Oy sınırı: 60
Yorum sınırı: 20"Hayır ya," diyerek asansör kapısına vurdum ama ne fayda!
Çağatay telefonuna bakınca ona dönüp "Dur tahmin edeyim telefon çekmiyor," dedim. Çağatay gülerek "O kadar değil ya," deyip birini aradı. İyi bari telefon çekiyor. Benim telefonum odamda olduğu için Barin'ı arayamadım. İnşallah uyandığında tüm oteli ayağa kaldırmaz.
"Sikicem ama telefonunuzu," diyen Çağatay'a bakışlarım döndü. Çağatay bana dönüp"Özür dilerim ya, benim mal arkadaşlarım telefona cevap vermiyorda," deyince ofladim. "Hiçbiri mi?"
Çağatay başını olumsuz anlamda sallayınca kafamı bir yere vurmamak için kendimi zor tuttum.
"Barın'ı arasan?"
"Telefonum yanımda değil ve numarasını da ezbere bilmiyorum. Ki şu an uyuyor. En az üç saate kadar daha uyanmaz."
Çağatay 'Anladım' derecesinde başını sallayıp asansörün bir kenarına geçip oturdu. Ben ona 'Ne yapıyorsun?" Bakışı atarken o "Belli ki bir süre buradayız. Beklemekten başka çaremiz yok!" dedi.
Oflayip bende diğer köşeye geçip oturdum. Fark ettim de ölmek için ne de güzel bir gün. Ya ben burada endişeden öleceğim yada buradan çıktıktan sonra Barın beni öldürecek. Şu an bile tepki vereceğini tahmin edebiliyorum. Demiycek bir şey bırakmayacaktır.
"İyi misin?"
"İyiyim ya sadece biraz daraldım," dedim Çağatay'a. "İstersen oyun oynayalım, belki biraz stresini atarsın," deyince 'olur' anlamında başımı salladım.
Çağatay bir süre düşünüp "D,C ye ne dersin?" diye sordu. "Çok klişe derdim ama başka oynayacak bir şey yok."
"O zaman başlıyorum. D mi C mi?"
Bir süre düşünüp "D," dedim. "Barın senin için nasıl biri?"
Onu düşününce gülümsedim. "Barın... Hayatımın ilk aşkı. Aşık olduğum tek insan. Babamın bile bana vermeyen güven duygusunu bana veren insan. Hani derler ya; ilk aşkımızı babamızda tadarız, benim öyle olmadı. Benim babam işten başka bir şey düşünmeyen benle asla ilgilenmeyen biri. Barın onun yerini doldurdu. Tabiki de asla onun gibi olamaz ama kendimi ilk defa sevdim sayesinde. Yani vazgeçilmezim, olmazsa olmazim," deyip Çağatay'a döndüm. Çağatay gülümseyip"Sen bu çocuğu gerçekten seviyorsun," dediğinde "Hem de nasıl seviyorum. Onun için her şeyi yapabilirim." Dedim.
"Anladım, sıra sende!"
"D mi C mi?"
"D."
Biraz düşündükten sonra "Aşk sana ne çağrıştırıyor," diye sordum.
Çağatay başını asansöre yaslayıp "Hmm... Aşk...Aslında çok güzel şeyler çağrıştırıyor ama daha çok kötü şeyler çağrıştırıyor. Çünkü burası gerçek hayat. Aşklar her zaman kitaplardaki gibi güzel bitmez, ya da sürmez. Yani benim sadece bir hayal," dedi bakışlarını bana çevirirken. İlk defa gözlerinin içine bakıyordum ve nedense tanıdık gelmişti bana. Birini anımsatıyor du bana olması imkansız biri.
"D mi C mi?"
"D!"
"Hayatın boyunca en çok neyi istemiştin?"
Kalbim acıdı birden. İstemiştim ama asla olmayacak bir şeydi. Gerçi artık olmasını da istemiyorum ama hiçbir şeyi onun kadar istememiştim.
"Annemin beni sevmesini."
Çağatay kaşlarını çatarak "Annen seni sevmiyor mu?" diye sordu.