İki gün sonra...
Duştan çıkıp üzerimi giyindim. Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Fazla dekolteli bir elbise giymiştim ama umrumda değildi. Bu iddiayı sonlandırmak için mukkemel bir elbiseydi bence.
Aradan nerdeyse iki gün geçmişti ama bırakın Barı'nın beni sikmesini beni bir kere olsun öpmedi de. Buradan çıkardığım bir sonuç ise Barın ne olursa olsun kaybetmeyi sevmiyordu ama bugün bir ilk yaşanacaktı çünkü bir şekilde kazanacaktım.
Saçlarıma fön çektikten sonra odadan çıktım. Lobide beni bekleyen Barını görünce gülümsedim. Bugün yemek yiyecektik ve gecenin uzun olmasını diliyorum. Onu gerçekten çok özlemiştim.
Bakış açısına girince bir küfür mırıldandı. Yanıma gelip beni hemen asansöre çekiştirdi. "Barın ne yapıyorsun!"
Kapılar kapanırken bana dönüp "Bu ne kızım! Sen beni katil mi etmek istiyorsun! Bu elbiseyle asla bir yere gelemezsin!" diye bağırdı. "Ama yemek..."
"Odamızda yeriz."
"İyi."
Ne olduğunu anlamadan birden asansörü durdurdu. Ben ona şaşkınlıkla bakarken o bana doğru gelmeye başladı. "Galiba daha fazla dayanamayacağım!"
Sadece gülümsedim. Elinde sonunda dayanamayacaktı! Biraz uzun sürmüştü ama umrumda değil. "Kaybedeceksin ama!"
Belimden tutup beni kendine çekip "Kızım ben seni kazanmisim, diğer hiçbir şey umrumda değil. Hem burada kazanan sen olacaksan benim için sorun yok. Zaten gereksiz bir iddia yüzünden iki gündür seni opemiyorum. Çıldırmak üzereyim!" dedi nefesi yüzüme çarparken. Dudaklarıma eğilip "Kazandın Kraliçem," deyip dudaklarıma yapıştı.
Elleri kalçalarıma giderken bende ellerimi boynuna dayayıp öpüşüne karşılık verdim. Özlemle öpüyordu beni. Bende aynı şekilde. Uzun bir süre opustukten sonra kulağıma eğilip "Odamızda devam edelim," dedi ve asansörü tekrardan çalıştırdı. En üst katta asansör dururken indik. Odamıza yonelecekken karşımıza Çağatay, Oğuz, Eda ve Pelin çıktı.
O günden sonra bir iki defa daha karşılaşmıştık onlarla. Pelin hariç diğerleri sevecendi. Barın ne kadar rahatsız olsa da beni otele getirdikleri için onlara minnettardi. Onlarla selamlaşırken Oğuz "Yemeğe mi ineceksiniz?" Diye sordu.
Barın cevap vermeme izin vermeyip "Yok biz odamızda yiyeceğiz," diye cevap verdi. Pelin gülüp beni kast ederek "Odada yemek için mi bu kadar hazırlandın!" deyince sinirden üzerine atlamamak için kendimi zor tutuyordum. Allah'ım sen bana sabır ver.
Çağatay Pelin'e 'Ne saçmalıyorsun?' bakışı atarken Barın elimi daha sıkıp 'Sanem diğerlerinin aksine kendine sadece sevgilisi için özen gösteriyor. Diğer kızlar gibi kendilerini herkese göstermeye çalışmıyor!" deyince ben güldüm, Pelin'in ise tek kaşı havaya kalktı. Oldun mu kapak!
Pelin tam bir şey diyecekken Çağatay araya girip "Size afiyet olsun. Bizde artık gidelim," deyip diğerlerine yürüyün dedi.
Onlar yanımızdan ayrılırken Barın bana dönüp "Bu kızı sevmedim. Yanına yaklaşma," diye beni uyardı. Ellerimi yanaklarına koyup "Yia sen az önce beni mi korudun!" dedim gülümseyerek.
Barın ellerini belime koyup "Hiç kimse sana laf edemez, hele ki benim yanımda asla!" Dedi.
Ben sırıtırken odamıza girdik. Barın kapıyı kapattığı gibi beni kapıya yaslayıp öpmeye başladı. Kollarımı boynuna dolayıp karşılık verdim.