirdim

" Sakın bakma şimdi hemen buradan kalkıyoruz anlatacam herşeyi yolda "

Hızlı adımlarla kafeden çıkarken o adam gözlerini bizden ayırmayarak bizim oturduğumuz masanın arkasındaki masaya oturdu. Gözleri üzerimizdeydi. Bakışlarındaki sinsiliğe bir anlam verememiştim.

Hızlıca arabayı almak için yan sokağa doğru dönerken bir elin saçıma yapışmasıyla olduğum yerde kaldım beni kendisine yapıştırdığı için yüzünü göremiyordum.

Çırpınırken aynı zamanda küfür savuruyordum. Menar neden kurtarmıyordu nereye gitmişti şimdi yanımdan? ve beni tutan kollardan saçımı kurtardığımda yüzünde ki korkunç sırıtışla karşımda bir çift mavi göz. ..

Fısıltıyla konuştu

" Yakalandın sarı fare , Yakalandın "

O an gerçekten Menarı bulmak ve kaçmak istiyordum başımız beladaydı sanırım hiç bir şey bilmiyordum bildiğim tek şey yaşantımın en iğrenç yıllarında olduğumdu . Yürüdüğüm yolda gittikçe dibe battığım dı.

Yaşam. ... o hepimize borçlu olan hergele , öder inşallah birgün hesabını.

Umarım yaşayabiliriz ertelediklerimizi "GENÇLİĞİMİZİN SON GÜNÜNÜ" kaybetmeden elimizden

MULTIMEDIA - ALMIRA -

AYKIRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin